Siyaset, insanının huzurunu sağlamaktır, mutluluğunu devam ettirmek, kendi iç dünyasında barışı, eşit ve âdil biçimde paylaşımı sağlamaktır.

Dünya siyesetinde, devletler masabaşında birbirlerini ölçüp biçer, durur, zayıflar güçlü olanların kanatları altında fırtınaya tutulmuş geminin sığınılacak limanı gibi ortada kalmamak, yok olmamak için çırpınır, durur.

Dünya siyasetinde devletler, taviz olmaksızın yardımlaşmayı reddeder, âlî menfaatler ön plândadır, çünkü.

AB Macerası, bunun tezahürüdür, bir bakıma. Her yönüyle doku uyuşmazlığı olsa da ortak teâmmül, birlikteliği zorunlu kılar.

İnanç birlikteliğı, bu oluşumlarda etken katalizördür, inkâr edilemez.

Arap ülkelerinin sınırlarını çizenler, onların birlikteliğinin kendilerine zarar vermediği sürece devamından yanadır.

Finlandiya'nın Kuzey Atlantik Asamblesi'ne kabulünü Norveç sonrası Ukrayna takip edecektir.

Bizim bir bardak suda fırtınalar koparmamızın gereği yok, gibi.

Yeni bir birlik kurmak, dernek kurmak kadar kolaydır, doğrusu.

Batı ve özelinde ABD, dünya genelinde hasmı Rusya ile Çin'e karşı bu tür oluşumları yasal çerçeveye oturtarak, yeni bir savaşın ateşleyici motor gücüdür.

Arap dünyasını otuz-kırk yıl pasifleştiren metod, şimdi yönünü değiştiriyor.

Zenginliğini mazlum milletlerin sömürgeleştirilmesinde bulan bu siyaset tarzı, içinde çatırdadıkça yeni arayışlar içine girecektir.

Bizim medeniyet anlayışımızda doğrularla beraber olma kuralı var, düşmanları dost edinmemek, ehl-i kitap da olsa söz konusu ikazlarla sabit.

Fatiha Sûresi okumayanımız yok. Namazında niyazında olan, manasını biliyorsa, bu tür oluşumlara gereken cevabı içinde barındırır.

Fatiha Sûresi'nin en azından meâlini okuyan okur, görecektir ki müstakîym olan yol ve azıp sapmışların yolu, kesin çizgilerle ayrılmıştır.

Bu dünya siyâsetinde ve saltanatında Hak ile Batıl birbirinden ayrılmışsa, İslâm Dünyası çaresiz bırakılmışsa, kişi kendisini sorgulamalı.

Bu sûre, Kitabın ilk sûresi.

Kitabın anahtarı.

Yaşayan ölülere seslenen âyetler, dirimin ve canlanmanın sırrını ifşâ eder.

Anlaya bilsek!...

Siyâseti dünya çapında böyle anlıyoruz, anlamak lazım.

Varsa eksikliklerle hatalar, o bizden kaynaklanır.

Sefere çıkma vazifeli insanlar, muzafferiyet peşinde olmaz.

Çalısmak kuldan, takdir Allah'tandır.

İç siyasete gelince dosdoğru olmak, inancımızın çerçevesinde âdil olmaktan geçer.

Zerre hayrın ve zerre günâhın hesabını vermeye iman edenlerin korkusu olmamalı.

Bir uyarıyla daha muhattabız: Nasılsanız, öyle yönetilirsiniz!..