(… ) “Almanya bunun üzerine Osmanlı Devleti’ne borç verdi. Lakin Osmanlı Devleti yine Almanya’yı oyalamak için uğraştı.” Diye geçen yazımızı noktalamıştık. Şimdi kaldığımız yerden yazımıza devam edelim.  Almanya bu şekilde Osmanlı Devletine baskıda bulunurken öte yandan İstanbul’daki Alman askeri yardım heyeti de Osmanlı Devleti’ni savaşa sokmak için çabalıyordu. Başta Harbiye Nazırı Enver Paşa olmak üzere, kabinenin bazı üyeleri de devletin savaşa girmesini istiyorlardı.

Bunun sonucu olarak, Enver Paşa’nın emri ile Amiral Souchon Osmanlı donanmasını alarak 29–30 Ekim 1914 gecesi Karadeniz’e çıktı, Odesa ve Sivastopol Rus limanlarını topa tuttu. Bu olay üzerine İngiltere, Fransa ve Rusya, Osmanlı Devleti’ne savaş ilan ettiler.

Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşına girmek için yeterli ve gerekli hazırlığı yap(a)madan, istemeye istemeye Enver paşa ve ekibinin adeta zorlaması ile savaşa katılmak zorunda kaldı ve böylece kendi da sonunu hazırlamış oldu. 1789  Fransız İhtilali ile başlayan ulus devlet yapılanması, heterojen yapılara sahip olan İmparatorlukların adeta çöküşünün başlangıcı oldu. İnsan hak ve hürriyetlerinin daha çok ön plana çıkması ile ulus devletlerin inşasını hızlandırmıştır. Heterojen bir yapıya sahip olan ülkelerde milliyetçilik akımları baş göstermiş ve her ulus kendi topraklarında kendi devletini inşa etmek ve kendi kendilerini yönetmek için ayaklanarak isyan çıkarmış ve tebaası olduğu devletlerle savaşmıştır. En çok etkilenen devletlerden biri de Osmanlı İmparatorluğudur. Osmanlı tebaası da bu hak ve hürriyetlerden yaralanmak için, Rusların, İngilizlerin ve Fransızların kışkırtması ve desteği ile Bab-ı Ali’ ye baskı yaptırıp önce farklı unsur olduklarının tanınması, sonra da ÖZERKLİK VE DAHA SONRA DA BAĞIMSIZLIK talebinde bulunmuşlardır. Osmanlı İmparatorluğu içerisinde o zaman 10 milyon gayrimüslim nüfus olduğunu bilen Ruslar, İngilizler ve Fransızlar, gayri Müslimlerin hamiliğine soyunarak hem onları kışkırtıyordu hem de onlar üzerinden,” Hasta Adam”  dedikleri Osmanlıyı parçalayıp kendi aralarında bölüştürme planları yapıyorlardı. Bu sebeple de sürekli Osmanlının iç işlerine müdahale etme hakkını kendilerinde görüyorlardı.

Osmanlı İmparatorluğuna isyan eden, ayrılıp bağımsız olmak isteyen eski tebaasına karşı verdiği mücadele çoğu zaman savaşa dönüşmüş ve bu ülkelerle yaptığı savaşlar, Osmanlı İmparatorluğunu hem askeri hem ekonomik, hem de moral değerleri açısından adeta bitirme noktasına getirmiştir. Osmanlı Devleti ‘nin en geniş topraklara sahip olduğu dönemde 6.978. 356.Km2 toprağı vardı. Nüfusu altında bulundurduğu coğrafya ise 16.150.000.Km2.Bugün sahip olduğumuz toprak 814.578 km2 dir. Evet, nereden nereye, şimdi sıkı durun bakalım, gelelim ne kadar toprak kaybettiğimize;6 978 356 – 814.578: 6.163.778 Km2 toprak kaybetmişiz. Bu kayıp Türkiye’nin yedi buçuk katıdır. Bu topraklar üzerinde bugün Balkanlarda 16, Kafkasya’ da 4, Ortadoğu’da 16, Afrika’da da 16 olmak üzere toplam 52 bağımsız (!) devlet bulunmaktadır.

Günümüzde bile hala “Kıyamet senaryoları ”  bu topraklar üzerinde planlanmakta ve 1.Dünya savaşında kendi elleri ile kurdukları devletleri yeniden parçalayıp bölerek daha kolay yutulur lokmalar haline getirmek istemektedirler(!)   Osmanlı İmparatorluğunun 1853 Kırım savaşından başlayarak, 1.Dünya savaşına kadar yaptığı savaşların kronolojik sıralamasına baktığımız zaman ortalama her iki yılda bir sürekli savaş halinde olduğunu görebiliyoruz.

1853-1856- Kırım Savaşı,                                                                                                                                      

1854-1854- Epir isyanı,                                                                                                                                 

1858-1858- Grahovaç Muharebesi,                                                                                                                          

 1860 -1860- Şam Olayı,                                                                                                                     

  1861-1862- Osmanlı –Karadağ Savaşı,                                                                                            

   1866-1869- Girit isyanı,                                                                                                                                 

1876 -1876- Razlovtsi isyanı,                                                                                                                                  

1876-1878- Osmanlı –Kardağ Savaşı,                                                                                              

 1877-1878- (93) Harbi,                                                                                                                  

   1878-1878- Epir İsyanı,                                                                                                                         

   1878-1878- Avusturya –Macaristan’nın Bosna Hersek’ în İşgali,                                                              

   1894-1894- Sasun İsyanı,                                                                                                                             

  1895-1896- Zeytun İsyanı,                                                                                                                  

  1897-1897- Osmanlı –  Yunan Savaşı,1903-                                                                                            

1893 Ilinden – Preobrajeni İsyanı,                                                                                                                     

   1904-1904- Sasun İsyanı,                                                                                                                  

 1904- 1908- Macedonya İsyanı,                                                                                                              

   1909-1910- Havran Dürzi İsyanı,                                                                                                           

    1910-1910- Arnavutluk İsyanı,                                                                                                               

  1911-1912- Trablusgarp Savaşı,                                                                                                                  

  1912-1913- Birinci Balkan Savaşı,                                                                                                                   

1913-1913- İkinci Balkan Savaşı                                                                                                             

 1914-1918-1.dünya savaşı.                                                                                                                                                  Bu savaşların ve isyanların, ekonomik, siyasi ve askeri bedellerini çok ağır ödeyen İmparatorluk her gün sadece kan kaybetmiyordu aynı zamanda ciddi anlamda toprak, itibar ve moral değerlerini de kaybediyordu. Vakti zamanında üç kıtaya hüküm eden koca Osmanlı bugün kendi tebaası olan halkları İmparatorluk sınırları içerisinde zaptı rap altına almakta ciddi anlamda zorlanıyor, vergilerini toplayamıyor, idari ve askeri alanlarda otoritesini kaybetme noktasına gelmiş, bulunmaktaydı. Devam edecek. Selam ve dua ile. İhsan Yaşar.