aohbet islami chat omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat sohbet siteleri mobil sohbet Penis Büyütme Ameliyatı Meme Büyütme Ankara Burun Estetiği Ankara Lazer Epilasyon Ankara Lazer Epilasyon Ankara Kürtaj Ankara Kızlık Zarı Dikimi Ankara Lazer Epilasyon Konya Cilt Bakımı Konya Kıl Dönmesi Tedavisi Ankara Hemoroid Tedavisi Ankara Meme Ultrasonu Ankara Radyolog Ankara Selülit Tedavisi Konya Göz Kapağı Estetiği Ankara
Bugun...


Halit Eşkan

facebook-paylas
DİN NASİHATTIR-2-
Tarih: 01-05-2025 00:01:00 Güncelleme: 01-05-2025 00:01:00



İman edip imanlarına zulmetmeyen, salih ameller işleyenler için ise dünyada Allah’ın yardımıyla kolay bir geçim ve sıkıntısız bir hayat vardır. Ahirette ise Allah’ın rahmetiyle varacakları yer cennettir. Bu Allah’ın vaadidir. Bu bağlamda Yüce Allah (cc); ‘’Ey iman edenler yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden kendinizi ve ailenizi koruyun.’’ (Tahrim/6) emriyle müminleri uyarmaktadır.
O halde insan öyle iman etmeli ki kurtuluşu aradığı imanda sefaletin bataklığına saplanmamalıdır. Nitekim Nuh (as) oğlu babasının, gemiye bin kurtul, çağrısına: ‘’Dağa çıkar kurtulurum’’ dedi. Böylece hakka itiraz etti. Ancak o anda gelen bir dalgaya kapılıp helak oldu. Onun helake götüren sebep nefsine tabi olması ve şeytana tapması olmuştur. Onun için ‘’Şeytana tapmayın o sizin apaçık düşmanınızdır.’’ ayetindeki ikaz, hayatın her anında bize rehber olmalıdır. Bu bağlamda müminlerin hem kendi nefislerinin zorbalıklarına karşı, hem de zalimlerin zulümlerine karşı mücadele halinde olmaları, onların imanlarının gereğidir.
Bir ferdin, cemiyetin veya bir milletin düzelmesi, manen fikren yükselmesi ancak kendi gayretleri ile mümkündür.
Toplumların maruz kaldıkları fenalıklar, kuvvetin hakka karşı kullanılması temellidir. Bu sebeple Müslüman toplumlar adalet ve hakkaniyet esaslarını tatbik etmekle mükelleftirler. Ancak bu yönetim biçimi sayesinde toplumun siyası birliği güçlendirilip geliştirebilir. İnsanlar kanun ve nizamlar için değil kanun ve nizamlar insanlar içindir. Bir takım kanun ve nizamların bir milletin sosyal yapısını değiştirebileceği, toplumu yöneticilerin arzu ve isteklerine tabi kılacağı düşüncesinin uygulanması zülümdür. Bu zalimler devlet erkini topluma dayatılan bir güç olarak kullanırlar. Sonuçta yolsuzluklar kök salar. Toplum korkutularak sindirilir, ahlak sukut eder, hukuk ortadan kalkar. Hürriyetten söz edilemez olur. Oysaki hürriyet insanoğlunun hakikati arama ve adaleti gerçekleştirme yolundaki çalışmalarının mutlak şartıdır.
Başka milletlerin tesiri ile şahsiyetlerini kaybetmiş, ruhları vatan değiştirmiş batı hayranı olan gafiller, milli kurtuluşumuzun çaresini, kendilerinin müptela oldukları bu hastalığın bütün bir milletçe benimsenmesinde görürler. Bu tür mukallit zalimler, tabi oldukları efendilerinin emirleri doğrultusunda milli ve manevi değerlerimize karşı düşmanlık ederler. Kendilerini azim (büyük) halkı hakir görürler. Bu zalimler, toplumun yaşayan değerlerini bilmezler. Bu yüzden yükselme ve ilerleme adına vicdanları bulandırıp, buhranlara sebep olurlar. Toplumu karanlığa ve felakete sürüklerler. Toplumun ufkunu daraltırlar. Bu insanların inancı, his ve ananesi taklitten ibarettir. Bunlar, doğruyu yanlışa, gerçeği hayale, hakkı batıla, olmamışı olmuşa katarak ilericilik adına toplumun değer hükümlerini hiçe sayarlar. Bu bağlam da Begoviç’in  “ Biz savaşı öldüğümüz zaman değil düşmanlarımıza benzediğimiz zaman kaybederiz” ikazı çok önemlidir. Çünkü fert veya toplum, bazında her taklit bir yozlaşmadır. 
Esasen bir millet için hayırlı olan şey, başka milletleri taklit etmeden yalnızca kendi özünden ve ihtiyaçlarından ortaya çıkan değerlerdir. O halde taklit eden değil örnek olan muteberdir. Osmanlı bu itibarı dün kazanmıştır. Bu sorumluluk şimdi bizim üzerimizdedir.
Bir fenalığın ortadan kaldırılabilmesi için çeşidinin, mahiyetinin, onu meydana getiren sebeplerin tam olarak bilinmesi gerekir. Bunun için toplumun manevi hayatını, ananelerini, irfanını koruyacak, milli ahlak ve yaşayışını düzenleyecek ve inanç idealini biçimlendirecek seçkinlere ihtiyaç vardır. Doğu Göktürk Hakanı İşbara bu hususta en önemli şahsiyetlerdendir. “Çin hâkimiyetine giren Doğu Göktürk halkını Çinlileştirmek isteyen Çin İmparatoru ‘’Kağan İşbara’yı halkı Çince konuşmaya, Çinlilerin gibi giyinmeye, Çin adaletini kabule, Çin kanunlarıyla yönetmeye icbar edince, Kağan İşbara 585 yılında Çin İmparatoruna gönderdiği mektupta “Size bağlı kalacak, vergi verecek, kıymetli atlar hediye edeceğim. Fakat dilimizi değiştiremem ( dilini öğret dinini öğrenirler ),halkımın uzunca saçlarını kestiremem, halkıma çinli elbisesi giydiremem, adetlerinizi ve kanunlarınızı alamam. İmkân yoktur. Çünkü bu bakımdan bütün millet hassasiyetle çarpan bir kalptir.’’ (Prof. Hakkı Dursun Yıldız) Zulme karşı koyan asil ve büyüktür.
Halit Eşkan
   Matematik Öğretmeni



Bu yazı 345 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI