Bugun...


Mehmet Şerif Cebe

facebook-paylas
DERT ÇOK, DERMAN YOK 1
Tarih: 17-06-2023 00:01:00 Güncelleme: 17-06-2023 00:01:00


“Dost bivefa, felek birahm, devran bisükun,

Dert çoh, hem-dert yoh, düşmen kavi, tali’ zebun!”

 

Fuzuli

 

Medeniyetin ilk çağlarından eserler taşıyan, güzel Dicle’nin koynunda kıvrılan bir yılan gibi yaşam süren, insanların bunca olumsuzluklarına karşı koyan, yıpratıcı bağnazlıklara surlarıyla direnen şehrimizin cadde ve sokaklarında dolaşıyorum. Karşılaştıklarım ve gördüklerim gözüme batar gibi acı veriyor ve üzülüyorum. Gözüme ilişenler karşısında bir insan olarak yüzüm, gözüm kızarıyor; psikolojim bozuluyor! Bunları görmem, ilgisizlikten mi, vurdumduymazlıktan mı, umursamazlığımızdan mı desem? Şehir yaşamından uzakta yetişip sonradan şehir yaşamına ayak uyduramayışımızdan mı desem? Hangi birini anlatayım ki gözüme saplanan hançerlerin/okların açtığı yaralar iyileşsin ya da kabuk bağlasın... Dostlar, toplumsal sorumluluğumuz üzülerek belirtiyorum ki can çekişiyor!

 

Böyle dertli dertli inlerken birden gözüm, Güneydoğu Güncel Gazete’mizin 10.06.2023 tarihli yayınında haber olarak çıkan yeni adıyla ESK (Et ve Süt Kurumu) ile ilgili habere ilişince üzüntüm kat kat arttı. Oysa adı geçen kurumun Kayapınar’da ikinci mağazası açılınca vatandaş olarak çok sevinmiştik. Doğrusu Diyarbakır gibi devasa nüfusa ve geniş bir alana yayılmış yerleşim yerine göre iki mağaza yetersizdir. İki mağaza “devede kulak” bile değildir. Amaç vatandaşa hizmet olduğuna göre yeteri kadar satış mağazası açın kardeşim! Hizmet hizmettir, hizmetin küçüğü büyüğü olmaz... Küçükten büyüğe, her alanda hizmet etmek devletin; araçsal olarak da vekalet verdiğimiz vekillerimizin birincil görevidir. Söz konusu haberde anlatılanlara bir şey eklemeyi gereksiz görüyorum. Haber okunduğunda durum anlaşılacaktır zaten. Adı geçen koskoca kurumunun mağazasına geçen hafta uğradığımda ben de hayal kırıklığı yaşamıştım. Sorularıma aldığım cevaplar ilginçtir: “Dana eti yok, kıyma yok, kuşbaşı yok, kavurma yok! Yok, yok, yok!” Şairimizin deyimiyle:

 

“Bütün yokluk mu her yer?

Bâri bir “Yok!” der sadâ yok mu?

 

M.Akif Ersoy

 

Yoksa kapatın mağazayı, üzerine de; “Bu mağaza, satacak ürün bulamadığından kapatılmış ve çalışanların da işlerine son verilmiştir.” yazısını asın! Bir vatandaş olarak soruyorum: “Bu kurumlar niye çalışmıyor; devletimizin bütün imkanları ellerinin altında... Personel mi yok, araç mı yok, para mı yok? Bunlar yoksa ve bulmak imkansızsa biz de vatandaş olarak boşuna ümitlenmeyelim bari! Bakanlığı var, kurumu var, genel müdürlüğü var, personeli var; ancak vatandaşa hizmet edecek, gönüllerini hoş edecek et ve süt ürünleri yok... Personel sayıca yetersizse yapılacaklar olan bellidir.

 

ESK’nın et ve süt ürünleri de artık tarım kredi kooperatiflerinin mağazalarında satılacak diye duyduk; ancak yine “yok, yok, yok!” larla karşılaşıp ensemizi kaşıya kaşıya eve döndük!

 

Devletin varlık nedeni vatandaşa hizmet değil mi, vatandaşın rahatı, mutluluğu, huzuru değil mi? Nasıl ki vatandaşımız için sayılamayacak kadar yol, köprü, tünel, viyadük, otoyol, köprü havaalanı için para harcıyorsak vatandaşın ekonomik ve sosyal durumu için de harcayalım. Nasıl ki vatandaşımızın güvenliği için canla başla seferber oluyoruz; ekonomik sıkıntıları için de çalışmalı, kafa yormalı ve hizmet etmeliyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız, her defasında; ”İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!” demiyor mu? Biz, vatandaşa gerekli hizmeti ulaştırmadan, ihtiyaçlarını karşılamadan devlet yaşasın desek bu gerçekleşmeyecek bir vaatten ileri gitmez. Hayat pahalılığını -ki Sayın Cumhurbaşkanımız da bunu ilk bakanalar kurulu toplantısından sonra üzerine basa basa söyleyerek dikkatinizi çekti- sona erdirip vatandaşı düzlüğe çıkarmalısınız ki siyasette de başarılı olasınız.

 

Devlet denen aygıt vatandaş için vardır. Vatandaşın huzur ve mutluluğu için çaba harcanmazsa vatandaş devlet için var olmuş olur. O zaman devletin de yaşaması tehlikeye düşer. Vatandaş oy verdi, şimdi de hizmet bekliyor.

 

Bizden söylemesi! Bizim görevimiz söylemek; yetkililerin görevi de dikkat çektiklerimizi yapmaktır.

 

“Amacımız zülf-i yare dokunmak değildir.

Kaş yapayım derken göz çıkarmak hiç değildir.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Bu yazı 3936 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI