Bugun...


Kutbettin Akdemir

facebook-paylas
HZ. PEYGAMBER (SAS) VE ÖRNEKLİĞİ
Tarih: 03-07-2021 00:01:00 Güncelleme: 03-07-2021 00:01:00


 

اعُوذُ بِاللهِ مِـنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيــمِ بِسْــــمِ اللهِ الرَّحْمَـنِ الرَّحِيـمِ

أَلْحَمْدُ لِلَّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ ﴿﴾ وَالْعَاقِـبَـةُ لِلْمُـتَّـق۪ينَ ﴿﴾ وَلَا عُدْوَانَ إِلَّا عَلَي الظَّالِم۪ينَ ﴿﴾ وَالصَّلٰاةُ وَالسَّلٰامُ عَلٰى رَسُولِـنَا مُحَمَّدٍ وَأٰلِه۪ وَصَحْبِه۪ٓ أَجْمَع۪ينَ

 

Birbirlerini seven, birbirlerine güvenen ve inanan bir kardeşler topluluğu olarak sadece Allah rızası için bir araya geldik. Böyle güzel bir çalışmayı icra etmeyi bizlere nasip eden Allah’ımıza sonsuz hamd ve senalar olsun. Gül yüzlü, gül kokulu Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya sonsuz salat ve selamlar olsun.

Cenab-ı Hak şuurlu Müslümanlar olmayı, rızası doğrultusunda yaşamayı bizlere nasip eylesin. Bir bütün olarak İslam’dan razı ve İslam’a teslim olarak hayat sürmeyi bizlere nasip eylesin. İnsan sevdiği ile haşrolur. Cenab-ı Hak hepimizi Peygamber Efendimiz ile haşretsin, cennette ona komşu eylesin inşallah.

Hz. Ebu Hureyre’nin (r.a.) naklettiğine göre bir gün Hz. Peygamber (sas); “Benim ve benden önceki peygamberlerin durumu, bir ev yapan şu adamın durumuna benzer” buyurmuştur. “Adam, evi gayet güzel ve mükemmel yapmış yalnız köşelerinden birinde bir tuğla yeri boş bırakmıştı. Halk evi hayran hayran dolaşırlar ve (o eksiği görünce) ‘Şu tuğla da şuraya konsaydı ya?’ derler. İşte o tuğla benim, peygamberlerin sonuncusu da benim”. (Buhari, Menakıb,18).

İlk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem’le başlayan peygamberler zinciri son halka Hz. Muhammed Mustafa (sas) ile nihayete ermiştir. Kur’an-ı Kerim, bu kutlu elçilerden bir kısmının kıssalarını, mücadelelerini anlatmıştır. İnsanoğluna karşılaşacağı önemli problemler için çözüm teklifleri sunan ve her biri ibret vesikası olan peygamber hayatları birer masal değil hayatın ta kendisi olarak okunmalıdır. Mücadelelerinden ibretler alınmalıdır. İlerleyen derslerimizde önceki Peygamberlere dair özel sohbetler işleyeceğiz inşallah.

Gönderilen Peygamberlerin sayısı konusunda Kur’an-ı Kerim’de bir bilgi bulunmamaktadır. “Öyle Peygamberler gönderdik ki hayat hikâyelerini önceden sana bildirdik. Yine öyle peygamberler yolladık ki sana onların hayat hikâyelerini anlatmadık” (Kur’an-ı Kerim, 40/78.) şeklindeki ayeti kerimeden anladığımız kadarıyla Kur’an-ı Kerim’de ismi geçen peygamberlerin dışında da Allah elçileri yeryüzünde görev icra etmişlerdir. Öyle ki bir hadis-i şerifte sayılarının 124 bin olduğu rivayet edilmektedir. (Müsned, V., 266).

Öncelikle bilmemiz gereken husus peygamberlerin sadece dini tebliğ etmekle sorumlu olmadıklarıdır. Onlar yeryüzünü adalet, merhamet, barış gibi erdemlerle doldurmanın, dünyayı güzelleştirmenin örnek mücadelesini vermişlerdir. Çünkü onlar aynı zamanda dinin uygulayıcısıdırlar. Allah’tan getirdikleri emirleri sadece anlatmakla kalmamış, bizzat hayatlarında yaşamışlar ve bunları yaşatmanın mücadelesini vermişlerdir.

Yüce Allah meleklerden değil insanlardan elçiler göndermiştir ki; insanlar kendilerini örnek alabilsinler. Peygamber demek; örnek gösterilen, peşinden gidilen, takip edilen insan demektir.

Müşrikler gönderilen peygamberin kendileri gibi yiyip içen, çarşıda, pazarda dolaşan bir insan olmasına itiraz ettiler. Yüce Allah neden bizim gibi birini elçi olarak seçsin ki dediler. Olağanüstü vasıfları olmasını, din için zahmete girmesine gerek bırakmayan insan dışı yardımcıları olması gerektiğini iddia ettiler.

وَقَالُوا مَالِ هَذَا الرَّسُولِ يَأْكُلُ الطَّعَامَ وَيَمْشِي فِي الْأَسْوَاقِ لَوْلَا أُنْزِلَ إِلَيْهِ مَلَكٌ فَيَكُونَ مَعَهُ نَذِيرًا

Ne oluyor bu Peygambere, böyle Peygamber mi olur: Yemek yiyor, çarşı pazarda dolaşıyor! Bari yanında heybetli bir melek olsaydı da etrafındaki insanları korkutup uyarıda bulunsaydı!” (el-Furkan 25/7).

Bu iddialarına Kur’an’ın cevabı, “De ki: Eğer yeryüzünde, (insanlar yerine) yerleşip dolaşan melekler olsaydı, elbette onlara gökten bir meleği peygamber olarak indirirdik” şeklinde olmuştur. (el-İsra 17/95).

Peygamberlerin beşer olmalarının neticesi; onların da diğer insanlar gibi yemek yemeleri, çarşılarda dolaşmaları, aile hayatı kurup çoluk çocuğa karışmaları, hastalanmaları ve ölümlü varlıklar olmalarıdır. Ayrıca, onlar da kendilerine gönderildikleri kişiler gibi hesaba çekilecek sorumlu kullardır.

فَلَنَسْأَلَنَّ الَّذِينَ أُرْسِلَ إِلَيْهِمْ وَلَنَسْأَلَنَّ الْمُرْسَلِينَ

Kendilerine peygamber gönderdiğimiz insanlara, peygamberlerinin çağrısına uyup ona göre amel edip etmedikleri hakkında elbette hesap soracağız. Gönderilen o peygamberlere de, görevlerini yerine getirip getirmediklerini soracağız.” (el-A’raf 7/6).

Başta Hz. Peygamber (sas) olmak üzere bütün Peygamberler bu imtihanın farkında olarak Risâlet görevlerini yerine getirmişlerdir. Hz. Fatıma babasının İslam davası için karşılaştığı bu zorlukları anlatırken; “Eğer bunlar, gündüzlerin başına gelseydi gündüzler, geceye dönüşürdü” demiştir. (Zehebi, Siyer, II., 134.) İslam için gösterdiğimiz her fedakarlıkta, her bir gayrette önderlerimiz Peygamberlerimizdir.

 



Bu yazı 3029 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI