Bugun...


Mehmet Ali ABAKAY

facebook-paylas
MİLLETVEKİLİ MİLLET ve ÖNCE ŞEHİR
Tarih: 17-11-2023 00:02:00 Güncelleme: 17-11-2023 00:02:00


Milletvekili, vekilim ise derdini bilmeli, insanının. Benim açıklamam, ne değiştirecek ki!... Milletvekiline ulaşmak, deveye hendek atlatmaktan güçse ben ne derim!... Ben, şehrinin sosyolojiisinden uzak düşmüş milletvekiline ne söylerim!...

 Ben, bunları dile getirirken, kimseyi incitmek istemem, amacım bu değil.

Milletvekili dediğin şehrinin bağrından çıkmalı, dilinden anlamalı, insanına ismiyle hitap etmeli.

Gazete sayfalarına haber olmakla halkın içine girdiği düşünülmez, Mebus'un.

Hayatın içinde olmayan, halkın derdiyle dertlenmeyen, sevincinden uzak düşen, arada bir görünüp kayıplara karışan, on beş günde esip gürleyen kişi -kim olursa olsun- şehirle uğraşan, ilgilenen, şehri tanımaya ve tanıtmaya kendisini adamış biri olarak bana ismini ezberletemez.

Yarın Kurban Bayramı... Ben, milletvekillerini gecekondu semtlerinde görmek isterim, resmî bayramlaşmalarda değil. Onları, mahallemde, mahallemin küçelerinde görmek isterim, masalarda değil.

Ben, kendileriyle çift söz söylemek isterim şehre dair, onlar bilirim ki şehirlerinde olmayacaklar, ilçelerinde değil, belki tatil için köylerinde...

Ben, vekil kıldığımı yanımda görmek isterim, en az bayramlarda, başka yerlerde asla...

Bir şehrin milletvekili, restaurantlarda yemek sofralarında etrafındakileri ağırlayacağına, fakir sofrasında çorbaya kaşık salmalı, soğanı yumruğuyla ezmeli, kurumuş ekmeği tencereye doğramalıdır.

Şehrini tanımayan milletvekili aynı caddelerden gelip geçer. Ona göre şehir caddelerdir, sokaklar değil.

 O'na göre şehir elit tabakanın (!) bulunduğu toplantı salonlarıdır, konferans salonlarıdır; yoksul semtlerin, kolu-kanadı kırık insanların akşam tencerelerinde ne pişireceği derdine düştükleri gecekondular değil.

Milletvekili, mebus olduğu şehirde doğmalı, orada yaşamalı ve oradan meclise gönderilmelidir. Bir şehri tanımadan milletvekili olanlar, şehri tanıyıncaya kadar süreleri son bulur.

Bir şehrin milletvekili, o şehrin tarihî yapılarını, kültürel değerlerini, ilim ve sanat adamlarını tanımadıkça, mebusluğa adaylığı söz konusu olmamalıdır.

Milletvekili olmak için harcanan çabalara bakarken, bu samimiyet içinde şehre bu denli tanıtım ve hizmet için çaba gösterilse, milletvekilliği kendiliğinden gelir.

Bu şehre hizmet etmek, tarihe, kültüre, sanata saygınlığı iade etmek için milletvekili olmaya gerek yokmuş!..

Memleketimde hiçbir milletvekili ile fotoğraf çekmedim.

Benim olduğum yerde onlar bulunmadı.

Onların olduğu yerde ben yoktum!..

Ben yaşadığım şehri seviyorum.

Bu şehri sevdiğim için yazıyorum.

Eleştirim, sadece şehir eksenlidir.

Kim nereye gitmiş, ne yapmış?

Bilmem, takip etmem.

Öncelikle "Milletvekili" dediğimiz vekiller, şehrini tanımalı, bilmeli, anlamalı... Sonrasında mahcup kalmamalı.

Yaşadığım şehrin tarihi değerlerine, kültürüne, sanatına yabancı vekile, gereken ilgiyi gösteremem, alakadan uzak kalırım.

Beni anlamalı,, tarihi bilmeli,sanata, edebiyata, kültürel değerlere yabancı olmamalı.

Bu şehir ile ilgilenen, ömrünü bu şehre adamış kaç yazarla kaç şairle görüşüldü? Hadi biz çağrılmadık, unutulduk!..

Kaç şairine, yazarına sahip çıktı, vekillerimiz?

Biz, bu şehri seviyoruz ve sevmeye devam edeceğiz. Sevdiğimiz için, zorluk çekersek, engellerle karşılaşırsak, sitemde bulunmayız, içimize akıtırız gözyaşımızı.

16 Ekim 2013



Bu yazı 3261 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI