Hem dünyanın, hem bir ülkenin, hem de bir şehrin manevi dinamikleri önemlidir. Dolayısıyla Eshabül Kehf gibi kıssası Kur’an’ı Kerimde geçen ve örnek almaya değer gençlere bir üsveyi hasene olan, onlara rol/model olarak gösterebileceğimiz kimseleri tanımamız, yad etmemiz vacibattandır diye düşünüyorum.

Benim gibi duyarlı insanlar bu tür mevzuları ele alınca bakıyorum birileri “bırakın şu bid’aları” deyip hevesimizi kırıyorlar, arkadaş kıssası Kur’an’da gecen ve 34 ülkede kendince onlara bir makam arayan ve Kur’an-ın ifadesine en uygun yer olan Lice’deki Eshabül Kehfe sahip çıkmak mı bid’atdır. Hiç yakıştıramadım bu tür eleştirileri.

Takriben üç ay önce Dicle Üniversitesi hocalarında Sanat Tarihi ve Arkeoloji uzmanı olan Prof. Dr. İrfan Yıldız ile Eshabül Kehf konusunda bir çalışma yapmayı ve bu manevi değeri gün yüzüne çıkarmak için neler yapılabilir değerlendirmesini yaparken, bana bu konuda aydınlatıcı yazılar yazma görevi düştü.

Üç yazı yazdım.

“Gençliğimiz için rol/model Eshabül Kehf”

“Eshabül Kehfin makamı Lice’dedir”

“Eshabul Kehf gençliğini yetiştirmek lazım” başlıklı yazılar. İsterseniz Google’de yazı başlıklarını yazarak inceleyebilirsiniz.

İrfan Bey de bu yazıları ilgili makamlarla paylaşıp Eshabül kehfi bu şekilde gündeme getirecekti.

Tabi bu yazılarım İrfan hocanın çalışmasına ne kadar etkisi oldu bilemem bir de baktım ki basına gelen bir bilgilendirmede valilimizin programında Eshabul Kehfin alan incelemesi denen bir ziyaret de var.

İrfan hocayı aradım kendisinin programa davetli olmadığı ve gelemeyeceğini söyledi, ben Güneydoğu Güncel gazetesinin yazarı olarak gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Zeki Özer’le birlikte gittik. Tabi gönül isterdi ki şahsen davetli olsaydım ama valiliğin çalışması bu kadarına yetmişti. Tabi bir Diyarbakır aşığı olarak bu programı ilgisiz bırakamazdım.

Eshabul Kehfe vardık valimiz Deyrkam köyünden kimse yok mu? dedi maalesef cevap yok, mahcup olduk, tabi bu işi dert edinen insanları programın içine almazsanız böyle aksaklıklar olur. Bana danışılsaydı ben Comelaş ve Goma heci musa begi köylerini haberdar ederdim, onlar Deyrkam’lılarla birlikte 10-15 kişiyle gelirlerdi ama olmadı.

Neyse buraya kadar bir az öz eleştiri ve çalışmalarımızı paylaştık, bu konuyu önemseyen ve Eshabül Kehfin alan incelemesini programına alan valimizi tebrik ediyorum. Gezi esnasında beraber olunca kendisini yakından tanımamın bahtiyarlığını da yaşadım, çünkü kendisini bu konuda gayet samimi buldum.

Eshabül kehf’te yapılan basın açıklamasını özetleyelim ve bir az da fikrimizi beyan eldim.

İlmi açıdan rehberlik etsin diye programa D.Ü. Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Tanrı verdi gelmişti. Gerçekten bu konuyu iyi bilen hocalarımızdan biridir.

Prof. Dr. Tanrıverdi  özetle; "Kur'anı Kerimde geçen kıssa ve güvenilir tefsirlerde anlatıldığı kadarıyla anlatıma en uygun Eshabül kehf yeri Lice’deki makamıdır. Dakyanus harabeleri, Eshabül kehfin bir günde gidebileceği mesafe, mağaranın altında bulunan Deyrkam köyü, Osmanlı zamanında bu dağın adının Eshabül kehf dağı olarak kayıtlarda geçmesi vb. bilgiler buranın Eshabül kehf yeri olacağına yeterli delilerdir kanaatini oluşturuyor" dedi.

*Eshabul kehfin makamının burada olduğuna dair kuvvetli bir delili de ben söyleyeyim. Benim okuduğum kitapta bu delikanlıların adları şöyle: Mernuş, Demernuş, Şazenuş, Yemlihan, Meselina, Mekseline, Keftetetyuş ve köpekleri kıtmir. Bu isimlerden beş tanesi; Yemlihan, Meselina, Mernuş, Şazenuş ve Kıtmir isimleri bu bölgede hala yaşatılıyor, bu da önemli bir kanıt olsa gerek.

Vali Karaloğlu özetle: "Hocalarımızın anlattığına göre dünyada 34 ülkede Eshabül kehf makamı olduğu söyleniyor, biz oralarda değil de illaki bizdedir demiyoruz. Ama emareler Lice'deki makamın Eshabül kehfe ait olduğunun müessir kanıtı gibi duruyor. Vatandaşlarımızın daha yakın tarihe kadar 28 Mayıs günleri hususi ziyaret etkinliğini düzenlediğini haberi de bize ulaştı. Son bir kaç yıl bu ziyarete ara verilmiş, terör ve güvenlik gerekçesiyle. Şimdi Allah'a şükür güvenlik sorunu artık kalmadı, bundan sonra yine aslına uygun Eshabül Kehf ziyareti mezkur tarihte yapılacak, bu münasebetle dağın eteğinde bir mescit ve 4-5 lavabo ile abdest yeri yapılsın, yollar daha düzenli hale gelsin diye talimat verdim. Yöre halkının inanç değerlerine ve kültürüne sahip çıkacağız" dedi.

Bu beyanatlara katılmakla birlikte yapılabilecek başka vazifeler de vardır.

*Hem Lice hem hani yolunda “Eshabül kehfe gider” levhası dikilmelidir,

*Mağaranın hemen altında 50-100 kişinin dinlenebileceği 200 metrekarelik etrafı açık üstü kapalı bir yer yapıp banklar bırakılmalıdır.

*Mağara yolu elden geçirilmelidir,

*İş-Kur çerçevesinde devamlı bir görevlinin oraya bakması sağlanabilir,

*Eshabül kehf konusunda yeterli bilgiyle donatılmış birden fazla dil bilen bir kişinin de tanıtım amaçlı ziyaretçilere bilgi vermesi lazımdır diye düşünüyorum.

Valimiz Münir Karaloğlu’nu samimi ve içten buldum, insaAllah Diyarbakır’ın değerlerine Diyerbekir’lilerle birlikte sahip çıkar ve bu kent özüyle selamlaşır, gençliğimiz manevi bulanımdan kurtulup iş aş bulur biz de bir derce huzura kavuşuruz.

O günleri görmek dileğiyle hepinizi amin demeye davet ediyorum.