Bugun...


Mehmet Ali ABAKAY

facebook-paylas
Yerelde ithâl yönetim anlayışı 2
Tarih: 16-11-2021 00:03:00 Güncelleme: 16-11-2021 00:03:00


"Spor" denince akla gelen ayaktopudur, İngilizlerin

 " football" dediği.

Ayak topu oyunu, özellikle yüzyılımızda her ülkenin şehrinde, kazasında, köyünde, mezrasında bilinen ve çocukların küçükken oynamaya başladığı, vaz geçilmez bir spor(?) çeşididir.

Uluslar arası camia 3 F'nin en masrafsız ve tehlikeli F'si için kurallar koymuş, Grek-Roma Olimpiyatlarının düzenleyicisi, yaşatıcısı, mirasçısı olarak, ayak topu oyununu kutsallaştırmış, her ülkede profesyonel takımlar ve amatör kulüpler oluşturarak, ligler kurma yoluyla bunu kurumsallaştırmıştır.

Ayak topu eksenli toto-loto-iddia gibi perde gerisindeki şans oyunlarından bahsedemeyeceğiz. Çünkü konumuz yerelde ithâl yönetim anlayışıdır.

Gerek ayak topunda gerek ağız- burun- kaş patlatma bildiğimiz insanın birbirini dövme oyunu boksta, koşarak ipi gögüsleme  olan atletizmde farklı ülkeler birinci olmak için astronomik bedellerle oyuncu ithâl eder.

Ülkelerin ayak topu takımları bazen beş-on arası, takımlara tanınan kotaya kadar, ithâl oyuncu yolunu seçer.

Oyuncular öncelikle gol atan, rakibe rahat vermeyen ve direkler arasında topun geçmesine müsaade etmeyen vasfa sahip olanlardan seçilir...

Yerli oyuncular, genelde cılız, gelişmemiş, sahada satrançtaki piyonlar gibi koşup duran, savaşta canını ortaya koyan vatanseverler gibidir.

Her şey, ayak topunun iki direk arasından geçip geçmemesi kuralı üzerine kurulu ayak topunda, hile ve hurda olmasın, düşüncesiyle ortada bir, iki yan, kenarda bir hakem tayin edilir, gözlemci olarak.

Böyle bir takımı olsa olsa yabancı birisi, arenada çarpışıp hayatta kalan gladyatörler gibi yetiştirebilir ki kendisine " tecnic director" denir.

Çalıştıranı, top tutanı ve gol atanı yabancı olan takımın taraftarı, takım sahada oynarken gol atınca sevinir, yeyince üzülür, durur.

Ben parayla alınıp satılan bu oyuncuları, gladyatörlere benzetir, ticarî met'a olarak kabul eder, köleliğin çağımızdaki yansıması bilme gafleti içinde olurum, uzun zaman.

Gazeteler, radyolar, televizyonlar Rabbimizin her günü insan eliyle ortaya konmuş bu ayak  topu oynayanları haber konusu yapar.

Her tv- radyo haberi sonrası spor kuşağı, vaz geçilmez classic gibidir. Gazeteler " Tersten olunmasın " diye günlük spor gazeteleri çıkmakta, dergiler yayınlanmakta, bu da yetmezmiş gibi her bir televizyonda hemen hemen saatler süren TV Programları yanında canlı ve paket kapışma programları var.

Franco'nun üç sihirli F' sinden biri olan football hakkında bilgimiz bu kadar, olmayan ilgimizle.

Dernek statüsünde olan kulüpler, milyonlarca yabancı para karşılığı transfer ücreti verip durur.

Kimi zaman doğan çocuklar için meslek olarak topçu-popçu tartışması bunun içindir.

Birinden birini tuturabilirseniz, ömür boyu yaşadınız.

Ülke millî takımına seçilecek ayak oyunu oynayan sayısı oldukça sınırlı, yalnız. En çok yirmi kişi civarında.

Yerel yönetimlerde etkili ve yetkili olabilmenin bir yolu biçiminde seçilen, o şehre hiç uğramamış olanlarla dışardan ithal edilen ayak topu  oyuncuları birbirine benzer,  mecazen.

Dışardan oyuncu getiriyorsanız, elinizdeki oyuncuları küçükken alt yapıda neden yetiştirip  geliştirmezsiniz?

Bir yerel yönetimde işi bilen, daima Şehir dışından şehre davet edilenler mi olur?

Her şehrimizde üniversite varsa ne topçular yetiştirilir ki bu yerel yönetim personeli için de aynıdır.

Bilinmelidir ki ithal edilen her insan gücü mevcut olana göre pahalıdır.

Ithal edilen oyuncunun masrafı farklıdır, alacağı bedel, mevcut olanların aldığının çok çok üstünde bir seyre sahiptir.

Dışardan oyuncu ithâl edileceğine alt yapıya dikkât edilirse döviz gereksiz elden çıkmamış olur. Hatırımızdadır ki yetmiş cente muhtaçlık yıllarını biliriz ve yaşadık, o acılı dönemi.

Yerel yönetimlerde işin ehli yönetici önemlidir, genelde. El altında olan personel, her şeyi hazırlar, isteneni gerçekleştirir, yönetici imzalayıp, işin hayata geçmesine izin verir.

Her yerel yönetim, çöp toplama hizmetini görev alanı  bilmelidir.

Belediyelerin çoğu şehri temizlemekle övünür, durur...

Belediyeler, alt yapıdan sorumludur.

Hiç bir belediye alt yapı çalışmaları ile övünmez. Çünkü bu aslî görevdir.

Vatandaşa temiz su içirme, bedeli ile yapılır. Kimse, bunun parasız yapıldığını sanmasın.

Atık su bedeli, bizde sonradan uygulanan verginin kibar adıdır.

Oturduğunuz evin ya da kiraya verdiğiniz emlàkin yıllık vergisinin önemli kısmı belediyenin hakkıdır.

İşyerinize astığınız tabelanın ya da reklâm amaçlı brandayla afişin bedeli vardır.

Belediye sınırları içinde ulaşım, parasız değildir.

O çevrede kaç kimse yaşamakta ise belediye o kadar geliri, memur maaşıyla ıller Bankası"ndan alır.

Belediyeye ait arazi, arsa da bulunur.

Belediye inşaatlardan gereken hak edişi alır.

Kurallara uymayan kişi, kişilere, kurum ve kuruluşlara ceza kesmekle mükelleftir.

Ne hikmetse belediyelerin alışkanlığı kaldırımları yıkıp yeniden yapma, hastalık halinde.

Şenlikler ve festivaller, genelde eksik olmaz. Özellikle denize kıyısı olan belediyeleri kıskanan, sınırlarında göl bile olmayan belediyeler şenlik ve fuar bahsinde bir adım önde olur.

Gaye vatandaşın eğlencesidir, şarkı ve türküyle, özetle müzikle hoş vakitler geçirmesidir.

Belediye, hayatın devamlılığında resmîyetin gölgesinde  çalışırken, yöneticisini yöre insanınca   seçer. Seçilen yönetici kadrosu, başkanla kurullarını oluşturur. Elbette seçimler ya siyasî ya da bağımsız biçimde en çok oyu alanlara yetki tanır.

Yerel yönetimlerde böylelikle yerel isimler atanınca, devlet ve millet arasındaki eksik olan hizmetler, yine devlet eliyle belediyelere tanınan haklarla yapılmış olur.

Devlet iş ve işleyişi her zaman denetler, kurallara uyum için gerekeni yapar.

Siz, kalecisini ve golcüsünü teknik direktörü ile yurt dışından ithal ettiğiniz takıma ne derece millî derseniz, yerel yönetimlerde farklı şehirlerden isimlere yetki verirseniz yerlilik ve yerellik olur mu?

Bu emsal üzerinden yola çıkarsak, ithâl edilen insan gücü daima pahalıdır, yerli olana göre.

Kişi, ithâl olanda ısrar ediyorsa yerlîlik söz konusu olabilir mi?

Bildiğimiz kadarıyla kimi mebuslar, hiç görmedikleri ve gitmedikleri şehirden seçilince ya da seçtirilnce   murad olunan yerine geliyor mu?

Bu gün de doğmadığı ve hiç yaşamadığı şehirden mebus da seçilir, belediye reisi de...

Anlaşılan ithâl anlayış, sadece belediyelerin daire başkanlıkları ile sınırlı değil.

Maçları stada giderek seyreden biri değilim.

Televizyonda da birkaç kez maç seyretmişliğim vardır.

Yabancı futbolcu gol atınca sevinmedim.

Yabancı kaleci, gol olabilecek pozisyonların önleyicisi olduğunda heyecanlanmadım.

Alkışlamadım, hiç bir zaman, golcülerle kalecileri,  twknik direktörleri "ithal" diye.

Belki kınayabilirsiniz, bu halimizi.

Futbolcuların tümü yerli olsa çalıştıranları yabancı olmazsa sevinir miyiz?

Bir çok duaya "evet" dediğimiz kadar, bu soruya " hayır" deriz.

Yerli olsa bile Franco akla düştükçe Futbol, nazarımızda iyi bir spor dalı değildir.

Takımda dokuz  yabancı yerine üçü vatandaşlığa geçmiş, altısı yabancı, sadece ikisi yerli bir futbolcu sayısı, o takıma yerli sıfatını verir mi?

Yerel yönetimde yerlilik olmayınca,  yabancı futbolcular aklına düşüyor, insanın.

Yerel Yönetimler ne derecede yerli?

Ayrım yapmadan, her şehir için soruyoruz.

Biz ön yargılı davranmıyoruz.

Şehir ve insan ikileminde yerel yönetimler sağlıklı olmalı.

Gayemiz siyaset olsaydı, bu denli yazmazdık, emin olun.

Bizim için durum Edirne için de aynıdır, Ardahan farksız.

Durup düşünmek gerekir...

Yerel yönetimlerimiz ne kadar yerli?

Bir dönem belediyelerde istihdam için liselerin belirli sayıda açılmasını teklif etmiştik, bir yazımızda.

- devam edecek-



Bu yazı 1780 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI