escort bayan
$(function(){ $('#inner-content-div').slimScroll({ height: '100%' }); });
Bugun...


Celal Yılmaz

facebook-paylas
ZEVK, ESTETİK VE EKONOMİ: BİR KISIR DÖNGÜNÜN ANATOMİSİ
Tarih: 27-12-2024 00:01:00 Güncelleme: 27-12-2024 00:01:00


 

Ekonomiden, maldan, mülkten veya işte dünyadan bahsetmek pek huyum değildir. Ancak bu konuyu da edebiyat nazarıyla pekâlâ ele alabilirim. Takip edenler bilir, şiirlere yazılarımda sık sık yer verir, bazı yazılarımın girizgâhını güzel mısralarla, alıntılarla yaparım. Okuduğunuz bu yazı da bu özelliğe haiz. Dolayısıyla sözü burada bir şaire bırakıyoruz: 

Bî-mezak olmuş idi halk-ı zamân

Kîse cem‘ itmek idi fikri hemân

Yukarıda yer alan beyit Bursalı Beliğ’e ait. Kısaca, “Zamane halkı zevksiz bir hâle gelmişti. Çünkü onların tek dertleri para biriktirmekti.” diyor şair. 18’inci yüzyılın zamane halkının sorunlarından bahsetmiyor yalnızca, ekonominin ahlakla ilgili evrensel dengesini de ortaya koyuyor. Zira söz konusu beyit, iki mühim yorum sunuyor muhatabına. Bu yorumlardan biri, halkın yoksulluktan sadece para biriktirmeyi düşünecek hale gelmesi ve neticede zevksizleşmesi. İkincisi ise para biriktirme hırsına yenik düşen halkın zevksizleşmesi. Paradoksal bir durum söz konusu yani. Açacağım.

Zevksiz bir toplum, yalnızca estetikten mahrum kalmaz; aynı zamanda bir tür yoksulluğa da mahkûm olur. Zira yoksulluk, insanları hayatta kalma güdüsüyle hareket etmeye zorlar ve bu da sanatın, estetiğin, inceliğin geri plana atılmasına sebep olur.

Ancak bu durumun tersi de geçerlidir: Zevksizleşen bir toplum, üretiminde nitelikten uzaklaşır ve ekonomik gerilemeye doğru sürüklenir. Örneğin bir zanaatkârın elinden çıkan ürün artık ince işçilikle değil, sadece hız ve maliyet kaygısıyla şekillenir. Mimari sıradanlaşır, sanat üretimi azalır, iş kültürü mekanikleşir. Bu da toplumu ekonomik anlamda daha düşük bir standartta yaşamaya mahkûm eder.

Zevk ve estetik, yalnızca bireysel ruhu değil, toplumların ekonomik potansiyelini de besler. Ne var ki, hayatta kalmaya odaklanan bireylerin oluşturduğu bir toplumda, estetik değerler lüks olarak görülür ve bu algı, toplumun yoksulluk kısır döngüsünü daha da derinleştirir.

Şunu da ayrıca belirtmek gerekiyor ki normal şartlarda halkın fakirleştiği noktada zenginleşen bir takım kümelerin olduğu söylenir. Bu kümelerin etrafında şekillenen estetik ürünler de mevcuttur ancak yapay ve bir zümreye yöneliktir. Dolayısıyla halk zenginleşmek için yine kendi yüksek estetik ve ahlaki standartlarına dönmek durumundadır.

Yazının neredeyse tamamını oluşturan bu girizgâhın sonuna geldik. Şimdi gelelim bugünün Türkiye’sine. Türkiye’de asgari ücret tartışmaları bugün yeni bir boyut kazandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 2024 yılı için net asgari ücreti 22 bin 104 lira olarak açıkladı. Bu rakam, önceki yıla göre yüzde 30’luk bir artışı ifade ediyor. Ancak yeni asgari ücret, alım gücü açısından ne kadar yeterli olacak? Bu sorunun cevabı, halkın günlük hayatında karşılaştığı ekonomik zorluklarla doğrudan bağlantılı.

Bir yandan, TÜİK tarafından açıklanan dezenflasyon süreci ve mali disiplin vurgusu umut verici gibi görünse de diğer yandan yüksek enflasyon oranlarının hala hissedilir düzeyde olması, halkın “gerçek alım gücü” konusundaki endişelerini artırıyor. Öyle ki, bugün belirlenen 22 bin 104 liralık net asgari ücret, hızla artan market fiyatları ve yaşam maliyeti karşısında kısa sürede yetersiz hale gelebilir.

Bu noktada, Bakan Işıkhan’ın vurguladığı gibi, ücret artışlarının “market raflarında eridiği bir döngüye” girilmemesi için alınacak önlemler kritik önem taşıyor. Halkın en büyük beklentisi, “enflasyona ezilmeyen” bir yaşam standardı. Mevcut ekonomik tabloda, artan asgari ücret ve emekli maaşı bir nebze rahatlama sağlasa da sürekli artan hayat pahalılığı bu kazanımları kısa sürede eritecek.

Dolayısıyla, halkın gerçek alım gücünü koruyacak bir sistemin oluşturulması, TÜİK verilerine dayalı geçici çözümlerden daha önemli. Ancak ben hala aynı noktadayım. Halkın zevk ve dolayısıyla güzeli muhakeme etme kabiliyetine sahip olarak kendilerine müstahak görüleni tahkik edebilecek bir mesafe kat etmesi, yoksullukları üzerinden kazanım üreten insanlara verecekleri en şiddetli cevap olacaktır.



Bu yazı 1215 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI