Yakup Deniz adında bir dangalak tutturmuş şu ayet bu ayet üzerine Müslüman’ın aklını nasıl çeldireceğim diye bir uğraş veriyor.

Adam bilmiyor ki Mümin gayba inanandır, Kur’an-ı Kerim hakkında şartsız şurtsuz teslimiyet gösteren kimsedir.

Eğer kendine güveniyorsa muhkem ayetlere bir itiraz etsin ki asıl şahsiyeti ortaya çıksın, ne mal olduğunu anlayalım.

İslam’ın yasakladığı;

Kötülüklerin anası Rakı içmeyi mi hoş görüyor?

İnsanın onurunu lekeleyen Zinayı mı normal görüyor?

Zengini zengin eden, fakiri fakir eden faizi mi uygun görüyor?

“Düşeş, dubeş” ile birinin malının diğerine geçmesine sebep olan kumarı mı makul görüyor?

“Zalime yaklaşmayın! ateş size de sirayet edecek..” ayetini mi kıskanıyor?

“Fitne katilden daha beterdir” diyen ayetin toplumsal huzur açısından uyarısı ona bir şey anlatmıyor mu?

…….

İslam’ın emrettiği;

Fakire, miskine, yolda kalana, borç altında ezilene… yardım etmeyi emreden Allah’ın hak sözü çok mu zoruna gidiyor?

“Anne babaya, akrabaya, yakın ve uzak komşuya iyilikle muamele et” ilahi emir ona çok mu ağır geliyor?

“Bir iyilik ile karşılanırsanız, ya aynısıyla ya da daha fazlasıyla muamelede bulunun”, demesi ona tuhaf mı geliyor?

Rub-i ibadeti müminlere bırakalım, cennet ve cehennem inancı da tartışmaya gelmez, insan aklının ve iradesinin işe yaramadığı berzah alemi ve insan anlayamaz o hayat tarzını, ama dünyaya bakan veçhiyle Kur’an’ın tüm emirleri, “ben insanım” diyen herkesin itiraz etmediği ortadayken bu dangalak tutturmuş Kevser de ha Kevser, Kevser suresindeki Kevser kelimesine 16 ayrı anlam verildiğini, bunlardan hangisinin doğru olabileceğine insan karar vermekte zorlandığını söylüyor, yahu Allah ve Resulü arasında hususi nazil olmuş bir sure, sana ne Kevser kavramından kevaşe?

Eğer Müslümanların yaşam tarzını ilgilendiren bir kavram olsqaydı ve herkes bir tarafa çekseygi, o zaman neden kapalı bir anlama sahiptir denilebilirdi, ama öyle bir durum yok.

İnsanoğlu işte; bir az bir şeyler öğrendi mi? hafif zenginlikte kendini gördü mü? Bir az kendini güçlü hissetti mi? Başlıyor tuğyan etmeye, onu da Allah’ın dini olan İslam’a saldırmakla başlıyor, vay yavrum vay?

Allah Rebbülalemindir, Rahman ve Rahimdir, Kainatın sahibi ve hükümdarıdır. Sizin gibi sivri sineğin vızıltısını ne yapsın? Zaten yakın zamanda ölüp hesaba çekileceksiniz, diğer kafirler gibi. Varın siz doğa ana deyin, biz yaratanımıza ALLAH diyoruz, çatlasanız da patlasanız da ALLAH diyeceğiz, aramızda bir sorun sıkıntı oluştuğu zaman acaba ALLAH ne diyor? Diyeceğiz, size ne oluyor?

Siz varın bu dünyayı ahır gibi kullanın; hayatınızı yaşayın, yiyin, için, birbirinize binin inin, sapıta bileceğiniz kadar sapıtın dünyada serbestsiniz.

Ahret var mı yok mu? Öldükten sonra görüşürüz.

İnsanlık ilahi öğretiyi kaybettiği için her geçen gün kan kaybediyor,  acaba bir ihtimal hakikati fark edip kendini resetleyebilir diye uğraş verirken Yılmaz Deniz denen haşerenin ödü kopuyor, insanlık doğru yolu bulmadan ben birkaç kişinin daha aklını çeldireyim diye mücadele veriyor.

Ayıp ayıp uğraşabileceğin başka bir iş kalmadı mı ki yeryüzünde Allah’ın dinini yalan dolanla, gereksiz misallerle şüphe altında bırakıyorsunuz? Sana yakışıyor mu?

İslam’ın emir ve yasakları insanlığı kurtaracak tek çaredir, insanlık isterse uyar, huzura kavuşur, isterse zulmün karanlığında kaybolur.

Kur’an nasıl ki 1443 yıldır orijinal haliyle bir ilham kaynağı olarak ortada duruyorsa, en çok yazılan, en çok okunan ve en çok ezberlenen bir kitapsa bundan sonra daha da rağbet görecek bilesiniz?

Kevser suresinin hikmetini size anlatsam akılın durur, belki imana gelirsiniz ama kalsın, iman sizin gibi sinsi bir insana yakışmaz!

Ben Kevser suresiyle mutluyum, anlatabildim mi? Allah peygamberine ne demişse kabulümdür, bana düşen bir bütün olarak Kur’an’a iman edip, muhkem ayetlerine uymaktır.

Bilmem anlatabildim mi?