Seçim tarihi belli oldu gibi.

Hem Bahçeli hem de Erdoğan'ın telaffuz etmesiyle 14 Mayıs 2023'te erken seçime gidiyoruz. Eğer fikirleri değişmese tabi.

Biliyorsunuz, ilke ve prensipler çerçevesinde ülkeyi yönetmeye talip olan 6'lı masayı eleştiren Erdoğan ve Bahçeli, kamuoyuyla paylaşılmış herhangi bir ilke ve prensip olmadan, ikisinin kafasına estiği gibi karar ve yasalar çıkarabiliyorlar!

Ve CB Erdoğan bunu açıklarken, 14 Mayısı işaret ederek, "Yeter! Söz Milletindir" diyerek açıkladı.

Kısaca hatıtlayalım

1950'de baskıcı ve tek partili sistemden, çok partili sisteme geçiş ve siyasi propaganda serbest bırakılması üzerine, Demokrat Parti "Yeter! Söz Milletindir!" sloganını kullanarak seçimi kazanmıştı.

Erdoğan bir çok konuda şaşırdığı gibi bu sloganı kullanması da kendi aleyhinde olacaktır. Muhalefete pas vermiştir. Çünkü 20 yıldır iktidarda olan, tek adam, baskıcı ve yasakçı bir yönetim uygulayan kendisidir. Haliyle Millet ittifakı bu yönetim anlayışına “Yeter! Söz Milletindir” diyecek.

Dolaysıyla, tam da bugün, yine bu sözün zamanı gelmiş görünüyor. Şöyleki;

Çoğunluğun Cumhur ittifakında olduğu ve Erdoğandan gelen tekliflerin el indir el kaldır marifetiyle Cumhur ittifakı Milletvekillerinin görevlerini ifa ettiği, çıkarılan yasa ve kanunlarda muhalefet partilerinin tekliflerinin hiç dikkate alınmadığı, bir virgülün bile değiştirilmesini, fonksiyonunu yitirmiş ve tek taraflı bir meclis haline gelmiş bu döneme, millet "Yeter! Söz Milletindir!" diyecek.

Devletin bütün kurumlarının, Cumhur ittifakının, neredeyse birer kurumu haline getirildiği bu döneme millet "Yeter! Söz Milletindir!" diyecek.

Partili Cumhurbaşkanı olma nedeniyle bazı vali ve kaymakamların, Devletin temsil yerine, Cumhur İttifakı partilerinin il ve ilçe başkanları gibi davranmalarına ve diğer partilere mesafeli duruşlarına, millet "Yeter! Söz Milletindir" diyecek.

Meclisin, Yargı Mekanizmasının, Bakanların ve yönetim kademelerinde görev alan herkesin, sadece tek kişinin ağzına bakar hale geldiği, tek adam sistemine millet, "Yeter! Söz Milletindir!" diyecek.

Millet iş aş derdinde iken, Millete, “porsiyon küçültün, sebze ve meyveleri tane ile alın denilerken veya bir melemen yapamaz” hale gelmişken; Sarayın günlük 10 milyon (eski hesapla on triliyon) gideri olması, saraya tanesi 32 Milyondan 3 yeni araç alınmasına, Mecliste 550 çeşit yemek yapılmasına millet, "Yeter! Söz Milletindir!" diyecek.

Milletin çoğunun fakirleştiği, servet sahiplerinin ise daha çok zenginleştiği, 13 kişinin servetinin  44 milyon kişinin servetinden daha yüksek olduğu bu adaletsiz düzene, millet  "Yeter! Söz Milletindir!" diyecek.

Millete gelince para yok ama israf ve savurganlıkta milletin parasının çarçur edilmesine, itibardan tasarruf olmaz denen zihniyete millet, "Yeter! Söz Milletindir" diyecek.

Rüşvettin, torpilin, adam kayırmanın ve yolsuzluğun tavan yaptığı, mülakat marifetiyle,  kul hakkı hırsızlarının dönemine millet,  "Yeter! Söz Milletindir!" diyecek.

Din, iman, Kuran, ezan, vatan ve bayrak gibi milli ve manevi değerlerimizin siyasi gelecekleri için alet ve istismar edildiği bu döneme millet,  "Yeter! Söz Milletindir!" diyecek.

Kanun ve hukukun kişi ve partinin çıkarına göre değiştirmelerine, kanunları lastik gibi istedikleri yöne çekmelerine ve yargı mekanizmasının muhaliflerin başında asılı bir kılıç haline getirilmesine, millet, "Yeter! Söz Milletindir!" diyecek.

Barış, eşitlik, kardeşlik, adalet birlik ve beraberlik yerine; kutuplaştırıcı, ötekileştirici ve ayrıştırıcı söylemlerle, zillet, illet ve iş birlikçi iftiralarıyla muhalifleri hedef gösteren, milletin arasına tefrika, kin ve nefret oluşturan söylemlere, millet, “Yeter! Söz Milletindir” diyecek.

görünen o ki, oyun kuranlar, kendi oyunlarıyla, oyunu kaybedecekler.

Vesselam.