Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
KÜRDÇE DÜŞÜNMEK TÜRKÇE YAZMA TEZADI ÜZERİNE
Tarih: 30-01-2024 00:02:00 Güncelleme: 30-01-2024 00:02:00


Dil meselesi...

" Lisan" denince bir kıymet taşırdı, önceden.

Tatma organı dil ile konuşma-anlaşma ifade eden lisan, aynı kelimeyle eşleştirildi.

Birden fazla dil bilmenin gerekliliği, bir Hadis'te yer alır.

Bir dil bilmenin bir insan olduğu daima belirtilir.

Dünya dillerinden her yıl, birkaçının tarih olduğunu belirtmeye gerek yok.

Kimi diller, tarihe karıştı, zamanla.

İnsanın varlığının ispatı lisanıdır.

Bir insan, lisanını konuşmaması ne acıdır...

Lisan, yok olduğu zaman varlığı da yok olur, milletin.

Milleti ayakta canlı ve diri tutan dildir, öncelikle.

Her dil, birer ayetidir, Allah'ın.

Biz, böyle biliriz.

Tatma organı değil konuşma aracı lisan için dil demek çok basit bir ifade.

Bir kurum olusturulacak ve başına A.(gop) *Dilaçar ( Martagyan) getirilecek.

Agop Efendi, ismini daima " A." olarak belirtecek.

Arapça ve Farsça, gündelik konuşmadan tarh edilecek, bunun fikir babası Ziya Gökalp olacak, sıkı ittihatçı kimliğiyle.

Yeni kelimeler bulunacak.

Güneş-Dil Teorisi öne sürülecek.

Kızılderililerle akrabalık ve aynı milletten olduğu gibi...

İsviçre 26 Kanton.

Siz, buna " Şehir" deyin.

Flemenkçe, Fransızca, Almanca ve halkın konuştuğu bir çok dil.

Niçin bize yabancı dil öğretme dayatması yasallaştı?

Üniversite dahil hangimiz Ingilizce-Almanca ve Fransızca öğrendik?

Dedesinin, babasının mezar taşındaki kitabeyi okuyamayanlar, yabancı dile niçin hayran?

Sömürge dili olan İngilizce-Almanca ve Franızca niçin revaçta?

İhsan Süreyya Sırma, bir İslâm Tarihçisi, Prof. Dr ve Siirtli .

Afrika'da katıldığı toplantıda bir akademisyen, daha önceki devlet egemeni olan Osmanlı'yı yerden yere vuruyor, sömürgeci olduğunu vuruluyor.

Hangi dilden konuşur, bu Akademisyen?

Elbette Fransızca.

İhsan Süreyya Hoca, Arapça konuşur, nafile. Fransa'da eğitim görmüş birisi.

Akademisyene Arapça yerine Fransızca konuşmasının sebebini bir bir izah eder.

Bir Arap, kendi dilinde kendisini ifade edemiyorsa, yabancı dille konuşuyorsa sömürgeciliğin dilden ve eğitimden başladığını belirtir.

Merak eden Beyan Yayınları'ndan çıkan bu kitabı okur. Kitabın adı, Pervari'den Paris'. Adnan Demircan imzalı.

Eleştirilecek yönleri yok mu, önceki devlet yönetiminin?

İçini boşalttığı devlet içinde her kurumu ifsâd eden Batılı, Arapça'ya, Farsça'ya elbette karşıdır. Belki " Neden başka dil yazmadınız? " diye soran olur?

Kürdçe'ye de karşıdır, başka dillere de...

Batılı, darma dağın ettiği topraklarda bulduğu petrol ve yer altı kaynakları ile Arapları bizden kopardı ve her zaman onları birbirine düşürmüyor mu?

Petrol Araplardan bombalar Batıdan.

Işte Filistin, Libya, Mısır, Ürdün, Arabistan, Yemen, Irak, Suriye ve ....

Kürdçe'ye Kur'an çevriliyor, mealler var.

Bir çok ülkede eğitim ve öğretim Kürdçe.

Bizde TRT KÜRDÎ var da Meclis'te halen bilinmeyen dil...

Ne demek istiyoruz?

Biliyor musunuz?

Bakın bir Kürd olarak Türkçe yazıyorum, sorun-morun yok.

"Herkesin ana dili anasının ak sütü gibi helâl" diyenler var.

Bizim annemizin sütü ak değil de kara mı?

 

Bu ülkeyi somürge haline getirenler İngiliz, Almanya ve Fransa ve dahi saz arkadaşları, cümbür-cemaat!..

Bakın, bunlara ses çıkaran var mı?

Arap ülkelerine istedikleri gibi girip çıkan, üs kuran işgalciler hak ve hukuk tanımaz, menfaatleri uğruna her şeyi mübâh görür.

Hangi sudan bir İngiliz geçse, orada balıklar bir biriyle kavga eder, birbirini yermiş.

Nerede İngilizler bulunuyorsa orada huzur yok imiş.

Peki bu ülkede tabelalar neden İngilizce?

Giyim-kuşam, gıda ve diğer tüketim maddeleri neden İngilizce?

Okullarda, ünvrsitelerde dersler neden İngilizce?

Bu dünya dili olmanın gereği mi?

Bu İngilizler, neden aramıza sınırlar çizdi?

Neden Avrupa'da sınırlar yok, kalmadı?

Bundan sonra anlamayan varsa ne diyelim?

İngilizce'ye ve İngilizlere meftun olmaya devam edin!..

Her taşın altından çıkan Yahudî değil, İngiliz'dir, bilin.

Fransız Devrimi imiş, Ulusların kendi kaderini tayin hakkı imiş, milliyetçilik hareketleri imiş de imiş!...

Geçin, bunları geçin...

Korsika Adası'nda halkın ulus olmasına rağmen hakki var mı?

Dili farklı mı farklı...

Bize, her şey tersten öğretilmişse kim kazanmış kim kaybetmiş?

Külahları önümüze bırakıp, konuşmanın zamanı geldi de geçti.

Çanakkale'de yatanların çoğu aynı dili konuşmuyordu, fikirleri aynıydı.

Çanakkale'de Afrikalı da yatıyor Balkanlı da...

Türk de Kürd de Arap da İranlı da Kafkaslı da...

Sahi bunu bilmeyen mi var?

Arap gitti, Kafkasya gitti, Afrika gitti....

Bir Türk ve Kürd kaldı, çoğunlukta.

Yeri geldikçe kardeş olanlar, iri-diri olma adına hep Kürd'e beraberlik teklifinde bulunur.

İngilizin ve saz arkadaşlarının desiselrini Kürd'e mal eder de eder, durur da durur...

Din kardeşi olmak, çoğu zaman nafile, geçer akçe değil.

Anlatabiliyor muyuz?

İngilizleri ve saz arkadaşlarını red etmedikçe düzlüğe çıkmak mümkün değil.

Bakın, herkes anlasın ve bilsin, yazıyı Kürdçe düşünüyoruz,  Türkçe yazıyor ve konuşuyoruz.



Bu yazı 2697 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI