Basın kamuoyunun sesi/ gözü/kulağı desem az kalır.

Çünkü halk, adına neler oluyor?

Siyaset ve bürokrasi ne durumda?

Halkın bunlara bakış açısı nedir? vatandaş da sorumluluk makamında olan kimseler de ancak basın vasıtasıyla biri diğerinden haberdar oluyor.

“Amacımız oy kazanmaktan çok insan kazanmaktır” diyen Başkan Aydın önemli bir soruna işaret etmiş. Çünkü insan kazanan hem oy kazanıyor hem de dua alıyor.

Bunu yaparken de vatandaşların hoşnut olduğu/olacağı işler yaparak hedefine doğru ilerleyebiliyor.

Şerif beyin ilk izlenimi ve şu andaki gidişatı hayra alamet gözüküyor. Ama ilçe ziyaretlerimizi “Sayın bakanımızla birlikte yaptık” demesi çalışmalarını değerden düşürüyor,  çünkü Bakanın etkin olduğu siyaset 20 yıldır Diyarbakır’da  karşılık bulamadı, bulamıyor.

Biz Cumhurbaşkanımızın şehrimizdeki tek vekili olarak ondan şunu bekliyoruz, bir kritik yaparak;

Bu halkın gönlünü nasıl kazanırım?

Bu halk kimleri sağımda solumda görmek ister?

Ne yaparsam halkın güvenini kazanırın? sorularına cevap olacak hal ve davranışları ondan bekliyoruz.

Mevlana’nın manidar bir sözü var “Dün dünde kaldı cancağızım, yeni şeyler söylemek lazım” bu kelamı kibardan ilham alarak Ak Parti İl yönetiminin çalışmalarıyla bazı ilklere imza atması lazım.

1-Yapacağı bir anket/araştırma sonucu bu şehirle halk ile hem hal olmayan kurum müdürlerini değiştirmek, yeni idarecilerin kuruma ne kazandıracağını, eylem planında ne olacağını bilerek iş başına gelmesini sağlamak. İşleri evrak üzerinde dört dörtlük olan ama halkın içinde olmayan idareciler bu şehre lazım değildir.

2-İş-Kur’a el atarak verimli hale gelmesini sağlamak, “Duvarına bu kurumda adalet vardır” yazdırarak hiç kimsenin ondan şüphe etmesine fırsat verdirmemek. İş ve kurs alımlarında adil davranmak, alım kriterlerini akli ve vicdani olarak ortaya koyup ona göre kurumu işlemesini sağlatmak. İktidar partisinin karnesi en büyük puanını kurumlardan almaktadır.

Mesela valimiz kendi projesi dahilinde şehrimize bir şeyler yapmak istiyor ama halka dokunduğu pek söylenemez.

*İş-Kur elemanı olarak bir ara bir kızım Kur’an Kursta görev almıştı, kurum müfettişi camiye gidip onu aradı/sordu ve burada öyle biri yok tutanağını hazırlayıp işine son verdi. “Böyle bir zulüm/haksızlık ancak Diyarbakır’da olur” dedirtecek bir vaka!

3-Halk ile selamlaşma projesini hazırlayarak 6 ayda üç kişilik heyetlerle tüm vatandaşların kapısını çalmak, vatandaşı dinlemek, sorununu not etmek, takipçisi olmak.

4-Şerhimizde Din Hizmetleri Yüksek İstişare Kurulunu oluşturup dini açıdan şehrimizin gidişatının ne durumda olduğunu ehil kimselerle değerlendirip, rutin aralıklarla kamuoyuna deklarasyonlar yayınlamak,

5-Basınla olduğu kadar “şehir yazarlarıyla” bir araya gelmenin daha faydalı olabileceği kanaatindeyim. Her gazeteden üç köşe yazarı isteyip onları zaman zaman dinlemekte fayda mülahaza ediyorum,

6-Yıllardır şehrin belli noktalarında seyyar satıcılık yapan vatandaşların ilçe ilçe hallerini sorup, onları sıcaktan ve soğuktan koruyacak bir çare aramak, bulundukları yere bir statü kazandırmak.

7-Kağıt toplayan çocuklar ve kadınlar ile toplantılar yapıp, dertlerini dinlemek, belediye aracılığıyla kendilerine iş tolumu ve kimlik tahsis etmek hatta mümkünse sigortalarını yaptırabilmek.

Velhasıl daha nice işler başkanımızı bekliyor. Ama onun deyimiyle halkın gönlünü almak istiyorsa böyle akla hayale gelmeyen işler yapması lazım ki şehrin her nokrasında Ak partiye selam ve dua gelsin.

Bu işler kolay değil, ama kolaycılık insana yakışmaz, insan oğlu zor işlerle uğraşmak için yaratılmıştır. Eğer Allan’ın rızasını dert edinirse o zor dediğimiz işler asan olur. Bu çalışmaları yaparken eğer bakanı vekili katkı vermek istiyorsa parasal katkı versin, genel merkez nezdinde şehrimizin payına düşen parayı koparsın, kopardığı paraların havada bölüşmesine fırsat vermeden sahaya yansıtmasını sağlasınlar.

Ayrıca vekil iseler, bakan iseler hak ve adalet adına sesini yükseltsinler.

*KADES’in dil çeşitliğinde Kürtçenin olmamasına Ardahan vekili itiraz ediyor da Diyarbakır vekili niye ses vermiyor?

*İstanbul sözleşmesi din ve namusunuza el uzatıyor vekillerimizden niye bir ses çıkmıyor?

*Binlerce genç evlilik kurbanları “Allah’ın emri peygamberin kavli” ile evlendikleri için ceza evindeler, eş ve çocukları mağdur niye Bakandan bir ses gelmiyor?

*Süresiz nafaka mağdurları her geçen gün sayıları artıp partimize beddua ediyorlar vekillerimiz ne yapıyor?

*ABD eğitim öğretimizi kontrol artına almış neden vekillerimiz buna isyan etmiyor?

Gördünüz mu vekillerimizi bekleyen dünya kadar işleri var değil mİ?

***Onlar da Bağlar Belediye başkanımız Hüseyin Beyoğlu gibi işine baksınlar derim.

Bir ailede, bir kurumda, bir partide herkes işini iyi yaparsa huzur oluşur.

Derdim büyüktür bu kadarla yetinelim.

İl yönetimine başarılar diliyorum. Onlar iyi işler yapsa bizim de dualarımızı alırlar fena mı olur?

Selam ve selametle kalın