AK Parti, iktidar olduğunda 3Y ile mücadele edeceklerini, 3Y'yi de özetle;" yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar" olarak açıklamışlardı.

21 yıl geçti, 22 yıl...

Gelinen bu noktada halk, iliklerine kadar yoksulluğu hisseder oldu. 

Halk, yüksek kur, yüksek faiz , ucuz iş gücü gibi uyduruk bir ekonomi modeli ile günden güne fakirleşen, umudunu yitiren bir millet haline geldi.

Yolsuzluk noktasında ise, eskiden tek tük kamuda yolsuzluk yapanlara rastlanırdı, hatta bizim gençliğimizde, mutemetlikten banka veya maliye veznesinden zimmetine para geçirenler, cezalarını çektikten sonra bile utançlarından memlekette oturamaz, başka illere taşınırlardı.

Şimdi ise, yolsuzluk alenîleşti, sıradanlaştı, bal tutanın parmağını yalamaması kınanır oldu, "kim gelse aynı şeyi yapar" diye savunulur oldu.

Yolsuzlukla mücadele etmek isteyenler ise bertaraf edildi.

 Kısaca kamuda her kesim kendi durumuna, konumuna, gücüne göre kendisiyle birlikte etrafını da zengin etti.

Bunlara "dur!.." demesi gereken yargı ise, arkasında devletin gücünü hissetmediği gibi, iktidarın bu noktada baskısını da kaldıramamıştır.

Sözde biz Müslüman bir ülkeyiz, bizde beytülmal mukaddestir; rüşvet, adam kayırma, ihaleye fesat karıştırma dinimizde de haramdır.

Halkımız, başta işsizler, asgarî ücretle çalışanlar ve emekliler olmak üzere bırakın sosyal ihtiyaçlarını karşılamayı, yalnızca barınma ve geçim derdine düştü.

Devlete derdini anlatamayanın işi ters gitmiştir.

Dilencilerin sayısı ise az değil.

Emekli geçinemiyor.

Çalışan maaş ile ay sonunu çıkaramıyor.

Bu ortamda yolsuzluk yapanlar kim?

Yolsuzluk endeksinde 38 OECD ülkesi arasında son  sırada yer

 alan Türkiye, G20 ülkeleri arasında ise sondan ikinci sırada yer almaktadır.

Yolsuzlukların üstüne üstüne giden yeni bakan, nereye kadar gidebilir?

Vatandaş, hükümetten 3 Y ile etkin mücadele istiyor.

Diyarbakır mı?

Bilgi ve belge olmadan yazmak oldukça zor.

Kimi zaman basındaki dostlarımız konuşur konuşur da iş yazmaya gelince sıkıntılar başlar.

Sorarsanız, kendileri haklı.

Bir belediyede çalışan oğlu ya da gelini varsa ne yapsın ya da yeğeni?

Amcası, dayısı, teyze ya da hala çocuğu.

Ne desek ki!..

Bir işe girerken ilk iş farklı parti üyeliğinden ayrılma...

Farklı partilere üye olmayı, çocuğunun bir işe girmesinin önünde engel sanma sendromu...

Biz, bu işlerle uğraşıyoruz.

İşten atmak için sebep arayan babasından ayrılıp evlendiğini bilmez mi, çocuğun?

Basının önünde böyle bir handikap var, gibi gibi.

3 Y ile başlanan yolda, durmanın gereği yok, doğrusu.

Bilmiyoruz, anlatabildik mi?

Ucu bize dokunsa da suçlu ya da suçlular kim ise şeriatın kestiği parmak acımaz, biline...

İnsanı üzen geç gelen adalettir.

"Geç gelen adalet de adalet olmaktan çıkar, zulme dönüşür." diyelim mi?

Kim alınırsa alınsın.

Doğrusu bu!..