Beşinci kez iktidar olan  Ak parti vesayetçi zihniyetin  oluşturduğu devlet anlayışını ve kadrolarını değiştirme cabası 22 yıllık iktidarda ciddi mesafe kat etti.

Vesayetci anlayış Osmanlının yıkılışın da aktif rol oynayan İttihat ve Terakki anlayışının cumhuriyet kurulduğunda CHP'de vücut bulan siyasi anlayış devletin en kılcal damarlarına kadar nüfus etmiş şekilde örgütlenmiş ülkeyi bu anlayışla yönetmiştir.

Ekonomiden askeriyeye siyasetten din işlerine (cemaatlere) basından eğitime yönetimden (iktidardan) muhalefete kadar tüm kurumlarda örgütlenmiş olan bu anlayış mazlum halkımıza ötekileştirici baskıcı inkarcı bir dil kullanarak vesayetci bir anlayışı halkımızın başından eksik etmemiştir.

Ülkeyi kaos anlayışı ile yönetmeye halkımızın değerleri ile savaşmayı hedef alan bu vesayetci anlayış ülkede huzuru aratır hale getirmiştir.

Halkımızı potansiyel vatan haini ilan edip kendilerini vatanın sahibi görme küstahlığını da göstermekten çekinmemişler.

Bu ülkede Cumhuriyet kurulduktan sonra bir haliyle halkımız ve değerlerimize sahip çıkan öncülerimiz potansiyel suçlu muamelesi görmüştür.

İnançından, kimliğinden, mezhebinden, tarihi temsiliyetinden dolayı her kesim bu cezalandırma dan nasibini almıştır. Öyle bir keyfiyet ortamı oluşmuş ki önce idam edilmiş sonra yargı kararı beyan edilmiştir.

Cezaevlerinde akıl almaz işkenceler faili belli mechul cinayetler yaşanmıştır. Sürgünler yaşanmış çocuklarına el konulmuştur.

Kutsal mekanlar camiler mabetler dergahlar medreseler kendi işlevlerinin dışında ya yıkıldı yada ters amaçlarla kullanıldı.

Bir intikam duygusunun hakim olduğu anlayışla hareket edildi. Bütün bu tespitler bize şunu göstermektedir ki Osmanlının yıkılışından ziyade kurulan yeni devlet yönetimi halktan ve geçmişin oluşturduğu değerlerden intikam alırcasına bir baskı uygulanmıştır.

Bu sürece yıllardır tahammül eden halkımız acılar içinde yaşamıştır. Fakirliği kaosu şiddeti ölümü halkımıza reva gören bu zihniyet iflas etmiş durumda.

Yeni dönem tüm bu anlayışlar dan uzak halkımıza hizmeti esas alan değerleri ile barışık güven ve huzurun hakim olduğu halkımızın iktidarı diyebileceğimiz dış güçlerin taleronluğunu yapmayan yeni anlayışın iktidarı geçmişin iktidar anlayışını yerle bir etmiştir.

Bir çok ilklerin yaşandığı halkımızın nefes aldığı kendi ile ve değerleri ile barıştığı özgür ve bağımsız Türkiye'nin resmi ilmik ilmik nakşedilmeye başlanmıştır.

Bu değişim ve dönüşüm süreci bir öze dönüş hareketi olarak halkımızın iktidarı olarak yeni Türkiye'de tarih sayfalarına geçmiş durumda.

Bazı değişimler devrimler çok sesli ve kanlı olur bazı değişim ve devrimler sessiz olur. Bu sessiz devrim halkımıza hayırlı olsun.