Halk arasında şöyle bir hikaye anlatılır; Vaktiyle bir köyde Haso isminde bir şahıs yaşarmış. Bu şahıs, köyde beslediği ineğinden elde ettiği yoğurdu tencereye koyup, tencereyi de başının üzerinde tutarak  şehire götürüp satarmış... 

Bir gün yine yoğurdu tencereye koyup, tencereyi kafasında tutarak şehire doğru yola koyulmuş. Yolda giderken kendi kendine konuşmaya başlamış; “Ben bu yoğurdumu şehirde sattıktan sonra şu kadar yumurta alacağım. O yumurtalarla tavuklarımı kuluçkaya yatırıp, şu kadar civciv elde edeceğim. Civcivlerim büyüyüp tavuk olunca, hepsini satıp şu kadar oğlak alacağım. Oğlaklarım büyüyüp keçi olunca hepsini satıp şu kadar buzağı alacağım. Buzağılarım büyüyüp dana olunca onları da satıp şu kadar inek alacağım. Artık bol bol süt ve yoğurt elde edip şehirde satacağım. Şehirden fiyakalı bir elbise giyip köye geldiğimde; bana diyecekler,  “ula Haso bu sen misin? Ben diyeceğim Yoh! “ diyerek kafasını arkaya doğru sallayınca, başının üstündeki yoğurt tenceresi düşer yoğurt da gider, hayali de…

Şimdi gelelim İyi Partinin Genel Başkanı Hayalperest Meral Ablaya; “ Ben Cumhurbaşkanına aday değilim. Ben Başbakan olacağım” diyor… Yani onun da içinde bulunduğu ittifak kazanacak. İttifak  ortaklarından biri Cumhurbaşkanı olacak. Anayasa değişikliği için gerekli olan 400 milletvekili kazanılacak.. Şayet 400”ü bulamayıp 1/5 çoğunluğu yani 360 milletvekili çıkarırlarsa bu defa  Referanduma gidilecek. Referandumda yeniden parlamenter sisteme geçiş kabul görecek. İttifakın Cumhurbaşkanı istifa edecek. Yeniden seçime gidilecek. Meral Hanım Başbakan, Kılıçdaroğlu da Cumhurbaşkanı olacak… Kürtçe bir söz vardır; “Pire nemire  bühar te! Kalo nemir  pıncar te!” (Nene ölme bahar gelir! Dede ölme yeşillik çıkar!)

Bu nasıl bir hayalperestliktir? İnsan Bir yola çıkarken bile önce azığını hazırlar. Ardından ihtiyacı olan bineği temin eder. Sonra yola çıkmak için uygun zamanı ve selametle gideceği yolu belirler. Oysa Millet İttifakı denilen, “Yamalı Bohça Siyaseti”nin daha bir yol haritası bile yok…

Ey muhalefet! siz önce bu vatana nasıl bir çivi çakacağınızı bu millete dürüstçe anlatın. Çakacağınız çivilerle ilgili projelerinizi hazırlatın. İktidarın doğrularını destekleyip, yanlışlarını belgelerle kanıtlayın. Doğruya da yanlışa muhalefet etmek siyaset değil hıyanettir…

Ey CHP! Bu ülkede çakılı bir çiviniz, dikili bir ağacınız olmadığı gibi, kuruluşunuzdan günümüze kadar millete  attığınız kazıklar da unutulmadı/ unutulmayacak. Geçti Bolu Pazarı…