Bugun...


Hamdullah Işık

facebook-paylas
İnsan kalitesi nasıl ölçülür?
Tarih: 06-04-2021 00:02:00 Güncelleme: 06-04-2021 00:02:00


Kalite; bir mal veya hizmetin müşteri beklenti ve gereksinimlerini karşılayabilme özelliğidir. Malın kalitesini ölçmek için bazı resmî ve sivil kuruluşlar hizmet vermektedir. Peki insan kalitesini kim ölçer?…

Türk Standartları Enstitüsü gibi kuruluşların İnsan kalitesini ölçmesi, değerlendirmesi mümkün değildir elbette... İnsanın; kalitesini, değerini, onurunu, şerefini yükseltmesi ya da düşürmesi kendi elindedir.  Lakin kaliteli doğmak, kaliteli büyümek elinde değil... Bir insanın “Varlık Kalitesi” fıtratındadır. Yani, yaratılışında; Allah (C.C.) tarafından verilen özelliktedir. Bu özelliklere karakter diyoruz… Hz. Ali şöyle diyor; “Güzel bir karakter, Güzel bir yüzden daha uzun ömürlüdür “

İnsanın kaliteli yetişmesi için, aile terbiyesi, sosyal kültürel yaşamı, çevre etkisi ve aldığı eğitimin payları çok büyüktür.  Fakat Allah (C.C)’nun temiz mayadan yarattığı insan; doğuştan itibaren, her türlü kötülükten, çirkinlikten, kin ve nefretten, hasım ve hasetten, ego ve despottan uzak kılınmaktadır. Kaliteli insan daha bebekken kendini belli eder. “Adam olacak çocuk, kundakta belli olur” diye bir söz vardır. Kaliteli insan; aile terbiyesi ile biçimlenir, sosyal çevresi ile edeplenir, iyi eğitim ile İmam (lider) vasfını kazanır. Ancak; kalite yok ise, aldığı eğitim, edindiği terbiye, kültür, bilgi, tecrübe onunla birlikte perişan olur, batak olur, çukur olur…

Kalitesiz insan;  iyi bir aileye mensup olsa bile, ailesinden hep uzaklaşır.  Onlara ayak uyduramaz. Ailesini kendisine engel olarak görür... Zira ona göre aile kavramının, saygının, sevginin, dürüstlüğün,, ahlakın, edebin, maneviyatın pek önemi yoktur... O kişi için; maddi olarak yükselmek, egolarını tatmin etmek, kendi özgürlüğü için başkalarının özgürlüğünü kısıtlamak hatta tamamen ortadan kaldırmak başarıdır, mutluluk kaynağıdır…

Bu tür kişiliklerin sayıları maalesef giderek artmaktadır. Onların kendi ütopyaları vardır.  Hayal dünyalarında mutlu olabilmek için her şeyi mubah sayarlar. Onlar için; iyi-kötü, güzel-çirkin, etik-ahlaksızlık, erdemlik-densizlik, asalet-soysuzluk kavramlarının pek anlamı yoktur…  O insan görünümlü yaratıkların topluma verecekleri iyi hasletleri olmadığı gibi; topluma verdikleri zararlar hayli fazladır… Toplumdan özgürlük, güvenlik, esenlik, erdemlik,  gelenek, görenek ve hulasa insanlık unsuru çalınmakta ve yavaş yavaş dejenere edilmektedir…

Kalite yoksunu zevatları topluma kazandırmak için çabalar sarf edilmelidir... Çeşitli rehabilitasyon merkezleri açılmalı, cezbedici imkanlar sunulmalıdır. Sağduyu aşılanmalı. Samimiyet ve laubalilik arasındaki fark empoze edilmelidir… Her türlü iyiliğe, güzelliğe saldıran, adabı muaşeret kurallarını ayaklar altına alan insan kılığındaki asosyal kişilikleri sosyalleştirmek için gerekli tolerans gösterilmeli ve onları karşımıza değil yanımıza çekmeye gayret etmeliyiz…. Önce biz, Sonra Sivil Toplum Kuruluşları, Sonra Devlet ve Hükümet Temsilcileri ve bütün Dünya Toplumları olarak; tüm İnsansı İnsanları topluma kazandırabilmek için büyük çabalar sarf edilmelidir…



Bu yazı 7524 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI