Bugun...


İhsan Yaşar

facebook-paylas
1.DÜNYA SAVAŞI-OSMANLI İMPARATORUĞU-RUSYA –TÜRKİYE…(5)
Tarih: 11-10-2020 18:53:00 Güncelleme: 11-10-2020 18:53:00


(…) “ Evet; insanlık ya İnsan fıtratına uygun doğal ve tabii olan EVRENSEL MEDENİYETİ tercih edecek ya da her şeyin para, kar ve pazar olarak görülüp insanların köleleştirildiği, robotlaştırıldığı MODERİNİZMİ(!) tercih edecek.” diye bir önceki yazımızı noktalamıştık.

Evet, kaldığımız yerden yazımıza devam edelim. 1.Dünya savaşını kaybeden Osmanlı İmparatorluğu birçok yönden kayıplarının olduğunu daha evvelki yazımızda da zikir etmiştik. Bu değer kayıplarını söyle sıralayabiliriz; toprak kaybı, nüfus kaybı, yönetim kaybı, strateji kaybı, nüfuz kaybı ve ekonomik kayıp olarak sayabiliriz.   Bir önceki yazımızda nüfuz kaybını yazdık.   Şimdi de toprak kaybını ve nüfus kaybını yazamaya çalışalım.

1-1) Toprak kaybı: Osmanlı Devleti’ nin en geniş güçlü olduğu dönemde 6.978.366 m2 toprağa sahip. Nüfuzu altında bulundurduğu coğrafya ise 16 150 000 km2 dir.1.Dünya savaşı sonrasında kurulan yeni Türkiye Cumhuriyetinin sahip olduğu toprak 809.175.Km2 idi. Daha sonra 1936 yılında Hatay ilimizin 5. 403.Km2 lik toprağının da dâhil edilmesi ile toplam 814. 578.Km2 olmuştur. Dolaysıyla hem nüfus olarak hem de toprak olarak Osmanlı bakiyesi üzerinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti 6.162.778 Km toprak kaybetmiştir. Bu kayıp, Türkiye’nin mevcut toprak bütünlüğünün 8,5 katı kadardır.

1-2) Nüfus kaybı: Osmanlı Devleti’nin en büyük üzerliklerinden biri de devletin yaptığı her işlemi kayıt altına almasıdır. Osmanlı Devleti’nin yazışma, arşiv, kayıt ve kuyudat açısından zamanın en iyi ülkelerinden olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Günümüze kadar gelen arşiv, kayıt ve kuyudatlarında 95 milyon belge ve 400.bin defter var.

Bu belgelerin  % 50 si tasnif edildiği, tasnif edilen bu belgelerin 45-50 milyon arası bir rakama tekabül etiği söylenmektedir.

Osmanlı Devleti, etnik, dini ve cinsiyet kategorilerine göre ilk nüfus sayımını 1881 yılında yapmış ve periyodik olarak 1893 yılına kadar sürdürmüştür. II. Abdülhamit’in ısrarı tutumu üzerine bu istatistiki çalışmalar devam ettirilmiş ve en son yapılan 17 Ağustos 1893 günü nüfus sayımı, XIX. Yüzyılda kendi şartlarında yapılan en güvenilir nüfus sayımı olarak kabul edilmiştir. Nüfus sayımına dâhil edilen herkese , “TEZAKİR-İ OSMANİYE “ adıyla bir nev’i nüfus cüzdanı verilmiştir. Eldeki mevcut kayıtlara göre 17 Ağustos 1893 tarihinde Osmanlı nüfusu 17.388.604.kişidir.                                         

Basra ve Bağdat bölgesinde sayılmayan 900.000 kadınlar ve aşiretlerle beraber 18.288.604.kişiye çıkmıştır. Nüfus sayımının tamamlanmadığı ve sayıma dâhil edilmeyen yerler ile birlikte toplam Osmanlı nüfusunun 39.109.631.kişi olduğu kabul edilmiştir. 1905-1906 yıllarında yapılan ve 1914 yılına kadar güncellenen nüfus kayıtlarına göre ise 1906 yılında Osmanlı Devletinin nüfusu 20.884.630, 1914 yılında ise 18.520.016 kişi olarak tespit edilmiştir. Peki, 1893 yılında 39.109.631.olan Osmanlı nüfusu nasıl oluyordu da 1914 yılında 18.520.016 düşüyordu? Bunu en büyük sebebi, Osmanlı imparatorluğunun I ve II. Balkan harplerinde yaklaşık beş asır egemenliği altında bulundurduğu Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ’ı kaybetmesidir.1900 yıllarında Dünyanın nüfusu tahmini 1.491.000.kişidir. Nüfusu 1 milyonun üzerinde olan 17 ülke var. Bu durumda Osmanlı Devleti’ nin nüfus olarak diğer devletlerle kıyaslama açısından önemi ortaya çıkmış olur. Osmanlı bakiyesi üzerinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti devleti ise ilk nüfus sayımını, 28 Ekim 1927 yılında yapmış ve 1929 yılında sonuçlarını açıklamış. Bu açıklamaya göre nüfusu 14.832.725. kişidir.(Bazı kaynaklarda 13.649.945-13.648.270.kişi olarak geçmektedir.)Bu nüfus sayımına göre 11.777.814 kişi Türkçe, 1.184.446 kişi Kürtçe ve 1.870.465 kişide Türkçe dışında başka bir dil kullandığını ifade etmişlerdir. TÜRKÇE DIŞINDA BAŞKA BİR DİL KONUŞMAKTAN NE KAST EDİLİYOR, NE ANLAMAK GEREKİYOR VEYA NEYİ ANLAMAK GEREKİYORSA!..                                                                                                                  1914 -1927 yılları arasında nüfus artışı veya kaybı kesin olarak bilinmemekle beraber;      ( göç, nüfus hareketliliği, kopmalar, savaşlar, mübadeleler… vs) 1893 yılında yapılan ilk nüfus sayımı ile 1927 yılında yapılan nüfus sayımı arasında geçen 34 yılda, 24.276.906. vatandaşını bir şekilde kaybetti. 1.dünya savaşının başladığı günlerdeki nüfus sayısına göre bir kıyaslamak yapacak olursak, 1.dünya savaşında verilen şehitler, kaybedilen topraklarda kalan vatandaşlar gibi muhtelif sebeplerden dolayı Osmanlı Devletinin (18.520.016 -14.832.725) toplam: 3.687.291 kişilik bir nüfus kaybı var. Bu nüfus kaybı toplam nüfusun % 25 ‘ine tekabül etmektedir. Kadınları ve çocukları çıkardığımız zaman olayın vahametini varın siz tahmin edin. Bu sebeple köylerde ve kazalarda nerdeyse eli iş tutan genç ve orta yaş erkek kalmamıştı…Halk arasında herkes babasının künyesi  üzerinden değil de annesinin künyesi  üzerinden  okunuyordu!. Çağrılıyordu!                                                                                                                              Devam edecek. Selam ve dua ile. İhsan Yaşar.

 

 

 



Bu yazı 1636 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI