Bugun...


Mehmet Şerif Cebe

facebook-paylas
KORKUNÇ REHAVET 1
Tarih: 03-06-2023 00:01:00 Güncelleme: 03-06-2023 00:01:00


İki turlu seçim/sınav, çok şükür ülkemizin demokrasi ve özgürlük mücadelesiyle kazasız, belasız başarıyla sona erdi. Toplumların geleceği ve yönetimde kararlılık için seçimler de birer sınavdır. Bu sınavın başarılı ya da başarısız geçmesi toplumun geleceğiyle doğrudan ilişkilidir. Seçimle, aslında ülkemizin yönetimi için iyi ya da kötü yönetici seçmiş oluyoruz. Seçimler  toplumları ya “bahara” çıkarır ya da güzelim yazlarını/baharlarını “kışa” çevirirler. Seçimler, umutla bekleyen siyasetçilere ya  bahar ya da kış getirir.

Bahara kavuşmuş olan siyasetçilere; baharın güzelim rengarenk çiçekleri, güzel güneşi, uçuşan kelebekleri, arıları ve şen şakrak öten bülbülleri rehavet vermemesi gerekir. İşte “zafer sarhoşluğu” dediğimiz “zehir” budur. Bu zehre, “panzehir” olarak; eksiklerimizi giderip hatalarımızı düzeltmezsek -Allah korusun -kısa sürede zehirlenip gideriz.

“Dost acı söyler ama doğru söyler.” gerçeğinden ve halkın içinde yaşayan sahadan biri olarak kimse kusura bakmasın şunları söylemek zorundayım. Bunları seçimden önce söylemedim. Çünkü kötüye kullanılma durumu söz konusuydu. Zehirlenip gitmek zorunda kalmamak için şimdi koltuğunuza/yastığınıza yaslanarak şöyle bir düşünüp şunları yapmanız, ülkemizin geleceğinin “olmazsa olmaz koşulu” olduğunu bilmeniz gerekir:

Toplumumuzun içinde bulunduğu durum nedir? Bu durumu; duyduklarınızdan, kamunun alt birimlerinin üste birimlere karşı tatlı, başarılı görünmek; ya da başarısız, sorunlu görünmemek için yaptıkları doğruluğu tartışılır açıklamalarından değil de mutfakta /çarşı/pazarda bizzat kendiniz; gerekirse eskilerin yaptığı gibi “tebdil-i kıyafet” ”kıyafet değişikliği” yaparak; bu da mümkün olamıyorsa çok ama çok güvendiğiniz, doğruluğundan kuşku duymadığınız, dört dörtlük dürüst bildiğiniz kişilerle/ araçlarla yoklayıp ona göre gerekeni yapmanız gerekir.

Seçim kampanyaları döneminde gerek bizzat gerekse dolaylı olarak tanık olduğunuz olumsuz durumları düzeltmeniz; verdiğiniz sözleri mutlaka ama mutlaka neye mal olursa olsun; en kısa sürede yerine getirmeniz gerekir.

Üst düzey yöneticilerden başarısız; varlığıyla yokluğu arasında hiçbir fark olmayan kişileri görevden alıp yerlerine daha başarılı ve çalışkan cesur kişilerin getirilmesi gerekir.

Bürokraside yıllanmış, bulunduğu yönetim kademesini “babasının çiftliği gibi” kullanmaya çabalayanları değil; yeni ve adı şu veya bu şekilde olumsuzluklara karışmamış kişilere görev verip taze bir kan enjekte etmek gerekir.

Her kademedeki yöneticiye görev ve sorumluluk vererek ve hesap sorarak işini başarılı bir şekilde yapmasını sağlamak ve eğer yapamıyorsa hemen işbaşından uzaklaştırıp yerine işin uzmanını görevlendirmek gerekir. Çünkü bu türlerin başarısızlığı iktidar partisine mal olur ve seçmen o beceriksiz kişilerin faturasını yönetici olarak en tepedekine çıkarır.

Söz gelişi şu an Türkiye’de sorun ekonomi ile ilgili olan pahalılık olduğu söyleniyor. O zaman yapılacak olan nedir? Yapılacak olan ekonomiden sorumlu kim varsa en üstten başlayarak sırasıyla aşağıya kadar bütün sorumluları deyim yerindeyse hizaya getirip ince ince hesap sormaktır. Birileri fiyatı artsın diye patatesi, soğanı, domatesi, salatalığı çöpe döküp sonra elini kolunu sallaya sallaya aracına binip gidiyorsa burada bir sorun var demektir. Bu sorumlular niye görevini yapmıyor da bu olayı benim gibi sosyal medyadan izleyip sadece karşı mesajla kınayıp geçiyorlar ve böylece görevlerini yaptıklarını kabul ediyorlar. Ekonomiden sorumlu en üst düzeydeki yetkililerden Ticaret, Tarım bakanları ve bakan yardımcıları; suçluları yakalamadan sorumlu en üst düzeydeki İçişleri bakanı ve bakan yardımcıları; suçluları yargılayıp cezalandırmadan sorumlu Adalet bakanı ve bakan yardımcıları; genel müdürler, daire başkanları hiyerarşik olarak sorumludurlar. Allah’a şükürler olsun ki Türkiye de adam kıtlığı yok, 70’li yıllarda yaşamıyoruz ki... Yetişmiş, mesleğinin uzmanı pırıl pırıl gençlerimiz var. Biz bugün savunmamızla ilgili silah ile araç ve gereçlerimizi yapıyoruz. Kimseye eyvallahımız yok! Kimse “bulunmaz Hint kumaşı” değildir.

Kusura bakmasın ama bugün iktidarın şöyle düşünme lüksü yoktur: “Nasıl olsa halk bizi seviyor, bak bunca olumsuzluklara rağmen bizi yine seçti. Demek ki yaptıklarımız ve tutumlarımız doğrudur; o halde aynı şekilde devam edelim.” Aman ha! Bu rehavet sayın cumhurbaşkanımızın seçimin 1. turundan sonra sık sık uyardığı “rehavetten” daha korkunçtur. Bu “rehavet” bizi bitirir.    

 

Söyleyeceklerim daha bitmedi. İnşallah önümüzdeki günlerde yazmaya çalışacağım.

Kalın sağlıcakla!



Bu yazı 3956 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI