Bugun...


İhsan Yaşar

facebook-paylas
Osmanlı Devleti -Kavalalı M. Ali Paşa–Türkiye (10)
Tarih: 08-12-2020 10:51:00 Güncelleme: 08-12-2020 10:51:00


M. Ali Paşa, oğulları ve komutanları, düne kadar amaçlarına ulaşmak için her yolu mubah görürlerken;  rakiplerini, düşmanlarını yenmek için hile, tuzak, tehdit, rüşvet ve öldürme dâhil her türlü kötülüğü yapmaktan geri durmaktan çekinmeyen M. Ali Paşa ve ekibi, nasıl oldu da Filistin, Suriye ve Anadolu’da  “BARIŞ GÜVERCİN“ i oldular.

Daha öncede yazdığımız gibi M. Ali Paşa; ince, kıvrak ve şeytani bir zekâya sahipti, sabırlıydı, azimliydi, zamanı ve zemini iyi takip eder, nerde nasıl davranması gerektiğini iyi analiz eder ve ona göre davranırdı.  Olayların kokusunu almada burnu bir tilkinin burnundan daha fazla hassas, fırsatları iyi koklayan ve kollayan bir burna(!) sahipti. Ve; en ön önemelisi şartları her zaman kendi çıkarı doğrultusunda değerlendirip eğer gerekiyorsa hamlesini yapar, gerekmiyorsa üç maymunu oynamada mahirdi. Avrupa Devletleri ile olan iyi ilişkileri sayesinde, özellikle askeri alanda Fransız asıllı General Save, ( Süleyman Paşa) sayesinde iyinin de ötesinde (gizli!)  müttefiktiler. M. Ali Paşa, Osmanlı Valisi ve Paşa’sı olmasına rağmen çoğu zaman bağımsız bir devlet(miş) gibi davranıyordu. Osmanlı Devletinin kendisinden istenilen taleplerini mutlaka kendi lehine pazarlık konusu yaparak, ilişkilerini “Al – Ver” şekline getirerek, eğer Osmanlı Devletine bir hizmette bulunuyorsa mutlaka onun karşılığında da bir şey almak istiyordu. M. Ali Paşa ve Osmanlı Devletinin ilişkilerine baktığımızda bunun onlarca örneklerini görmemiz mümkündür. Örneğin; Mısır Valisi olduktan sonra bölgede istediği gibi hareket etmeye başlaması, istediği Valiyle, aşiret reisleriyle veya bölgenin ileri gelenleriyle kendi çıkarları doğrultusunda Babıâli’ye danışmadan, onların fikir ve düşüncelerini almadan kendi başına buyruk hareket ederek; ilişkilerini kendi çıkarlarına göre ayarlıyordu. Mora savaşında Osmanlı Devletinin emrinde ki İbrahim Paşa, Osmanlı Ordusu ile beraber; Mora ve çevresindeki bütün adalarda isyanı bastırıp hâkimiyeti sağladıktan sonra, İngiltere, Fransa ve Rusya, sorunun sulh yolu ile hal edilmesi teklifini Osmanlı Devleti ret edince, bu ret teklifini bahane eden üçlü ittifak Navarin limanındaki Osmanlı-Mısır donamasını imha etmişti. Mora ile irtibatı kesilmesi ve bu bölgedeki ordusunun zor durumda kaldığını gören M. Ali Paşa, müttefikleri temsil eden İngiliz Amirali Codrington ile İskenderiye’ de Babıâli’nin izni olmadan bir antlaşma imzaladı ve Mora ‘ da ki kuvvetlerini yine Babıâli’ ye danışmadan geri çekti. 1928-1929 yılında yapılan Osmanlı-Rus savaşında, Padişah II. Mahmut’un istediği askeri yardımı göndermediği gibi, ekonomik olarak da dalga geçer gibi komik sayılacak, sembolik bir katkı sundu. Bu örneklere benzer daha onlarca birçok örnek yazabiliriz…                                                                                                                                              M. Ali Paşa’nın Filistin, Suriye ve Anadolu’ da izlediği politikaların mantığında; ahaliye emniyet duygusu aşılamak, anahtar mevkiinde olan şehirlerin illeri gelen etkili ve yetkili şahsiyetlerini elde ederek, olabilecek direnmeleri asgariye indirmek ve fetihlerde kendisine yardım eden mahalli idarecilere yetkilerinin bir kısmına vermek, şayet kabul etmezlerse eski konum ve yetkilerine karışmadan eskiden olduğu gibi bırakmak.

Suriye haklıda Mısır ordusunu genellikle kollarını açarak karşıladı. Şam’ın da sorunsuz denilecek şekilde ele geçirilmesinden sonra Anadolu’ya yönelen İbrahim Paşa’yı, Anadolu haklıda sempati ile karşıladı. Mısır ordusunun sempati ile karşılamalarının sebeplerinden biri de, halkın Osmanlı Devletinin mütesellilerinin zülüm ve baskılarından bıkmış olmaları, Osmanlı Devletinin zayıflaması ve İbrahim Paşa’nın dilden dile dolaşan  “Kurtarıcı” rolündeki propagandasının etkisi de çok büyüktür. Çukurova’da ki yerel halk, İbrahim Paşa’nın üst üste kazandığı zaferlerin haberini alınca, güçlüden yana pozisyon almak adına, Ekim 1832 yılının başında Külek Boğazı ve Ulukışla’da bulunan Osmanlı Garnizonlarına saldırırlar ama Osmanlı askerleri tarafından püskürtülürler. İbrahim Paşa, Anadolu’ da; Karaman, Manisa, Aydın, Eskişehir, Kayseri, Antalya, İznik, Isparta, İzmir, Diyarbakır, Mardin, Ş.Urfa ve hatta Trabzon’a kadar fetih(!) etmiştir. Osmanlı Devleti tarafından görevlendirilen bu illerin mütesellilerin çok az kısmı Mısır Ordusuna karşı savaşmışlardır, genelde hiçbir mukavemet göstermeden mevki ve makamlarını korumak karşılığı İbrahim Paşa ile anlaşarak biat etmişlerdir. İbrahim Paşa; artık kendisine mukavemet edecek bir Osmanlı kuvvetin kalmadığını görünce, babasının ve kendisinin en büyük “Gizli” hayali olan; İstanbul’u  (Payitahtı ) fetih etmenin yolunun açılmış olduğuna artık iyiden iyiye inanmaya başlamıştı. İbrahim Paşa Kütahya’ üzerine yürürken, Anadolu Valilerine yazdığı tamimin de (Genelge);  “Mühim bir meselenin haledilmesi için İstanbul’ a gelmelerini” yazıyordu.

İbrahim Paşa’nın bahsettiği bu mühim meselenin ne olduğu ile ilgili değişik birçok rivayetler söylense de, bu rivayetlerin içerisinde en mantıklısı, M. Ali Paşa ile bir türlü yıldızı barışmayan II. Mahmut’un tahttan indirip yerine daha çocuk sayılan Abdülmecit’i tahta çıkarılmasıdır. Osmanlı Hanedanını ortadan kaldırarak ,babasını Osmanlı  Padişahı ilan etmek ..gibi rivayetler konuşulsa da,gerek M. Ali Paşa’nın ve gerek oğlu İbrahim Paşa’nın söylem ve yazışmalarında bu rivayetin asılsız olduğu anlaşılmaktadır. Aslında el altından M. Ali Paşa’nın en büyük müttefiki olan Fransızlara el altından amacının II. Mahmut’ u tahtan indirip yerine Abdülmecit’ i getirmek olduğunu söylemişti ama İngilizlerin, Rusların ve Müslüman halkın tedirgin etmemek ve nefretini kazanmamak için bu amaçlarını aleni etmekten çekiniyorlardı.  Devam edecek.

Selam ve Dua ile.



Bu yazı 6974 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI