Canlı/cansız ne varsa hepsinin gençlik ve yaşlılık gibi iki farklı hayat tarzı vardır.

Gençliğin imtihanı ağırken, yaşlılığın imtihanı hamd ve sükür, rüb’i ibadet söylenebilecek hoş söz yetiyor, çünkü bu yaşta sizin dışınızda her kim varsa sizi mutlu etmekle yükümlüdür. İhtiyarlara karşı vazifenizi yerine getirenlere ne mutlu,

Yaşlı bir insanın huzur bulabilmesi için üç yönlü bir sac ayağı söz konudur.

1-Yaşlının kendisi,

2-Yakın akrabaları, aile fertleri,

3-Üçüncü şahıslar ve sosyal devlet

Yaşlılarımızı mutlu edip onların dualarından faydalanmak istiyorsak bu üç paydaş dayanışma içinde görevini yapmalı ki hem dünyamız hem ahiretimiz mamur olsun.

*Ey ihtiyar ve ihtiyareler!

Ey ihtiyar ve ihiyareler, bu dünyayı 70 yıl sırtında taşıyıp bu günün insanına teslim ettiniz, yüce Allah sizi saygın bir şahsiyet olarak tarif edip, sizin yüzü suyu hürmetinize bize rahmet gözüyle baktığını biliyor muydunuz?

Ey büyüğüm ne mutlu sana ki dünyadaki sınavını eksisiyle artısıyla geçirdin, hayatınızı iyilikte geçirdiysen ne mutlu, hata ve kusur içinde geçirdiyseniz tövbe ve istiğfar edin, Allah’a bol secdede bulunun,

Ey dedeciğim/neneciğim tezkereniz yaklaştı, yakında sevdiklerinize ulaşacaksınız ailenizden dostlarınızdan ebediyete intikal etmiş kimselerle buluşacaksınız, cenneti alada mutlu olacaksınız,

Malum yüce Allah bu hayata bir kanun yumağı koymuş ve her şey ona göre cereyan ediyor, her canlının öleceği gibi elbette ki hepimiz öleceğiz, ama fırsat elimizde varken Allah’a yönelelim, sakın ola benim günahım çok Allah beni af etmez demeyesiniz.

İyi ki yaşlılık var, insanlar size şefkatle bakıyor, size yardım etmek için fırsat kolluyor ve sizi bir değer olarak görüyor ve sizin huzur içinde yaşamanız için çaba sarf ediyor.

Bütün bu hakikatlerden dolayı Allah’a borçluyuz ki, 124 BİN peygamber ve 313 resul buna şahittir.

Ey oğul!

Malum İslam hukukunda kişinin bakmakla yükümlü olduğu kimseler var, bunlar zevce, çocuklar ve anne babadır.

Ancak bunlar arasında Anne-Babaya karşı Allah evlatları uyarıyor. “Enişkür li velivalideyk(Bana ve anne babanıza şükredin)” ayetiyle anne babaya ayrı bir değer vermektedir.

“Anne babalarınız ikisi ya da biri yanınızda yaşlanmış ve takatten düşmüşse sakın onlara “öf” bile demeyiniz.” Ayetiyle anne babamıza olan ilginin gerekliliğine vurguda bulunuyor Yüce Allah(cc).

Genel olarak şu ifade ile yaşlıların Allah katında ne kadar değerli olduğunu: “Eğer o beli bükülmüş yaşlılardan olmazsa musibetler sel gibi üzerinize gelecekti”  hadisi ortaya koyuyor.

Ey devlet!

Tabi evlat ve akraba gibi diğer insanların da yaşlıya karşı merhametli olması lazım ama bazen bunları ilgisi yeterli gelmeyebiliyor. Ya da bunlardan biri olmayabiliyor.

Malum Allah’ın elçisi Hz.Muhammed(sav) “Kim ki küçüklerimize rahmetle yaklaşmaz, büyüklerimize hürmet göstermezse o bizden değildir” buyurmaktadır.

Bu hadis gereği hepimizin yakın uzak demeden yaşlılara karşı bir mesuliyetimizin olduğunu unutmayalım, ama devlet bu ahlakı topluma aşılamada yetersiz kaldı galiba.

Dolayısıyla devlet bu eksiğini kapatma adına yaşlılarımıza yeterli düzeyde ilgi göstermelidir, gösteriyor da.

Son yıllarda yaşlılık maaşındaki iyileştirme için devleti sevk ve idare eden kimselere teşekkür ederim.

Bir arada kalan eşler için yaklaşık 2000 lira ödeniyor. Kanaat sahibi büyüklerimizin bu ödemeden memnudurlar.

Yaşlılarımızın an itibariyle en çok ihtiyaç duyduğu şey yakınlarından bir güler yüz, hal hatır sorma, bazı ihtiyaçlarını temin etmek için onlara zaman ayırma ve herhangi bir iş ihtiyaç olmadığı halde onları ziyaret edip onlara zaman ayırmak ve onlara değer vermektir.

İhtiyar ve ihtiyarelerimizden de bir ricam var, dünya eski dünya değil, kişi istese de eskisi gibi zaman bulamayıp size ilgi gösteremeyebilirler, çocuklarınızı bir yere kadar hoş görmenizi bekliyoruz. Ayrıca ahlaki ve insani açıdan başka evlatlarınızın işine fazla karışmayın. Sizin bazı doğrularınız bu gün artık karşılık bulamıyor.

Keşke imkanınız olsa da Üstat Bediüzzaman’ın “ihtiyarlar risalesini” okuya bilseydiniz, eminin ihtiyarlığı daha çok sever, huzur bulurdunuz. Ustadın bu risalede kullandığı şu cümleye bakın; “Eski Said’in on senelik gençliğini bana verseler, ben şimdi Yeni Said’in bir senelik ihtiyarlığını vermeyeceğim. ” işte ihtiyarlıkta böyle bir hazine saklıdır. 

Ey yaşlılarım, büyüklerim, “iyi ki varsınız” size gösterdiğimiz ilgi sayesinde her defasında Allah katında değerimiz artıyor, ahiret hayatında rütbemiz yükseliyor.Allah size bu kadar değer vermiş.

Selam ve selametle.