Bugun...


İhsan Yaşar

facebook-paylas
Osmanlı Devleti -Kavalalı M. Ali Paşa – Türkiye (8)
Tarih: 25-11-2020 00:02:00 Güncelleme: 25-11-2020 00:02:00


Osmanlı Devletinin Valisi ve Paşa’sı olan M. Ali Paşa ve oğlu İbrahim Paşa, yayımlanan tevcih listesinde asi olarak ilan edildikten sonra, Mısır, Girit, Cidde ve Seyda eyaletlerinin idaresi Ağa Hüseyin Paşa’ya verildi. Artık Padişah ve Paşa’sı yoktu, iki düşman vardı, her iki tarafta kılıçları kınından çekmiş, karşı tarafı yenmek için ne gerekiyorsa onu yapmaktan çekinmiyordu. Mısır askerleri ile Osmanlı askerleri ilk defa 14 Nisan 1832 tarihinde Zerraa mevkiinde karşılaştılar, bu ilk karşılaşma çok önemliydi, çünkü yenen ordu moral ve motivasyon açısından büyük bir öz güven kazanacaktı. Mısır ordusu, Osmanlı ordusunu yenerek ilk zaferini kazandı. Dün; Osmanlı Devletinin emrinde savaşan Mısır ordusu, bugün Osmanlı Devletine karşı savaşıyordu. M. Ali Paşa’nın, Akka Valisi olan Abdullah Paşa ile problemlerinin olduğunu söylemiştik. Abdullah Paşa, ünlü Osmanlı Veziri, Valisi ve Paşa’sı olan, Cezzar Ahmet Paşa’nın oğludur. Cezzar Ahmet Paşa; Akka’yı Fransız Napoleon Bonapart’ın iki aylık kuşatmasına karşın, Akka kalesini başarı ile savunmuş, Napolyan’nun bölgedeki işgal ve ilerlemelerini durdurmuştur. Daha evvelde bölgede birçok askeri isyanı bastırmış olan Cezzar Ahmet Paşa Napolyon’ a karşı sağladığı bu başarısı ile ününü taçlandırmıştır.        

Cezzar Ahmet Paşa’nın karşısında ilk yenilgisini yaşayan Napolyon ; “Akka ‘ da durdurulmasaydım, bütün Doğu’yu ele geçirebilirdim !” demiştir.

Cezzar Ahmet Paşa’nın geride bıraktığı maddi ve manevi mirası oğlu Abdullah Paşa’ya kaldığı için, M. Ali Paşa, bölgede en büyük rakip olarak Abdullah Paşa’yı görüyordu. Oğlu, İbrahim Paşa’yı Akka üzerine göndererek bir an önce Abdullah Paşa’dan kurtulup, bölgenin merkezi durumunda olan Akka’yı almak istiyordu. İbrahim Paşa tarafından kuşatılan Akka, altı ay süren muhasaradan sonra, dışarıdan destek gelmeyince, 27 Mayıs1832’de Abdullah Paşa teslim olmak zorunda kaldı. M. Ali Paşa akılıca davranarak teslim olan Abdullah Paşa’ya hiçbir zarar vermeden Mısır’ a götürdü, oradan da İstanbul’a gönderdi.  

İbrahim Paşa kumandasındaki Mısır kuvvetleri; 8 Haziranda Humus’ u da aldılar. Halep Valisi Mehmet Paşa kumandasındaki Osmanlı öncü kuvvetlerini de 17 Temmuzda yenince, Halep ‘de Mısır Ordusunun eline geçmiş oldu. Halep’in de alınmasından sonra İbrahim Paşa, Anadolu Serdar-I Ekremliği’ ne atanan Ağa Hüseyin Paşa’yı da 29 Temmuz 1832 tarihinde Beylan geçidinde  (Belen) mağlup etti. İbrahim Paşa; bu peş peşe gelen galibiyetlerden sonra Mısır ordusunun ve Kurmay heyetinin moral ve motivasyonu daha da artarak kendilerine olan öz güvenleri artmıştı. Bu moral ile Konya üzerine hareket eden İbrahim Paşa kumandasında ki Mısır Ordusu,  Osmanlı Serdar- ı Ekrem Reşit Mehmet Paşa’nın komutasındaki ordu ile karşı karşıya gelmişti.  Kaderin şu cilvesine bakın ki, Reşit Mehmet Paşa,  Mora savaşında İbrahim Paşa ile beraber Yunanistan ‘ da düşmana karşı omuz omuza, beraber savaşırken, bugün düşman olarak karşı karşıya savaşmaktaydılar...                                                         21 Aralık 1932 tarihin’ de Konya’ da karşı karşıya gelen eski iki dostun tek amacı vardı, eski dost yeni düşmanı yenmek… Reşit Mehmet Paşa’nın İstanbul ve Rumeli’ den toplayarak oluşturduğu, tahminen 80.000 civarında olduğu rivayet edilen Osmanlı Ordusu; sayıca Mısır Ordusundan fazla olmasına rağmen, yeni teknik ve taktiklerden uzak, toplama olası sebebi ile düzensizdi. Mısır Ordusu ise Avrupa’da ki yeniliklere göre kendini yenilemiş, daha düzenli ve moderndi. İki ordu; 21 Aralık 1932 tarihinde Konya’ da karşı karşıya geldiler.

Savaşın ilk başlarında Osmanlı Ordusuna üstündü ama Anadolu Serdar- ı Ekremi Reşit Mehmet Paşa’nın stratejik bir hatasından dolayı muharebenin seyri değişti. 

Reşit Mehmet Paşa, Osmanlı birliklerinin içerisinde en önde savaşıyordu, havanın sisli olması sebebiyle, yanlışlıkla Mısır ordusuna ait birliklerin içine düşünce, Mısırlı askerler onu esir aldılar. Reşit Mehmet Paşa’nın, yaralandığı ve esir düştüğü haberi Osmanlı Ordusu içerisinde yayılınca, orduda panik başladı ve savaş düzeni bozuldu. Bu savaşta 30 000 askerin öldüğünü yazar tarihçiler. Serdar-ı Ekrem Mehmet Reşit Paşa esir düşünce, geçici bir karmaşa ve kargaşadan sonra, kumandayı ele alan Osmanlı Kurmayları, daha fazla zayiat vermemek için geriye kalan orduya Kütahya’ ya geri çekilme emri verdi. Osmanlı Ordusunun Kütahya’ ya geri çekilmesi üzerine, Mısır ordusu son kalan Osmanlı Ordusunu da yok etmek için Kütahya’ya üzerine yürümeye başladı…  

II. Mahmut  Padişahlığı döneminde, Osmanlı Ordusunun girdiği bütün savaşları kaybetmesi neticesinde, II. Mahmut; yalnız,  ne yapacağını bilmez, şaşkın ve  çaresiz bir halde ,denize düşen yılana sarılır misali yine İngiltere ,Fransa ve Rusya’nın kapılarını çalmaya başladı !.. Önce İngiltere ve Fransa’dan yardım istedi. Fransa’nın M. Ali Paşa’ ya yardım etiğini bile bile Fransa’dan yardım istemesi koca Osmanlı Devletinin ne kadar aciz ve çaresiz kaldığının en bariz göstergesidir. Fransa, M. Ali Paşa’yı desteklediği için bu yardımı yapmayacağı gün gibi aşikârdı. İngiltere’ de çıkarlarını korumak amaçlı bölge ile hiçbir zaman ilişkisini kesmediği için, Osmanlı’nın iç işlerine karışmamayı bahane ederek, her zaman ki gibi “ Ne şiş yansın nede kebap “ deyip, bir daha İngilizlerin klasik “Kurnazlık” ve “Çıkar ” siyaseti üzerine kurulu harici siyasetini güderek işin işinden çıktı. Geriye, bir tek kala kala Osmanlı’nın tarihi (!) düşmanı Rusya kaldı. Ve; II. Mahmut mecburen istemeye istemeye  el altından yoğun bir diplomasi başlatarak Rusya’dan yardım istedi!

Selam ve Dua ile



Bu yazı 6209 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI