Bugun...


Kutbettin Akdemir

facebook-paylas
ALLAH’I TANIMAK-1-
Tarih: 12-06-2021 00:02:00 Güncelleme: 12-06-2021 00:02:00


Yine bir şuur derslerimizde bir aradayız. Mevla’mıza sonsuz hamdu senalar, Hz. Peygamber Efendimize sonsuz salât ve selamlar olsun. Geçtiğimiz derste Yüce Allah’ı onun isim ve sıfatları ile tanıyabileceğimizi ifade etmiştik. Zati sıfatların neler olduklarını, ne anlama geldiklerini işlemiştik. Bu dersimizde kaldığımız yerden devam edeceğiz. Ancak birkaç hususu hatırlatmalıyız.

İslam âlimleri Allah’ı, “varlığı zorunlu olan ve bütün övgülere lâyık bulunan yüce varlık” şeklinde ifade ederler. “Varlığı zorunlu olan” yani “Vâcibu’l-Vücud” derken, Allah’ın yokluğunun düşünülemeyeceğini, var olmak için başka bir varlığın onu var etmesine ve desteğine muhtaç olmadığını kastediyorlar. Yani Yüce Allah, evrenin yaratıcısı ve yöneticisidir.

İslam âlimleri, “bütün övgülere layık bulunan” ifadesiyle ise Allah’ın yetkinlik ve aşkınlık ifade eden isim ve sıfatlarla nitelendiğini anlatmaktadır. Yani Yüce Allah, görünür varlıkların ötesinde, çok yüce ve kavranılamaz olan, fakat olup biten her şeyin kendisi ile anlam kazandığı sonsuz bir güçtür. Kullarının duaları, ümit ve beklentileri hep bu yüce güç ve iradeye yönelmiştir.

Aziz Kardeşlerim!

Sübûtî sıfatlar; hayat, ilim, semi, basar, irade, kudret, kelam ve tekvin olmak üzere sekiz tanedir.

1.            Hayat: Allah’ın diri ve hayat sahibi olması demektir. Allah’ın bu sıfatı, âyet ve hadislerde “hayy” kelimesi ile ifade edilmektedir. Allah’ın sıfatı olarak “hayy”, diri, kemal manasıyla hayat sahibi ve sürekli vâr olan, ölümlü olmayan, bâki, ebedî ve dâim demektir. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler ve diğer varlıklarda hayatı vâr eden de yok eden de Allah’tır.

Allah’ın bu sıfatı, O’nun ezelî ve ebedî olduğunu ifade eder. O’nun evveli ve sonu yoktur. O hep diridir, hayatının sonu yoktur. O’nun sonu yoktur. Diğer canlıların ise evveli ve sonu vardır. Bütün yaratıklar, fâni sadece Allah, bâkidir. O’nun dışında her canlı ölecek ve O’na dönecektir. O asla ölmeyecek ve yok olmayacaktır.

 

“Ölmeyen diriye güven…” (Furkan, 25/28).

 

“O diridir. O’ndan başka ilâh yoktur…” (Mü’min, 40/65).

2.            İlim: Allah’ın ilim sahibi olması demektir. Allah’ın bu sıfatı; Allah’ın gizli ve âşikâr olanları, olmuşu ve olacağı, görünen ve görünmeyen âlemi, yerde ve göklerde olup bitenleri, geçmişi, hâli ve geleceği, canlı ve cansız bütün varlıkları, insanların gizli ve âşikâr bütün yaptıklarını, küçük ve büyük her şeyi bildiğini ifade eder.

 

“Allah, göklerin ve yerin gaybını bilendir. O göğüslerin özünü çok iyi bilendir.” (Ahzab, 35/38).

 

“Bir şeyi açığa vursanız da gizleseniz de (fark etmez) çünkü Allah her şeyi çok iyi bilir” (Ahzab, 33/54).

3.            Semî: Allah’ın konuşulan sözleri, her sesi ve duaları işitmesi demektir. Allah, gizli veya âşikâr, iyi veya kötü insanların bütün konuşmalarını ve sözlerini hatta fısıltılarını bile işitir, dua ve niyazları duyar. Allah da işitir. Ancak Allah’ın işitmesi ile insanın işitmesi aynı değildir. Allah’ın işitmesi, vasıtasız ve sınırsızdır.

 

“Yoksa biz onların sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmez miyiz sanıyorlar…” (Zuhruf, 80)

4.            Basar: Allah’ın aydınlık ve karanlıkta küçük ve büyük her şeyi görmesi demektir. Allah, gizli veya âşikâr, küçük veya büyük bütün varlıkları, bütün yapılanları görür. Allah da insanlar da görür. Ancak Allah’ın görmesi ile insanın görmesi aynı değildir. İnsan göz vasıtasıyla ancak belirli bir uzaklıkta, büyüklükte ve aydınlıkta olanı görebilir. Allah’ın görmesi ise, vasıtasız ve sınırsızdır.

 

“… Şüphesiz Allah kullarının (her halini) haber alandır, görendir” (Fatır, 35/31)

 

“… O her şeyi görendir” (Mülk, 67/19) anlamındaki ayetler Allah’ın bu sıfatı ifade etmektedir.

5.            İrade: Allah’ın dilemesi demektir. İrade, bir şeyin olup olmamasını, şöyle veya böyle olmasını dilemek ve dilediği gibi yapmaktır. Dünyada var olan her şey Allah’ın dilemesi ile var olmuştur. O’nun dilediği zaman da yok olacaktır. O’nun dilediği olur dilemediği olmaz. İnsanların da iradeleri vardır. Ancak Allah’ın iradesi ile insanların iradeleri tamamen farklıdır. İnsan her istediğini ve dilediğini yapamaz. Allah ise her istediğini ve dilediğini yapar. Allah’ın iradesi tekvini ve teşriî olmak üzere iki kısma ayrılır.

Tekvini irade: Bu irade, Allah’ın yaratması ile ilgilidir. Bu iradeyi sebep ve şart geçemez, yani bu irade bir sebep ve şarta bağlı değildir. Allah neyi dilerse o olur, O’nun dilemediği bir şeyin olması mümkün değildir. Kâinatta olup biten olayların hepsi Allah’ın dilemesi ile olmaktadır. Allah dilemeden, izin vermeden hiçbir şey meydana gelmez; sözgelimi Allah izin vermeden peygamber mucize gösteremez, kimse ölemez, başarı elde edemez, kimse kimseye zarar vermez, bitkiler bitemez, ağaçlar meyve veremez, kâinatın düzeni devam edemez.

Teşrii irade: Allah’ın bu iradesi, insanların iradeleri ile birlikte cereyan eder. Bu irade, insanların işlerini yürütmeleri ve fiillerini yapmaları için onlara güç ve izin vermesi anlamındadır.  İnsan bir işi yapmak, bir davranışta bulunmak isterse Allah o insana izin ve güç verir. İstek insandan olduğu için sorumluluk insana aittir. Allah’ın bu iradesi Allah’ın, kulun her yaptığına razı olduğu anlamına gelmez. İnsanın istediği şeye Allah izin verir fakat insanın bu yaptığından razı olmayabilir.

Allah insanlardan bir şeyi yapmalarını, bir şeyden kaçınmalarını ister, yani insana bir şeyi emreder veya yasak eder, emir ve yasağına uyup uymamayı insanın iradesine bırakır.

Devam edecek…



Bu yazı 4211 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI