Bu sayede medya ve toplum ilişkileri bakımından sosyal izolasyon kapsamında gazete, radyo, televizyon, sosyal medya, vb. mecraların nasıl ve hangi amaçlarla kullanıldığını öğreneceğiz.

Öncelikle bu konu hakkında medyanın küçük bir tanımına bakmamızda fayda vardır. Medya; İngilizce’de ”media” sözcüğünden türeyip, ”araç” veya ”ortam aracı” anlamlarına tekabul etmektedir. Bu sayede medya veyahut mesaj, Marshall Mc Luhan’ın da belirttiği üzere ”araç mesajdır” terimine uygunluk kazandırır. Tam da bu sebeple, Covid-19 adı verilen ve tüm dünyada etkisini hızla artıran Koronavirüs’ün yaydığı hastalık sebebiyle izole geçirdiğimiz bu günlerde, önemlikle medyayla olan ilişkimizi çok daha iyi yansıtacak bir konuyu sizlere sunacağım. İşte, dört gün boyunca rapor ettiğim hususları, sizlere konular dahilinde gönderdiğim aktarımım.

Başta şahsım olmak üzere, ailem elbette ki evde sosyal medya olmak kaydıyla dijital ve elektrik-elektronik ürünlerle vakit harcayıp günler geçirmektedir. Esasen bu durum en çok da Kitle İletişim Araçları için geçerlidir desem yalan olmaz. Filhakika KİA diye ortaya attığımız ürün, her kesime hitap edebilecek ve kitleleri harekete geçirebilecek bir argümandır. Mamafih mühim olan KİA değildir, esas olan sunduğu içeriklerdir. Bu durumda elbette bazı manipülasyonları, provakasyonları, medya etiğini bir kenara bırakacak bilgileri sızdırmada ortaya çıkarır. Bu durumda en önemli bilgiler ulusal mecralardan öte, yerel medyalarda ortaya çıkar. Filhakika başta ailem olmak üzere tüm vatandaşlarımız başka bölgelerde olanı değil, yanı başlarında olanı merak etmektedirler, ona göre önlem ve tedbirleri sıkılaştırıp harekete girişmektedirler.

Bu hususların dışında konuya bir de kâr gözüyle bakan kimi medya mecraları ise, Hz. Peygamber (s.a.v) veya Mustafa Kemal Atatürk’ün sözlerini değiştirip ticarete dökecek kadar realist ve rasyonel bilgilerin dışına çıkabilecek paylaşımları enformasyon yoluyla vatandaşlarımıza sunmaktadırlar. Bu durumla alakalı en iyi çalışmaları ise hiç şüphesiz Frankfurt Okulu bünyesinde tasarılar ortaya atan eğitimcilerdi. Şu söz tüm yaşananlara manidarlık kazandırır; ”Medya, mevcut eşitsizlikleri yeniden üreten, kuran bir araçtır.” Şüphesizdir ki bu durumlar Komünikasyon‘la bağalntılı olup, toplumun ortak paydalarıyla işi ticarete dökmektedirler. Örneğin Diyarbakır’da bir kadın Hazreti Muhammed (s.a.v)’i rüyasında gördüğünü iddia ederek sumak yenilmesinin sağlığa iyi geleceğini belirtmiş ve ertesi gün, bu kentin Ergani İlçesi’nde sumağın fiyatı yüzde 150 artmıştı. Bu da hiç şüphesiz Kitle Kültürü‘nün ortaya koyduğu bir durumdur. Çünkü bu kültür KİA’yla birlikte üretilen ürünlerin kullanılmasında ve tüketilmesinde gün yüzüne çıkan bir husustur.

Bu konuların dışına çıktığımızda ise karşımıza Kitle Psikolojisi‘nin ortaya çıkarttığı olumsuz tablo meydana gelir. Neden mi? Çünkü birey doğası gereği, kalabalıkların yanında yaşamayı ve nefes almayı yeğler. Amma velakin günümüz sürecine baktığımızda böyle bir durumun oluşumu dahi zararlıdır ve pek de uygun karşılanmaz. Böyle bir hususun gün yüzüne çıkması demek, bireyin ruh halinin tamamen iletişim araçlarına ve en önemlisi KİA’ya dönük olmasına sebep bırakır. Bu konu ise yeni sorunların ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Bu ortamında Enformasyon Toplumu dediğimiz bir kitleyi ortaya çıkarması kaçınılmaz oluyor. Filhakika bu toplum çeşidi Sanayi Toplumu’nun dışına çıkarak, daha kolay bir üretim ve tüketim mekanizması olan Enformasyon Toplumu‘nu oluşturuyor. Bu durumun yaşanmasıyla yeni bir ekonomik sektör meydana çıkar ve tıpkı Netflix gibi uluslararası bir dijital pazarı doğurur. Bu durum elbette Alvin Toffler‘in de tabiriyle, teknolojinin gelişmesi sonucu meydana çıkan bir durumdur. Keza Marshall Mc Luhan‘ın Küresel Köy tasarımı da yaşananlara tekabul eden bir durumdur.

KİA’larla karşı karşıya gelip pasif kalanlar ailem olurken, ben ise bu konunun aktif kalanı rolünü oynayarak yaşadığımız süreci olumlu değerlendirip, içeriklere maruz kalmak yerine enforme edilen hususları okuyarak, izleyerek, uygulayarak ve içerik üreterek geçirmekteyim.

Bu konuların dışına çıktığımızda ise, KİA ekonomik konuların dışında Herbert Schiller‘in de belirttiği üzere ideolojik işlevlerde sunmaktadır. Kitlelere paketlerle sunulan bilinç kapsamında Donald Trump’ın da tabiriyle, Koronavirüs adını Çin Virüsü olarak isimlendirebiliyor. Veyahut şu anda Çin’e karşı alınan tavır da hem toplumumuzda hem de dünyada gözler önüne serilmektedir. Biz, yaşadığımız durumu objetif bilgiler ışığında resmi kaynaklardan alırken, kimi mecralarda bunu tartışma programlarıyla reytinge dökebiliyor.