Madem insanımıza Cumhuriyet düzenini “halk egemenliği” olarak tanımlıyoruz, o zaman bir vatandaş  sistemi eleştirdiği zaman neden birileri yerinden zıplıyor?

Bu bir beşeri sistem olduğuna göre eskiği aksağı olmaz mı?

1982 Anayasasına bazı siyasilerin dört elle yapışması nasıl bir ruh hali acaba?

Acaba Adalet, sadece yargının insafına olayı/kişiyi bırakmak mıdır? Yoksa ondan daha çok yasaları hukuka uygun hale getirmek midir?

Bu soruları çoğaltabiliriz.

Özümüzle, Dinimizle, Kültürümüzle bağdaşmayan yasa ve anayasa maddelerini değiştirme talebinde bulunma hakkımız yok mu?

Cumhuriyet rejimi sadece yerel ve genel seçimden mi ibarettir?

O seçim ki seçim barajlarıyla çekilmez hale geldiği gibi liste yöntemi vekil seçimiyle de oluşan meclis varlığını hissettiremiyor.

O meclis ki birilerinin korkusunda sıkıntılı olan yasa ve yönetmelikleri özgür iradesiyle tartışmaya açamıyor.

O meclis ki birilerinin çizdiği dairede dönüp dolaşmak durumundadır.

O meclis ki şahsi manevisinde hilafet mündemiçtir, ama bir defa olsa dahi bu düzeyde varlığını hissettiremiyor.

O meclis ki “Adalet mülkün temelidir” düsturuyla çalışması gerekiyor.

Adalet, yanlış yasa ve yönetmeliklerin arkasında durmak mıdır?

Şimdi gelin vatandaşa soralım bakalım;

*Kumarın, zinanın, faizin ve içki gibi hayatın tadını kaçıran hadiselerin serbest olmasını istiyor mu?

*İslam dünyasına olan öncülüğümüzün unvanı olan hilafetin kaldırılmasının iyi bir şey olduğunu kabul ediyor mu?

*Laiklik ilkesi gereği Allah’ın emrettiği hiçbir yasayı kabul etmemizin mümkün olmadığını kabul ediyor mu?

*Ezan-ı Şerifin Türkçe okunmasının normal bir uygulama olduğuna kanaat getirebiliyor mu?

*Harf devriminin herhangi bir gerekçe ile kabul edilebileceğine ihtimal veriyor mu?

*Kur’anı Kerimi okumanın ve okutmanın cezai müeyyide gerektiren bir suç unsuru olabileceğine ihtimal veriyor mu?

*Bin yıllık geçmişi olan bir devletin yalan ve iftira ile karalanmasına hoş bakabilir mi?

*Allah’ın rahmeti olan selamın günaydına dönüşmesine onay verir mi?

*Kılık kıyafet ile toplumda maddi manevi bir gelişmenin olabileceğine inanıyor mu?

*İtalya, Almanya, İsviçre ve Fransa’dan alınan batılı yasaların İslam toplumuna diretmesini kabul ediyor mu?

*Bu haksızlıklara karşı gelen binlerce nitelikli vatandaşlarımızın idamına, katliamdan geçirilmesine onay veriyor mu?

*Bir kesin insanımızın diline kısıtlama getirildi, halk yönetiminde böyle bir uygulamanın yeri var mı?

….

Bu tür sıkıntılar saymakla bitmez.!

Ne yazık ki bütün bu tür sıkıntılar “halk egemenliği” adını verdiğimiz cumhuriyette oldu/oluyor. .

Bazı kimseler bu zulümleri görmezlikten gelip “yaşasın cumhuriyet” deyip alkışlar çalıyorlar.

Bu bir gaflet halidir,

Kendimize gelmemiz lazım,

Halka huzur ve selamet getirmeyen yasaları değiştirmemiz lazım,

Kesinlikle “ilahi öğreti” üzerinde sistemi oturtup, var olan tüm kaba saba yasaları değiştirmemiz lazım,

Kemalist sistemin normlarıyla, Halk partisinin 6 okuyla bu millet idare edilemez,  mutluluğu yakalayamaz, kalkınamaz, bunu da aklımızın bir köşesine yazmamız lazım.

Sakın ola kimse bu eleştiriyi devlete saldırı olarak görmesin, ben yanlış olan yasaların doğru yasalarla değiştirilmesini istiyorum fena mı?

Benden söylemesi.