Malumunuz şehrimizin işsizlik oranı hemen hemen daima ülkedeki işsizlik oranı ortalamasının iki katıdır. Yani işsizlik oranı ülke geneli %8 ise şehrimizde %16, %10 ise bizde %20 civarındadır.

Hal böyle olunca da işe girmek çok zor oluyor tabi, bir iş alımı söz konusu olduğunda 50 kişilik alıma 5000 kişi müracaat ediyor, bu durumda artık perde arkasında olup biten gayri resmi satranç oyunlarını siz düşünün, 50 bin, 60 bin, 70 bin liralık rüşvetler havada uçuşuyordur. Ne yazık ki kura ile yapılan iş alımlarında dahi şimdiye kadar tam şeffaflık sağlanamadı.

Basına yansıdığı kadarıyla ve bizzat valimizin ağzından duydu ki, ilk defa belediye alımları kura ile yapılacak, bundan iyisi can sağlığı, bu haber özlenen bir haber. Sonra ulu camiinde iş isteyen bir kadına valimiz “iş alımları kura ile olacak” deyince tam da içim rahat etti.

Eğer kura noter huzurunda, basına açık, canlı yayında yapılır da kuraya ayrıca bir fesat karışmazsa inanın valimiz  Münir Karaloğlu aldığı bu kararla şehrimizin yönetimi açısından tarih yazacak.

Bir vatandaş olarak valimize şimdiden teşekkürlerimi iletiyorum.

Her ne kadar şimdiye kadar valimize hitaben yazdığım yedi(7) yazıya rağmen bana dönmediyse de, Memur ve Emekli Sendikaları Konfederasyonu(MESK) adına randevu talep ettiğimiz halde bize randevu  vermemişse de hepsini bir kenara atıyor ve bu uygulamasıyla valimizi alkışlıyoruz.

Bir hatırlatmayı da yapmadan geçemeyeceğim. Kocaeli ilimizden Marmara Sanayiciler ve İş Adamları Derneği(MARSİAD) Başkanı Bahri Odabaş belediye ile iş birliği içinde şehrimizde fabrika açma talebinde bulunmuştu, şimdiye kadar ona da dönülmediğini bana söyledi, işsizliğin bu kadar yüksek olduğu bu şehirde neden bu talebe sessiz kalınıyor? anlam vermek bir az zor.

Valimizden istirhamım aldığı bu kararda sübut etsin, öyle ki yakında açılacak olan şehir hastanesine ve valimizin yetkisinde olan başka başka kurumlara da binlerce personel alınacak, orada da aynı yöntem uygulansın ki biz de insan olarak rahat bir nefes alalım, artık bu şehirde “rüşvetle işe adam alınıyor” dedikodusundan kurtulalım.

Malumunuz en kötü belediye; birilerine iş bulma, maaş verme, kamu menfaatini birilerine peşkeş çekme maksadıyla personel alan belediyedir. Çükü o paralar belediyenin bütçesinden ödeniyor ve meblağ yüksek olunca da hizmete para kalmıyor. Birileri canı istiyor diye haksız menfaat için birilerini işe özellikle de belediyelere almamalı!

Evet, belediyeye çoğu üst yetkililerin dışarıdan gelmelerine genelde bir tepki var, ama hayırlı işler yapsınlar ona da eyvallah diyoruz. Yeter ki işler şeffaf yürüsün, halk uygulamadan memnun kalsın.

Bakın görüyorsunuz iyi bir uygulamayı yakalayınca hemen takdir etmek için köşemize alıyoruz, söylüyoruz, hatta mübalağa ile anlatıyoruz.

Mesela medeniyetler atölyesi kursuna şahit oldum, valimizin Kürtçe dersine bir ders saati katılması ve bir kursiyer edasıyla bir şeyler öğrenmeye çalışmasını takdir ettim.

Hele ki “ez wali me” cümlesini kurması beni gayet mutlu etti.

Basına verdiği demeçte;

“Resmi dilimiz Türkçedir, ama ülkemizde var olan diğer dilleri de sahiplenmek, geliştirmek bizim vazifemizdir, Kürtçe, Zazaca, Arapça, Osmanlıca gibi ” demesi kadar hoş bir cümle olamaz her halde. 6 dilde kursun verildiği bu medeniyet atölyesine 600’den fazla öğrenci alınmış.

Birkaç ay önce Eshab-ül Kehf mağarasına da beraber gitmiştik, orada da şöyle demişti.

“Öğrendiğim kadarıyla 28 Mayıs günü bölge halkı her yıl Eshab-ul Kehf mağarasına ziyarette bulunuyorlarmış, meydana gelen asayiş yetersizliği ve güven eksikliğinden dolayı bu ziyarete ara verilmişse de halkımızın bu ziyareti rahat yapabilmesi için katkıda bulunup, yöre halkının inanç ve kültürüne sahip çıkacağız”  demişti.

Malum Diyarbekir büyük bir şehir, sorunları çok, yapılabilecek çok şey var ama bu kadarı dahi huzur vericidir, bir umudun kapısını aralıyor diyebilirim.

Ortada bir ivmeli hareket varsa, fizik kuralları gereği zamanla hareketin hızı artar. Tehlikeli olan yerinde saymaktır.

Umarım her geçen gün bir adım daha ileri mantığıyla bu çalışmalar ile terakki edilir.

Haydi kolay gelsin