Bugun...


İhsan Yaşar

facebook-paylas
Osmanlı Devleti ve Kürtler ( 8.).
Tarih: 31-08-2023 00:02:00 Güncelleme: 31-08-2023 00:02:00


Uzun bir aradan sonra tekrar bilgisayarın başına geçip yazabilme gücünü kendimde bulabildim.   Kaldığım yerden yazamaya devam etmeye çalışacağım…    

 Evet, Birinci Dünya savaşı sonrasında göz gözü görmüyordu, dünya toz duman içerisindeydi.                                                                                        

Üç kıtada toprakları bulunan Osmanlı İmparatorluğu paramparça olmuş, İngiltere, Fransa, Rusya’nın öncülüğünde dünya yeniden ekonomik, siyasi, teolojik ve mezhepsel olarak paylaşılıyordu. Ve bu paylaşımlar da en çokta Osmanlı İmparatorluğunun yüzyıllardır hüküm sürdüğü topraklar üzerinde yapılıyordu.                                                                                                                                                                  

 Birinci Dünya Savaşının galip devletleri bu paylaşımı sadece ve sadece kendi çıkarları doğrultusunda yapıyorlardı.                                                                                                                                                                     

 Osmanlı Devletinin Müslüman tebaası, sudan çıkmış balık gibi hayatta kalmak için çırpınırken, Birinci Dünya savaşının galip devletlerinin de desteğini alan gayrimüslimler; hiçbir manevi değer, hiç bir insani kural tanımadan acımasızca Osmanlı Devletin de yaşayan Müslüman tebaanın mallarına ve canlarına yönelmişlerdi.                                                                                                                                           

 Zaman ve zemin yine Âdemoğlunun acımazsızlığına, katliam ve zulmüne şahitlik ediyordu.              

İnsanlık yine tarihinin en büyük göçlerinden birini yaşıyordu.                                                                                          

  Kafkasya, Balkanlar, Rumeli, Yunanistan, Arabistan ve Kürdistan coğrafyasından Anadolu’ya binlerce, on binlerce kadın, bebek, çocuk, yaşlı ve genç canını kurtarmak için akın ediyordu.                                                                  Tatar, Gürcü, Çerkez, Çeçen, Laz, Arnavut, Boşnak, Pomak, Arap ve Kürt…                                                                  

  Bu zulme uğramalarının tek ortak paydaları, Osmanlı Devletinin Müslüman tebaası olmalarıydı.                                                                                                                         

  Osmanlının gayrimüslim tebaası Osmanlı Devletinden  “intikam” almak adına Müslüman tebaaya gözleri dönmüş bir halde;  şehirlerde, kasabalarda ve köylerde saldırmakla kalmıyor, yollara düşmüş sivil, savunmasız muhacir Müslüman halklara da saldırıp her türlü vahşeti, zulmü, işkence ve eziyeti reva görmekten zerre kadar çekinmiyordu.                                                                                                                                                            

   Yüzyıllarca Müslüman halklarla beraber yaşamış olan gayrimüslim halklar, Müslüman olan bütün diğer halkların mallarına mülklerine el koyup, katl ediyorlardı.                                                                                                                                                                      

Kaderlerine terk edilen milyonlarca Osmanlı tebaası Müslüman halklar Osmanlı Devletinin yüz yılarca yönetimi altında kalmış gayrimüslim tebaasının insafına terk edilmişti.   Bu göçlerde yaşanan bütün acılar, zulümler, ölümler kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktarıldı. Ve her Müslüman halk kendi dilinde; türkü, şarkı, ağıt, hoyrat, barak, bozlak olarak nesilden nesile hafızalara kayıt düştüler.                                                                       

Birinci Dünya savaşının galiplerinin tarihçileri bu vahşeti ve zulümleri sadece tek taraflı gördüler.  Yaşanan olayların tarihsel, sosyolojik sebeplerini değil sadece sonuçları üzerinden Osmanlı Devletinin Müslüman tebaasını yazılarlıyla yargısız infaz ederek “mahkûm “ etiller.                                                                                                                                                   

 Medeni (!) batı yine her zaman ki gibi üç maymunu değil “DÖRT ” maymunu oynadı; GÖRMEDİ… DUYMADI… KONUŞMADI… YAZMADI…                                                                                                                          

 Anadolu,  Mezopotamya, Balkanlar, Rumeli, Kafkaslar ve Arabistan’da cirit atan sözüm ona tarihçi, gazeteci, misyoner ajanlar sadece Müslümanları kötülemek, karalamak ve töhmet altında bırakmak için yaşanan gerçekleri tersyüz ederek tarihi kirletmekle kalmıyor, tarihe kirli bir mirasta bırakıyorlardı.                                                                                                                                                                             

  Büyük çoğunluğu Osmanlı Devletinin yönetimi altında olan Kürdistan coğrafyasında ise göçlerle birlikte Birinci Dünya Savaşının galip devletlerince fiili işgaller başlamıştı.                                                         

Birinci Dünya paylaşım savaşının yeni galipleri Kürdistan Coğrafyasını Türkiye, İran, Irak ve Suriye devletleri arasında bölüştürülerek dörde bölmüşlerdir.                                                                                               

 Bu bölünmeden sonra emperyalist devletler Kürt2leri sürekli kandırıp, oyalayarak bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasına müsaade etmediler.                                                                       

 Birinci Dünya savaşından sonra Mezopotamya, Suriye, Arabistan ve Kürdistan coğrafyasında yaşayan halklar ne barış, ne huzur ve nede istikrar gördüler.  Birinci Dünya Savaşının emperyalist devletleri o gün yaptıkları planlarla bölgede yaşayan kadim halkları arasında yüzyıllarca sürecek olan düşmanlık tohumlarını ekerek, günümüze kadar halkları birbirine kırdırarak, bölgenin yer altı ve yerüstü zenginliklerini sömürerek, kendi zenginliklerini,  medeniyet(!)lerini inşa ettiler… . Devam edecek.

Selam ve dua ile İhsan Yaşar 



Bu yazı 10752 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI