24 Şubat günü itibariyle Ak parti Türkiye geneli İl kongrelerini tamamladı, hayırlı olsun diyelim. İktidar partisi olması hasebiyle seçilen yönetimlerin başarılı olup olmamaları direk vatandaşı ilgilendiriyor, onun için iki kelam etmeye hakkımız olsa gerek.

Hayırlı işler yaparlarsa şehirlerimize huzur gelir, sıkıntılı işler yaparlarsa da hayatın tadı kaçar diye düşünüyorum.

Diyarbakır İl başkanı olarak belirlenen ve seçilen Av.Mehmet Şerif Aydın, güvenilir dostlarımdan edindiğim bilgiye göre iyi bir insan, Ak Partili ve hakkaniyeti önemseyen bir kişiliğe sahiptir. Ama seçilen 50 kişilik yönetim ekibi onun bu tarzına ne kadar uyuyor? orası meçhul, zaman gösterir.

Dolayısıyla bu yönetim üyeleri aralarında belli bir metin üzerinde anlaşmaları, yemin ederek görevine başlamaları gerekir diye düşünüyorum.

Başta Başkan olmak üzere tüm üyelerin mukaddesatı üzerinde şu yemin metnini okuyup, işe başlamaları başlangıç açıdan hayırlı bir adım olur kanaatindeyim.

Metin bu;                                                                                       

“-il yönetim kuruluna seçilememe vesile olan başta il başkanın olmak üzere herkese teşekkür ederken, dünyada varlığı hissedilen bir partinin yönetiminde yer almak benim için bir şereftir, bu partinin rozetine değer katmak için elimden geleni yapacağıma,

-Partiye yük olmaya değil, yük almaya geldiğimi beyan ederek daima bu ağırlığı üzerimde hissedip, şuurlu bir tarzda hayata katkı vereceğime,

-Bir konuda düşünür ya da karar verirken bireysel menfaatten öte kamu menfaatini düşüneceğime,

-Bana düşen görevi yerine getirirken Allah rızasını düşünerek hareket edeceğime,

-Bu şehirde bürokratik kurumların daha verimli çalışması için kolaylaştırıcı bir rol üstlenerek vatandaşlarımın mutluluğuna katkı vereceğime,

-İl başkanının hakkaniyet ölçüsünde bana vereceği görevi tüm gücümle yerine getireceğime,

-İş alımlarında müstahak olan kimselere öncelik tanınması için katkı vererek partim üzerinde herhangi bir şaibe oluşturacak hal ve davranışlardan uzak duracağıma,

-Mümkün olduğu kadar azami derecede zamanımı partiye vererek yönetimde bana verilen görevi zevkle, şevkle yerine getireceğime,

-Allah’a karşı olan bireysel ibadetlerimi yerine getirerek yönetimdeki işimin manevi şahsiyetime sıkıntı vermesine müsaade etmeyeceğime,

-Bir karar verirken, şehrimi, bölgemi, ülkemi, İslam dünyasını ve dünyanın menfaatini düşünerek karar vereceğime,

-Bütün bunları yaparken İlahi Öğretiyi dikte alacağıma mukaddesatım üzerine yemin ederim”

Diyerek görevlerine başlamalarında fayda mülahaza ediyorum.

Başkanın kongre konuşmasını teenni ile dinledim ve kayda aldım. Bana umut verici geldi. Zaman içinde analiz edici yazılar yazarım inşaallah.

*Dediği gibi Hazreti Muhammed(sav) şemsiyesi altında bir yönetim modeline sahip çıkabilse,

*Şarkın Sultanı Salahaddin-i Eyyubi’nin yolunda gidebilse,

*Halk ile selamlaşarak, insanımızın gönlüne dokuna bilse,

*Eski vekil ve bakanların mandasından da bir derece uzaklaşabilse, neden olmasın.

Bütün bunları bir arada düşününce “başkan olmak kolay, başkanlık yapmak zor” ifadesi dilime geldi. Ama insanoğlu öyle ilginç bir varlıktır ki potansiyeline sahip çıksa dünyaya dahi katkı verebilir, pasif kalsa kendini bile idare etmekten aciz olur.

Allah kolaylık versin, amin demeniz dileğiyle.