Lider veya reis, her iki kavramda önem arz eden bir konudur. Ancak bir şahsiyet nasıl lider olur? İşte bugün, hangi mücadeleler sonucunda bir insanın, bu kıymetli mertebeye ulaşabilirliğini anlatacağız. İlkin tarih kitaplarından örnek vereceğiz, sonra da kendi hayal dünyamızdaki lideri tasnif edeceğiz.

 Liderlikle Cinsiyet Ayrımcılığına Yer Yoktur:

Önemlikle herkesin bildiği üzere, bir insanın liderlik vasfı ilkin aileden başlar. Kadın veya erkek – yaşlı veya genç hiç fark etmeksizin, bir birey ailesini yönetiyorsa, evine aş getiriyorsa, bireylerinin masraflarını giderip sorumluluk vazifesini en iyi şekilde sunuyor ise o kişiye LİDER denir. Bizim kültürümüzde ise ne yazık ki en önemli sorun cinsiyet ayrımcılığıdır. Kadını eve mahkûm etmektir. Kadını sadece ama sadece mutfak ile bütünleştirmektir, eş değer görmektir. Hatta Onları öyle aşağılamışız ki; ‘‘Kadının sırtında sopayı, karnında ise sıpayı eksik etmeyeceksin.’’ diye bir atasözünü bile ortaya koymuşuz. Keza hem ülke olarak, hem de millet olarak en çok bu konudan dolayı kaybediyoruz. Ve fakat İslâm Dinimiz üzerinden de bazı kimseler hem Kur’an-ı Kerim’i hem de Hadisi Şerifleri yanlış yorumlayarak bu konuya önemlikle değinirler ve kadının çalışmasına günah terimi ile karşılık verirler. Oysaki Peygamber Efendimizin (S.A.V) eşi de bir Mekkeli idi ve ticaret işi ile uğraşırdı. Bu sayede kadının çalışması, günah işlemiş olduğu manasına gelmiyor ve getirilmemesi de gerekiyor. Bu önemli Kaynakları yanlış yorumlayan kimselere ise gerekli cevabı, Hakk Telala Hazretleri diğer dünyada verecektir.

Lider Sıkıntılarını Herkes ile Paylaşmaz:

Bir lider her şeyden önce alın teri döker ve büyük bir yükü sırtında taşıyıp, o yükü dost doğru yerine bırakır. Bu yüzden çektiği bu acılara karşılık herkes ile derdini paylaşmaz, en azından kendini öyle avutur. Bu sebepten mütevellit herkesin önünde ağlamaz, kimseye içini dökmeme taraftarıdır, saçlarının aklaşacağını bilse bile sırrını olu orta yerde dökmez/anlatmaz. Lider dediğin dostunu da düşmanını da, sevenini de hasmını da çok iyi bilmelidir.

Aile Dışındaki Liderin Vasfı:

Aile dışındaki liderlerin vasfı ise kişiye göre değişmiştir. Liderlerin birçoğu elbette konuşarak ve siyaset yaparak kendi gücüne güç katmayı hedeflemiştir. Yani düşmanını silahla, bıçakla, farklı güçlü argümanlar ile korkutmak ve dahi tehdit etmek yerine; tam aksine karşıdaki ile politika kuracak ve kimsenin canı yanmadan aklıselim karar verecek bir fikri ön plana atmışlardır. Yani şahsına kin tutan kişiye ağız yolu ile vurucu cümleler kurmak istemişlerdir.

Tarihteki kimi liderler de yerine göre demokrat olmuş, yerine göre ise tiran (tek kişinin yönetimi) olmuştur. Demokrat olan liderler herhangi bir konuyu yakınlarıyla paylaşır, konuşur ve yöneticilerle yaşanan durumu masaya yatırır. Ancak kimi liderler ise kimseye sorgu sual etmeden gerekeni yapmak için harekete geçmiş ve gerekli birimlere emirler vermiştir.

 Liderlerin Adalet Anlayışı:

Lider her zaman merhametli midir ya da adalet sahibi midir? Tarihin tozlu sayfalarına baktığımızda farklı karşıtlıklar göz önünde bulundurulur. Kimi liderler adaletinden mütevellit ‘‘Kanuni’’ namını alırken, kimisi ise ettiği zulümlerinden ötürü ‘‘zorba’’ ifadesini kazanmıştır.

Esas olarak baktığımızda kimi liderler yargı dağıtmış, adalet sağlamış, vicdanlı hareket etmiş kimseler iken; kimi liderler ise ne merhamet sahibi insanlarmış ne de adalet sahibi yöneticilermiş. Yani tamamen yargıyı alt üst eden kararlar vermişlerdir.

Şahsıma Göre Kime Lider Denir?

Bana göre desem dahi, çoğunlukla bize göre kime lider denir tanımı daha iyi olur. Bir lider dostlarını sadakatli insanlardan seçmelidir. Keza bu kişi mutlaka kitleleri harekete geçirecek ve bu sayede büyük bir sıkıntıyı örtbas edecek kadar zeki, çevik ve çok okumuş biri olarak iyi bir vizyona – misyona sahip olmalıdır.

Lider dediğin herkes ile bütünleşecek ve çevresini genişletecek, bu benim hasmım olduğu için onunla muhabbet etmeyeceğim, demeyecektir. Ve fakat bir lider zamanı gelince tek başına kalacak, dostlarını ve en yakın arkadaşlarını kaybedecek, sevenleri tarafından ayağı kaydırılmaya çalışılacak amma velakin her türlü zorluğa karşın ilk günkü gibi mücadele edecek ve gücüne güç katacaktır.

Bir lider her zaman kuşkucu olacak, ben babama bile güvenmem, sözünü yanlış anlamayacak ve kavramayacak. Çok araştıracak, sorgulayacak, merak edecek.

Lider dediğin oyununu adamına göre kuracak, adımlarını yerine ve zamanına göre ayarlayacak, yeri gelince çita gibi hızlı – zamanı gelince kaplumbağa gibi yavaş olacak. Neden mi? çünkü düşmanına karşı daha iyi bir hamleyi ön plana sokmak için.

Lider dediğin duruma, zamana ve mekâna göre yaptığı hataya karşılık karşısındakine ikinci bir şans daha tanıyacak. Çünkü bir lider az düşman, çok dost kazanmalıdır. Hasımlar ne kadar çok olursa o kadar baş ağrısı ve sıkıntı oluşur.

Lider için kitabın iyisi veya kötüsü yoktur, bilgi veriyor ise sağlıklıdır. Bu kitaplardan notlar çıkaracak, ibretlik konulardan bilgiler kazanacak. Bu liderler asla aslını, soyunu inkâr etmemelidir; geldikleri yeri ise hiçbir zaman unutmamalıdırlar. Çünkü bu liderler elbet bir gün dönüp dolaşıp, kürkçü dükkânına geri döneceklerini bilirler.

Kimi liderler az hata yaparlar, kimi liderlerin ise hataları saymakla bitmez. Çok az hata yapan bir liderde özgüven patlaması yaşanır ve bir gün çok ama çok büyük bir hataya sebep olur. Keza tam tersi durumlar da tarih sayfalarında yer almıştır. Ancak çok fazla hata yapan bir lider her zaman hatalarından ders çıkarma yoluna gitmiştir. Kimisi başarılı, kimisi ise daha da fazla batmıştır.

Başarılı bir reis yeri geldiğinde geri adım atmasını bilendir. Her zaman gözdağı vermek daha iyi gözükse bile, bazen düşmanının üstünlüğünü kabul edendir.

Bir lider siyaset ve politika var iken, eline silah alıp şiddeti bir çözüm yolu olarak görmemelidir. Neden mi? çünkü güçle bir lider akıl okur, o kadar insan ile irtibat kurmuştur ki insan sahafı oluvermiştir. Bir karar verdiklerinde sadece iki kez değil, birkaç kez daha düşünürler. En büyük lider ise, anlaşılacağı üzere Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V)’dır…