Malumunuz devletin mekanizması içinde önemli bazı kilit noktalar var, işleyiş ve verimliliği açısından yasal olarak buraya yapılan atama şarta şurta pek bağlanmamış, iktidar buraya rahat bir şekilde atama yapabilsin diye. 

*Mütevelli heyeti üyeleri,

*Yönetim kurulu üyeleri,

*Üst düzey danışmalıklar,

*İstişare kurulları üyeleri,

*Danışma kurulu üyeleri,

Ve benzeri istisnai vazifelerde görev almak için binlerce lira para almaya gerek var mı acaba?

Bu ödemeler yasa ve yönetmeliklere uygun olsa da hukuka uygun mudur? Hele ki kişi birden fazla yerden maaş alıyorsa ikinci üçüncü maaşı alması caiz midir? Tabi özel sektörü bu işin dışında bırakıyoruz. Bizim derdimiz kamu menfaatini korumaktır.

Bu görevlere getirdiğiniz kimselerden verim elde etmek istiyorsanız aldıkları maaş  görevlerinin cazibesinin önüne geçmemeli. Nedir bu kadar dikkat çeken atamalar ve aldıkları maaşlar?

24 saatten fazla mı çalışıyorlar?

Balyozla beton mu kırıyorlar?

Bu ülkede bunlardan başka görev yapacak ehil kimse mi yok?

Adamınız yoksa emekli vatandaşlarımızın tecrübelerinden yararlanın olmaz mı? Eğer 12 milyon emekli arasında bu ülkenin yönetim kalitesine katkı verecek 1000 kişi yoksa vay halimize!

Bir defa bu şartlarda bu tür istisnai vazifelere atanan hiç birinin maaşı ON BİN liradan fazla olmamalı eğer bundan daha fazla aldığı müktesep bir maaşı varsa zaten kendisine ekstradan bir maaş verilmemeli, yok eğer daha az maaş alıyorsa aldığı maaş bu on binden çıkarılmalı diye düşünüyorum.

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu oluştuğunda ilk etapta  çok sevinmiştim, daha sonra bunlara maaş verildiği haberini duyunca tam tersine üzülmeye başladım, yazık ki ne yazık o kadar yüksek düzeyde görevler almış, dolgun maaşlar alan kimseler ülkesinin geleceği için maaşla istişare ediyorlar.

Parayı bu kadar önemseyen bir kişiden hayır gelir mi? Geçende bir adamın adı habere yansıdı 40 yerden maaş alıyor diye, hadi abartı olsun ama en az dört yerden alıyordur herhalde, asgari ücretin 3000 liradan az olduğu bir ülkede bu tür haberler insanı kahrediyor.

Günah yerinde durmuyor, yanlışın önünü almak lazım, yoksa gittikçe daha büyük günahların işlenmesine sebep olur, sosyal sıkıntıya sebep olur.

Yahu bu son zamla birlikte 4.400 lira civarında emekli maaşı alıyorum, çalışmadan bu maaşı alıyorum acaba helal mı haram mı diye düşünüyorum zaman zaman.

Bu tür yazıları yazarken, sivil toplum çalışmaları için koşuştururken, kongre ve konferanslara gidip hak ve adalet adına bir şeyler paylaşınca bir az nefes alıyorum, kamu adına bir katkım oluyor diye. Bu on BİN liraları cebellezi edenlerin aklına hiç helal haram gelmiyor mu?

Haydi bunların İslam’dan haberleri yok diyelim, peki bunlar eski Cumhuriyet yazarı Alev Alatlı’dan da mı ders almıyorlar? ne diyor Alatlı? “Bazı durumlarda yasal olan şey helal değildir.”

Siz Kobani ile Suruç arasında uluslararası bir kararla sınır çizseniz yasal, ama helal değildir.

Yasal olarak Kürtçe dilini yok saysanız birileri bu yasağı uygularsa yasal ama helal değildir,

Birden fazla yerden maaş almanız yasal olabilir ama helal değildir!

Haram lokma dünyada da ahrette de sizin başınıza bela olacak unutmayın!

Halk arkanızdan beddua ediyor, haberiniz olsun. Balık bilmese de Halik bilir.

Bir de bu görevlendirmeleri yapanlar asıl mesuliyeti taşıyanlardır diye düşünüyorum. Bakanlar, Vekilleri taltif ediliyor. Sanki eski vazifelerinde o kadar yüksek başarılar elde etmişler de sıra bu işlerdeymiş gibi.

Bir de bizim yağcı vatandaşlarımız var, bu tür yemliklere maaş için birileri görevlendirilince, bakıyorsunuz “yeni göreviniz hayır olsun” tebrikleri sosyal medyada paylaşılıyor.

Bu da ayrı bir dert.