Bugun...


Mehmet Ali ABAKAY

facebook-paylas
SEZAİ KARAKOÇ MÜZESİ Mİ ODASI MI?
Tarih: 27-11-2021 00:02:00 Güncelleme: 27-11-2021 00:02:00



16 Kasım 2021'de mekân değiştiren Sezai Karakoç, bu şehrin son dönem yetiştirdiği fikir dünyasının en önemli isimlerinden biri olarak, tarihe geçti.

Yerel basında göründüğü kadarıyla en çok açıklamayı ve hakkında yazı kaleme aldık, vefatı öncesi ve sonrası.

Ulusal basına  yansımasa da sosyal medya ağıyla önceden merhabamız olan arkadaşlarıyla   birkaç öğrencisiyle paylaşımlarımızda Ergani'yi unutmayan, Diyarbekir'de kalan gönlü daima mahzun bir hemşehrimiz Karakoç hakkında sürdürdüğümüz çalışmalar devam etmektedir.

Kaleme aldığı eserlerle çıkardığı dergilerle gazetelerle kendisini inandığı bu davasına adayan Karakoç, tek başına ve yalnız şekilde çıktığı yolda, on binleri yetiştirmiş, ülkenin dört bir yanında "Diriliş" olarak şekillendirdiği fikir dünyasına
 " Diriliş Erleri" dediği gençliği kazandırmıştır.

Sessiz çoğunluğun sesi olma iddiasındaki Diriliş, bir medeniyet davasıdır. 

Onun diğer sistemlerle hesaplaşması söz konusudur.

Hayatın bir çok alanında eser vermiş bir kişinin, gençlik yıllarından bu güne sürdürdüğü ve en sonunda Siyasî Partî'ye dönüştürdüğü dava anlayışı, mevcut ortamdaki siyasî anlayışlarla örtüşmesi güç ilkeleriyle farklıdır. Daha doğrusu murad olunan mazruf, zarfla sınırlı olmayan fikir alışılagelmiş siyasanın dışındadır.

Kendisini şair olarak bilenler, Diriliş'i anlamamıştır. Anladıkları sınırlı biçimde gençlik yıllarının eseri olan Mona Rossa ile sınırlıdır. Ki, bu şiirinin mayası olan Diriliş Medeniyeti sevdasından yoksun olanlar, kimi ismi ilginç olan şiirlerinin ardındaki hakikati bilmekten yoksun biçimde " Ey Sevgili" derken salonları coşturmuş, peşinden yığınları koşturmuş, şiirin merkezinden uzak kalmış, bırakılmış ruhlarda olması gereken Diriliş'ten bî- haber kalmıştır.

Fikir, Sanat, Medeniyet ve Siyaset alanında tek başına yola çıkan, Leylasına Mecnun bu isim, daima nisyana terk ile kimileri bu ahvake sevinirken, çizgisinden sapmayan Diriliş Mimarı sabırla, ezayla, cefayla, karşısına çıkan engelleri ortadan kaldırarak ruh inkılâbını gerçekleştirdi, geride bir çok takipçisiyle gönüldaşı ile gökyüzünden inen rahmettin yeryüzünde tohumları yeşerttiğine şahidlik etti.

O, geride bıraktığı mirasıyla Diriliş'in Batı ile hesaplaşması olan bir mücadele şekli olduğunu, yeryüzünde medeniyetin temsilcisi olan anlayışın Diriliş'te şekil kazandığını gösterdi.

Hakla haksızlık, rahmetle zulmet, doğruyla yanlış, iyiyle kötü, duayla bedduanın arasındaki farkı bir bir izah etti.
 
Evleri balkonsuz yapan mimarların öpülesi ellerinin kıymetini dile getirdi.

Cum'a gününün kutsallığını şiirine ve yazılarına taşıdı.

Hayatın her alanında Diriliş'in gerçekleşmesi için çabasını zor dönemlerde bile haykırdı, bir adım geride durmadı.

Zalime, haksızlığa, zulme, karanlığa, yalana, kötülüğe, karanlığa, haksız kazanca, her türlü sömürüye karşı kalemiyle dirdu.

*

Ümmet Anlayışı...

Yeryüzünde herkesi mazlumların sesi  olmaya çağırdı.

Rusya'nın Polonya'yı, Fransa'nın Cezayir'i, Amerikan'ın diğer ülkeleri işgaline en sert biçimde karşı koydu.

Karınca misali yoluna istikrarlı biçimde devam etti.

Halilu'r- Rahman'ın ateşe atılmasına karşılık kuş misali gagasıyla su taşıyan.

Beyrut'u unutmadı.

Afganistan'dan uzak durmadı.

Mezopotamya Cografyası'nda olana ve bitene sessiz kalmadı.

Filipinlere kadar uzandı.

Afrikanın meselesini kendi acısı bildi.

Mekke, Medine ve Kudüs olmak üzere tüm şehirlerin bizim olduğunu haykırdı, yıllarca.

Semerkand, Tebriz, Şam, Halep, Erzurum, İstanbul, Kahire, diğer şehirlerle  ve sevdiği Şehr- i Diyarbekir, eksik olmadı hem şiirinde hem yazısında. 

Hatıraları, son yüz yılımıza ışık tuttu, Diriliş penceresinden.

*
Niçin Seviyoruz?

SEZAİ KARAKOÇ'u bilmek lazım, tüm cepheleriyle.

O, ırk davasından uzak durdu, milliyetçilik yapmadı.

O, ümmet birliğini ön plâna çıkardı.

Bu yönüyle hem sağ hem sol cenahtan kabuliyet görmedi.

Hiç bir ideolojiye selama durmadı.

Dünyanın mal û mülkü, onun için kıymet taşımadı.

Parayla pul, şan û şöhret, uzak durduğu hususlardı. 

Diriliş fikrinden dolayı onu sevmeyenler dahi usta şâir olduğunu kabullendi.

Vefatında partisinin adı özellikle gizlendi.

Kitaplarının yaygınlaşması için çaba göstermeyen, söz söze gelince saygıda bulunan az değildi.

Vefatından sonra kimisi Türk Birliği'nden yana olduğunu sayıkladı.

İstismar yolu açık, bu günden sonra.

Kimisi kendisini Arap  Milliyetçisi olarak suçladı.

Hayatta iken bir ayeti çarpıtanlar, sağcılıkla itham etti.

Kimisi, Diyarbakırlı oluşu sebebiyle zatını Kürtçülükle bir araya getirmek istedi.

Bazısı "Osmanlı Hayranı" gibi ifade etti.

Kimi kendisini "Türk Fikir Adamı" olarak tanıttı. 

Her kafadan çıkan seslere tek ifade ile cevabı, her daîm "Diriliş" oldu. 

 O, kendisini "Diriliş Eri",  Diriliş'i " İslâm" olarak adlandırdı.

Hepsi buydu, aslında.

" Müslüman" olduğunu dile getirince iddialar havada kaldı, herkes cevabını aldı.


*

Ergani Hususu Müze ve Oda Çeliskisi

Gelelim, kendi doğduğu memleketindeki ismine açılan müzeye ve son çalışmalarımıza.

Çok ses getiren tabelada Sezai Karakoç Müzesi yer alır, senelerce.

Eski Hükümet Konağı'nın girişindeki ilk oda, " Sezai Karakoç Odası" adını taşır.

Müze, resmîleşmemiştir, tabelada müzedir.

Bu yapının adı müzedir, müzenin içteki adı oda'dır.

Önce bu çelişki ortadan kaldırılmalıdır.

Biz, Sezai Karakoç'un Ekim 2021 Tarihinde Ergani'nin Bagur Mahallesi'nde 190 Metrekarelik bir arsa aldığını belgeledik. Halen ismine kayıtlı arsa mevcut ve üzerinde bir yapı var.

İlgililer, müze ve oda tartışması gibi bu hususta açıklama yapmalıdır.

Doğduğu evi, çocukluğunun geçtiği sokağı bilmeden, evini müze yapmayanlar, ismini Eski Hükümet Konağı'na  müze olarak verip Diriliş Mimarı' ın adını " Sezai Karakoç Odası" tabelasıyla  bir küçük odaya hapsetme ısrarından vaz geçmelidir.   

İsmi önce bulvara, sonradan okullara veben son bir kongre merkezine verildi. Buna itirazımız söz konusu değil, olması gerekendi yapılan.

Samimîyetle ifade ediyoruz ki müze-oda çelişkisi ortada iken, doğduğu ve çocukluğunun geçtiği sokak adını taşımıyorsa, Ergani'ye yerleşmek için aldığı arsa kırk senedir kimse tarafından bilinmiyorsa helalleşme biraz zordur.

*

Öldükten Sonra Yapılanlar

SEZAİ KARAKOÇ'u biz toplantılarda anabiliriz, birkaç kitabından cümlelerle anabiliriz, hançerinizi yırtarcasına " Ey Sevgiliiiii!.." diye bağırarak ortalığı velveleye verebiliriz de Diriliş'i anlamadıktan sonra yapılanlar samimîyetten uzak, riyakârlık kokan, dürüstlükle bağdaşmayan davranışlar çerçevesinde reklâm aracı olmaktan öte geçmez.

Kurduğu Yüce Diriliş Partisi'nin varlığı mevcuttur ve mirasçısı bu partidir, arkadaşlarıyla bu partiye üye olanlar az ya da çok mevcuttur.

Sezai Karakoç'u anlatma, onların vazifesidir, sonra Diriliş'e gönül verenlerin.

Görüyor ve bakıyoruz ki Rahmetli'ye hayatta iken ziyareti aklından getirmeyenlerin kimisi, gazetelerinin köşelerinde adını anıp, acısını dile getirirken kendisini adeta talebesi, çizgisini yolu bilir, ismini adıyla bir arada tutmaya çaba harcar.

*

Son Söz...


Beyler, Efendiler!..

Sezai Karakoç yalnız yaşadı, mücadelesini tek başına verdi ve öldü.

Diriliş devam ediyor, kuşkusuz.

O'nunla gelmedi bu güne Diriliş...

O, bir dönem Diriliş Âlemi'nin altına topladı, gençleri, okuyanları.

Buyrun, buyursunlar Diriliş'e iman etmiş olanlar olarak, bu davaya devam edelim, yolunu devam ettirenlere selam söyleyelim.

Yazdığı eserleri okumayanın Karakoç'u anlama derdi yoktur.



Bu yazı 2014 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI