Her varlıkta arşın nurunun, dolayısıyla Yüce Allah’ın tecelligâh noktası vardır. Allah’ın nuru ile bakan mümine bu tecelligâh noktası ayan olur. Görülen bu nur varlığın yaratılış hikmeti, eşyanın hakikati, İlm-i Ledün (gaybın gizliliklerinin bilgisi) dir.
Bu yola açılan kapı acziyet, yokluk kapısıdır. Zira varlıkta nefsin zevki “Gerçek o ki insan (ilim ve malda) zengin olduğunu görmesi ile azar.” (Alak-6) yoklukta muhabbetullah (Allah sevgisi), Allaha aşk vardır. Ancak yakınlığın hâsıl olabilmesi için salikin de Yüce Allah tarafından sevilmesi esastır.
“(Resulüm) De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah’ta sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.”(3/31) İkazı Kur-an ve sünnete tabi olmadan bu yolda mesafe katledilemeyeceğinin beyanıdır. Kur-an ve sünnete, sımsıkı sarılarak çıkılan bu yolda, seven ve sevilen aynileşince, mürid (isteyen) ile Muradullah da (Allah’ın istediği) aynileşir ve böylece müminin ruhaniyetiyle Allaha yönelişi sonucunda muhhabbetullah hâsıl olur.
Muhabbetullah, müminin idrakinden ve bütün hücrelerinden fışkıran bir kudrettir. Ve bütün kudretlerin fevkindedir (üstünde). Muhabbet var olmanın temelidir. Akıl ile ruh, akıl ile vicdan, kafa ile kalp muhabbetullahta yani Allah aşkında birleşirler. Kalp Allah aşkı ile yanar ve yine onunla hayat bulur. Cümle eşkâl aşkla görülür. Bu durum marifetullahtır (Allah’ı bilmek). Bu halde mümin Yüce Allah’ın kendisine bildirmek istediklerini bilmek ister ve Allah’ta ona bilmek istediklerini bildirir. Böylece irade-i cüz’iyle ile irade-i külliye aynileşmiş olur.
Salikin hakka yürüyüşü kâh coşkun ve bulanık kâh durgun ve berrak akarak ummana kavuşan, sonuçta adı sanı kalmayan ırmak gibidir.
Bu yolda derviş kâh vecd ile ( kendini kaybedercesine ilahi aşka dalma) kâh sevgi bağında ve dost ikliminde saklı olan hakikatlere aşina olarak, sakinleşen ve berraklaşan, Hak indiğinde veli, halk nazarında deli nitelemesi haliyle seyrini sürdürür. Salik seyrini sürdürürken:
“Az ye az uyu az iç
Ten mezbelesinden geç
Dil gülşenine gel göç”
İbrahim Hakkı Hazretlerinin mısralarını rehber edinir. Çünkü riyazet (kanaatle yaşama) olmadan ruhaniyetin bedene galebe çalması mümkün olamaz. Bu sebeple nefsin hakkını verip, hazzından kaçınmak esastır. Nefsin hakkını asgari düzeyde tutmakla bedeni varlık giderek gerilerken ruhaniyet aynı oranda güçlenir. Böylece ruh, bedeni arzulardan uzaklaşınca insan ulûhiyete yaklaşmış olur.
Bu süreçte nefis; nefs-i emmare (Allah’a isyanda ısrarcı olan nefis) nefs-i levvame (Allah’a isyan edince üzülen, sevap işleyince sevinen nefis), nefs-i mülhime (Allah’ın emir ve yasaklarına uyan nefis), basamaklarından geçip nefs-i mutmainneye yükselir ( Mümin olan, huzura eren Allah ile manen irtibatta olmanın hazzına ulaşan nefis). Rab olarak Allahtan razı olan, Allah’ın da kendisinden razı olduğu niteliğe erişir, aslına döner ve kalbi safiyet hâsıl olur. (Allah’tan başka her şeyin kalpten silinmesi)
İmam-ı Rabbani Hz. İfadesi ile: “Bedenin, her zerresini diri tutan ruha, beden ile birleşmesi sonucunda terakki (yükselme) miraç kabiliyeti verildi, bu nitelik onu meleklerden üstün ve şerefli kıldı.” Nefis bu niteliğe erişince; gündüzün gelmesi sonucunda karanlığın sona ermesi gibi kalp masivadan (Allan başka her şey) temizlenir ve Allah’ın nazargâhı olur. O zaman salik, gönül penceresinden; baş gözüyle dünyayı, kalp gözüyle ahireti, sır gözüyle Mevla’yı seyretme haliyle hâllenir. Tevhit ile erişilen bu makamda kesretten vahdete, sonludan sonsuza intikal (bir halden başka bir hale geçiş) vuku bulur. Böylece “ Biz insana şah damarından daha yıkınız.” ( Kaf: 16) ayeti kerimesi ile ifade edilen hakikate farkındalık hâsıl olur. Ummana kavuşunca eseri kalmayan ırmak misali, beşeri nitelikler bütünü ile işlevsizleşir ve kul Allah’ta fani olur, ruh safiyetine ulaşır. “Biz ona o insana kendi ruhumuzdan üfledik.” Ayeti kerimesi şümulünce (delalet) üflenen ruh, onu üfleyen Hakka dönmüş ve sükûnet bulmuş olmasına uygun olarak, salik de sır gözü ile Mevla’yı seyretme sürurunu ( zevk ) tadar.
Ulaşılan bu makam irşat makamı ve bu makama ulaşan salik de mürşittir. “ Yalan yere mürşitlik iddiasında bulunmak imansız gitmeye sebeptir.” ( Hacı Şaban Efendi Hz.)
“ Elestü” bezminde postu serenler,
Lafza bakmamışlar mana demişler.
Uykudan uyanıp, sırra erenler,
Bu fani âleme rüya demişler.”
*********
“Aşk ile bul hakka yol
Boş bulunma hakla dol
Kimsenin kulu olma
Olursan aşka kul ol.”
(Ali Nihat Tarlan)
Kelamın kemali, sözün hale dönüşmesi, insanın yaradılış amacına ulaşmasını sağlar.
Gönül dilinin aracı güzel söz, akıl dilinin ise doğru sözdür. Sözlerin en doğrusu Allah kelamıdır.
“ Ey iman edenler! Allahtan korkun ve doğru söz söyleyin.” ( Ahzab/70)
“ Çünkü böyle davranırsanız, Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar.” ( Ahzab/71)
Hayırların celbi, şerlerin def-i niyazlarımla…
Halit Eşkan
Matematik Muallimi
bonus veren siteler,deneme bonusu veren siteler
flyjota.com Deneme bonusu veren siteler Deneme bonusu veren siteler Deneme bonusu
deneme bonusu bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler
mercurecasino poker siteleri betmatik betturkey
başakşehir escort ,ikitelli escort ,güneşli escort ,kayaşehir escort ,bağcılar escort ,esenler escort ,eyüp escort ,güneşli escort ,kumburgaz escort ,topkapı escort
halkalı escort ,avrupa yakası escort ,şişli escort ,avcılar escort ,esenyurt escort ,beylikdüzü escort ,mecidiyeköy escort ,istanbul escort ,şirinevler escort ,avcılar escort