اعُوذُ بِاللهِ مِـنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيــمِ بِسْــــمِ اللهِ الرَّحْمَـنِ الرَّحِيـمِ

أَلْحَمْدُ لِلَّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ ﴿﴾ وَالْعَاقِـبَـةُ لِلْمُـتَّـق۪ينَ ﴿﴾ وَلَا عُدْوَانَ إِلَّا عَلَي الظَّالِم۪ينَ ﴿﴾ وَالصَّلٰاةُ وَالسَّلٰامُ عَلٰى رَسُولِـنَا مُحَمَّدٍ وَأٰلِه۪ وَصَحْبِه۪ٓ أَجْمَع۪ينَ

Yine bir asrısaadet sohbetinde beraberiz. Birbirlerini seven, birbirlerine inanan ve güvenen kardeşler topluluğu olarak bir araya gelmeyi bizlere nasip eden Yüce Allah’a sonsuz hamd ve senalar, Efendimiz’e (s.a.s.) sonsuz salat ve selamlar olsun. Cenab-ı Hak unuttuklarımızı hatırlamayı, bilmediklerimizi öğrenmeyi, hatırladıklarımız ve öğrendiklerimizi de hayatımızda uygulamayı bizlere nasip eylesin. İslam’ı gerek fert olarak gerek cemaat (toplum) olarak gerekse düzen olarak yaşamayı bizlere nasip eylesin.

Kardeşlerim,

Müslümanca düşünmenin dört temel esası vardır:

1- Dünya hayatı geçicidir, sadece bir imtihan yerinden ibarettir. Allah (cc.) bizi görüyor ve ahirette hesap vardır.

Kur’an-ı Kerim’de:

كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ وَنَبْلُوكُم بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةً وَإِلَيْنَا تُرْجَعُونَ

“Her canlı, ölümü tadacaktır. Bir deneme olarak sizi hayırla da şerle de imtihan ederiz. Ve siz ancak bize döndürüleceksiniz.”  (Enbiya Suresi 21/35) buyruluyor.

İnsanoğlu, dünyadaki imtihan gereği ekonomisini, siyasetini, hukukunu ve sosyal hayatını ahiretteki hesaba göre tanzim etmezse dünya imtihanını kazanamaz.

2- İslam dini haktır, mükemmeldir; ona bir şey eklenemez, ondan da bir şey çıkarılamaz.

Rabbimiz (cc) Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:

الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الإِسْلاَمَ دِينًا

“… Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinize olan nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı seçtim.” (Maide, 5/3.)

كَمَا أَنزَلْنَا عَلَى المُقْتَسِمِينَ الَّذِينَ جَعَلُوا الْقُرْآنَ عِضِينَ فَوَرَبِّكَ لَنَسْأَلَنَّهُمْ أَجْمَعِيْنَ

“Nitekim biz kendi kitaplarını parçalara ayıranlara da (kitap) indirmiştik. Ki onlar, (bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr ederek) Kur’an’ı da parça parça edenlerdir. Rabbin hakkı için mutlaka onların hepsini yaptıklarından dolayı sorguya çekeceğiz.” (Hicr, 15/ 90-93)

3- İslam dini bir bütündür, yarısı veya bir kısmı tamamı değildir.

Rabbimiz (cc) Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:

أَفَتُؤْمِنُونَ بِبَعْضِ الْكِتَابِ وَتَكْفُرُونَ بِبَعْضٍ فَمَا جَزَاء مَن يَفْعَلُ ذَلِكَ مِنكُمْ إِلاَّ خِزْيٌ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ يُرَدُّونَ إِلَى أَشَدِّ الْعَذَابِ وَمَا اللّهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ

 “… Kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Aranızda böyle yapanın cezası ancak dünya hayatında rezil olmaktır. Ahiret gününde de azabın en şiddetlisine onlar uğratılırlar. Allah yaptıklarınızdan gafil değildir.” (Bakara,2/ 85)

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ ادْخُلُواْ فِي السِّلْمِ كَآفَّةً وَلاَ تَتَّبِعُواْ خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُّبِينٌ

“Ey iman edenler! Hepiniz topluca İslam’a girin (İslam’ın bütününe girin). Şeytanın adımlarına tabi olmayın. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır.” (Bakara, 2/208)

Allah’ın dinini (düzenini) dünyada parçalayan, hem dünyada hem ahirette parçalanır.

4- Cihat farzı eda edilmesi gereken en büyük ibadettir.

Kur’an-ı Kerim’de cihat ve sabır cennete girmenin yöntemi olarak gösterilmiştir.

أَم حَسِبْتُمْ أَن تَدْخُلُواْ الْجَنَّةَ وَلَمَّا يَعْلَمِ اللّهُ الَّذِينَ جَاهَدُواْ مِنكُمْ وَيَعْلَمَ الصَّابِرِينَ

“Yoksa siz; Allah, içinizden cihat edenleri (sınayıp) ayırt etmeden ve yine sabredenleri (sınayıp) ayırt etmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?” (Bakara, 2/142)

أَمْ حَسِبْتُمْ أَن تُتْرَكُواْ وَلَمَّا يَعْلَمِ اللّهُ الَّذِينَ جَاهَدُواْ مِنكُمْ وَلَمْ يَتَّخِذُواْ مِن دُونِ اللّهِ وَلاَ رَسُولِهِ وَلاَ الْمُؤْمِنِينَ وَلِيجَةً وَاللّهُ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ

“Yoksa; Allah içinizden, Allah’tan, Resulünden ve Müminlerden başkasını kendilerine sırdaş (stratejik ortak) edinmeksizin cihat edenleri ayırt etmeden bırakılacağınızı mı sandınız? Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” (Tevbe, 9/ 16)

Değerli Arkadaşlar,

Kuran-ı Kerim’de dünya hayatının geçiciliğinden, cennetten ve cehennemden, sonsuz bir ahiret hayatından bahsetmeyen hiçbir sure yoktur. Ahirete iman etmek ve bu imanın gereklerine göre hareket etmek o kadar önemlidir ki Mekki ve Medeni ayetlerde yüzden fazla faklı ifade ve kavramla ahiret inanışı pekiştirilmiştir. Aynı şekilde hadis-i şerifler de ahiret fikrini gönüllere bazen apaçık delillerle, bazen basit örneklerle işlemeyi amaçlamıştır.

Ahirete inanmak, Yüce Allah’ın kâinatı yoktan var ettiği gibi yeniden yaratabileceğine, O’nun sonsuz güç ve kudretine inanmaktır. Ahirete inanmak, ilahi adalete inanmaktır.

Görüldüğü gibi dünyada birtakım haksızlık ve zulümler karşılıksız kalabilmektedir. Çünkü bu dünya kullar için sınanma mekânıdır. Bütün davranışların nihai hesabının verileceği hayat bu dünyada değildir. Ahirette hiçbir şey gizli kalmayacak, hak yerini bulacak, Allah kötüleri azap ile cezalandıracak, iyileri ise sonsuz bir mutluluk mekânı olan cennet ile mükâfatlandıracaktır.

إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ عِندَ رَبِّهِمْ جَنَّاتِ النَّعِيمِ

“Allah’a gönülden saygı besleyip O’na karşı gelmekten sakınanlar için Rableri katında içlerinde nimeti bol cennetler vardır.”

أَفَنَجْعَلُ الْمُسْلِمِينَ كَالْمُجْرِمِينَ

“Biz, gönülden Allah’a teslim olmuş olanlarla suçluları bir tutar mıyız?” (Kalem Suresi, 68/ 34-35)

Hepsi diyanet meâli olsun. ?

Yine Casiye Suresi 45/21-22. ayetlerde şöyle buyurulmaktadır:

أًمْ حَسِبَ الَّذِينَ اجْتَرَحُوا السَّيِّئَاتِ أّن نَّجْعَلَهُمْ كَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَوَاء مَّحْيَاهُم وَمَمَاتُهُمْ سَاء مَا يَحْكُمُونَ

“Yoksa o kötülükleri işleyip duranlar, iman edip güzel ve makbul işler gerçekleştirenlere yaptığımız muameleyi, kendilerine de göstereceğimizi, hayatlarında ve ölümlerinde onları bir tutacağımızı mı sanıyorlar? Ne kötü, ne yanlış bir muhakeme!”

وَخَلَقَ اللَّهُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِالْحَقِّ وَلِتُجْزَى كُلُّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ

Devam edecek…