Günümüzde dünya dışından diğer gezegenlerden kıymetli madenlerin transferi, on yıllardır gündemde yer almaktadır.
Bu hususta kimi yayınları yakından takip ederken, üstün zekalılar grubunda bulunan kimileri "Bilim Adamı-Bilim İnsanı" etiketiyle zengin ve az bulunan madenleri, dünyaya transferin adeta olmazsa olmazı gözüyle bakıyor.
Yeryüzünü cehenneme çevirenler, gökyüzünü kirlettikten sonra dünyada yıldız savaşlarını başlatmakta övünüyor.
Dünyanın ve diğer gezegenlerin kendi iç yapılarındaki ağırlık değişmez, boyutta.
Dünyada yer yüzünde buharlaşan suyun yağmur olarak tekrar indiğini ifade etmeye gerek var mı?
Bir bölgede aşırı yağışların yol açtığı felaket görmezlikten mi geliniyor?
Unutulmamalı ki dünyanın ağırlığı, içindeki değişimlerle farklılaşmaz.
Farklılaşan kimi durumlarda iklim, volkanik yanardağlarla ve deprem olmak üzere değişimlerdir.
Dünya dışında zaman zaman göktaşlarının gelişi, "meteor yâgmuru " olarak ifade edilir.
Atmosfere girdiğinde ısı sebebiyle parçalanan bu taşların kendi içindeki değerli/ kimilerine göre/ olması gündeme taşınmaktadır.
Bu meteor kalıntılarının radyoaktif özelliğini yok sayanlar, içindeki bilinmeyen özellikleri nasıl izah edebilir?
Dünyaya dışardan getirilecek ne olursa olsun, yörüngedeki hacim aynı kalsa dahi ağırlıği değiştireceği için oldukça küçük sapmalarla kıyametin habercisi bilinmelidir.
Mevcut ağırlığından fazlasını kabul etmeyen ölçülerle donatılmış dünyaya dışarıdan getirilebilecek her ağırlık, dünya dengesini bozmaya yeterlidir.
"Kara delik" olarak bilinen husus, halen aydınlanmış değil, izaha ihtiyaç duyar.
Parçalanan bir çok gezegen/ yıldız, kara delik tarafından yutuluyor mu?
"Bermuda Şeytan Üçgeni" olarak bilinen alanda geçen gemilerle uçakların kaybolması, yok olması dünyada araştırma yapmakla övünen bilim insanı/ ne demekse/ için bir şey ifade etmiyor mu?
Dünya içinde olan ağırlıkların yer değişimi olsa dahi kendi ağırlığıdır, yapılaşmalarla bu günümüzde fazla etkilenmelere yol açmasa dahi kimi kırılgan faylara zemin hazırlar, zayıf olan kimi kayalardan oluşan kütleleri ortadan kaldırsa dahi ağırlık bilinen ölçüdedir.
Bu dengenin bozulmasında kimi yer altı kaynaklarının olması gerektiğinin fazlası şeklinde tüketimi, kimi kırılganlıklara sebebiyet verir; bir yerden alınan demir rezervleri, taş kömürü, aşırı tarzda su çekimi gibi.
Oluşan obruklar, neyin habercisidir?
Metal yönüyle oldukça ağır madenlerin oluşturdukları boşluklar neyin işaretçisidir?
Mermer işletmeleri, taş ocakları sebebiyle dağların ortadan kaldırılması ne gibi olumsuzluklara yol açar.
Dağlar, dengeyi sağlayan yeryüzündeki çiviler.hükmündeyken, neden göz ardı ediliyor?
Dağlar da denge için hareket halindedir, toprak da su da.
Kalkıp bunun jeolojik açıdan izâhına gerek yok, doğrusu.
İçi boşaltılan toprak da dağlık alanlar da ağaçlık alanların ortadan kaldırılmasıyla oluşan erozyon misali, dünyanın dengesini kendi içinde değişime uğratır.
Petrol ve türevî eriyiklerin olduğundan fazla tüketimi, bu boşlukları artırma ihtimalini fazlalaştırır.
Mevcut boşlukların geçmişte magma tabakasında artan enerjiyi açığa çıkartarak çekirdekte rahatlatma sağladığına itirazımız olmaz.
Bu gittikçe artan yer küredeki aslına müdahalenin sonuçlarını kapsamaz, verilen misal.
Deveran halinde olan dünyada yerinde sabit görünen hr şeyin hareket halinde olma kuralını ihlâle yönelik farklı hâller, yer küredeki değişimleri mecburî kılar.
Dünyanın her yerinde aynı ağırlıkta olan bir cismin, maddenin ölçüsü fazla değişkenlik arz etmez.
Yerçekimi esaslı kurala göre bu ölçüler merkezin yakınından en uzak noktasına kadar fikir yürütülürse mıknatısın çekim alanı ile açıklanabilir.
Uzaklaştıkça etki azalır.
Yer çekiminin kuzey ve güney kutbu özelliği ile ekvator arasında farklı mıdır?
Ekvator'a göre bu çekim kuvveti kutuplarda %0.66 fazlaysa bir cismi etkileyen yer çekimi kuvveti iyi bilinmelidir. Ekvator çizgisinin uzunluğu ve ve gittikçe yer kürenin şeklinin orta kısımda şişkinliğiyle kutuplarda sıfırlanması arasındaki fark, bu %0.66'yı verir.
Bu tür konularda düşünceyle varılan noktaları akla getirmek istiyoruz.
Dünyadaki iç yapısındaki kimi değişimlerin artması, kimi bilim insanları (?) tarafından iklim krizi olarak yorumlanmakta, kutuplardaki soğukluğun artan sıcaklıkla azalmasına, buz kütlelerinin erimesine bağlanmaktadır.
Bildiğimiz kadarıyla her yıl üretilen, insan öldürmek için yüzbin tonlarca maden ve o denli patlayıcı buna sebep gösterilmemektedir.
İnsan ve her çeşit canlıyı yer yüzünde fazlalık bilenler, sadece kendilerine yetecek oranda gıda üretim alanlarına ve su kaynaklarına sahip olmayı istiyor.
Günümüzde haksız ve merhametsizce ekvator'da, kuzeye ve güneye uzanan bölgelerde canlılara tahammülsüzlükle insan katlamları, bundan kaynaklıdır.
Dünya dışından getirilecek madenler, canlı sayısını azaltacak, muhakkak.
Ağırlığı artan dünyada olumsuzluluklar fazlalaşacak.
Yörüngede içi boşaltılan gezegenlerde sapmalar olacak.
Bir yanda dünya bir yanda dünyaya taşınan madenler sebebiyle yörüngesinden şaşan, çarpışan, dengeleri alt-üst eden gezegenler-yıldızlar.
Durum böyleyken kıyametin erken gelmesini arzulayanlar, ekvator alt ve üst çizgisinde bulunmayı hayal ediyor.
Kuzey yarımkürede her yıl denize cmlerle batan devletler(?), neyin hesabında ve kitabında?
Bu keşmekeşlik ne ve neden?
Tufan misali ambarlarını yıllardır tohumlarla dolduranlar, neyin hayali peşindedir?
Gelgelelim kıyamet sahnelerine.
Onu da Kur'an-ı Kerim'deki Zilzâl ve Kıyamet Sûresi'nden okumak lazım.
Belirttiğimiz sadece bu yönle sınırlı değil.
Nasıl yaşanması gerektiğine de dikkât çekiliyor, sûrelerde.
Elbette diğer sûrelerdeki âyetleri de okumak bir mecburiyet söz konusu.
O zaman hayata farklı bakmak gerekir ki bunu bilmemek, teknolojik gelişmelerin kimi yönlerine esaretin kabullenişidir.
Bu sûreleri meâlinden okumayanların ifade ettiklerimizi anlayabilecek seviyede olduğunu söyleyemeyiz.
İstediğiniz meâlden okuyabilirsiniz, bu iki sûreyi:
Zilzâl sûresi Meali:
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1-2-3. Yeryüzü kendine has bir sarsıntıya uğratıldığı, içindekileri dışarıya çıkarıp attığı ve insan, "Ona ne oluyor?" dediği zaman,
4. İşte o gün, yer, kendi haberlerini anlatır.
5. Çünkü Rabbin ona (öyle) vahy etmiştir.
6. O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır.
7. Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükâfatını görecektir.
8. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir.
Kıyamet Sûresi Meali:
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1. Kıyamet gününe yemin ederim.
2. (Kusurlarından dolayı kendini) kınayan nefse de yemin ederim (ki diriltilip hesaba çekileceksiniz).
3. İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya getiremeyeceğimizi mi sanır?
4. Evet bizim, onun parmak uçlarını bile düzenlemeye gücümüz yeter.
5. Fakat insan önünü (geleceğini, kıyameti) yalanlamak ister.
6. "O kıyamet günü ne zaman?" diye sorar.
7-8-9-10. Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan "kaçış nereye?" diyecektir.
11. Hayır, hiçbir sığınacak yer yoktur.
12. O gün varıp durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur.
13. O gün insana, yapıp önden gönderdiği ve yapmayıp geri bıraktığı şeyler haber verilir.
14-15. Hatta, mazeretlerini ortaya koysa da, o gün insan kendi aleyhine şahittir.
16. (Ey Muhammed!) Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma.
17. Şüphesiz onu toplamak ve okumak bize aittir.
18. O hâlde, biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşuna uy.
19. Sonra onu açıklamak da bize aittir.
20-21. Hayır! Siz dünyayı seviyorsunuz ve ahireti bırakıyorsunuz.
22. O gün birtakım yüzler aydındır.
23. Rabblerine bakarlar.
24. O gün birtakım yüzler de asıktır.
25. Bel kemiklerini kıran bir felakete uğratılacaklarını anlarlar.
26-27-28-29-30. Hayır, can boğaza dayandığı, "Kimdir (bunu) iyi edecek?" dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir.
31. O, (Peygamberi) doğrulamamış, namaz da kılmamıştı.
32. Fakat yalanlamış ve yüz çevirmişti.
33. Sonra da kasıla kasıla ailesine gitmişti.
34-35. "Bu azap sana lâyıktır, lâyık! Evet, lâyıktır sana, lâyık!" denecektir.
36. İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder?
37. O dökülen meniden ibaret az bir su değil miydi?
38. Sonra bu, bir "alaka"(3) oldu. Derken Allah onu yaratıp güzelce şekillendirdi.
39. Nihayet ondan da erkek ve dişi iki eşi var etti.
40. Şimdi, bunları yapan Allah'ın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?
başakşehir escort,ikitelli escort,güneşli escort,kayaşehir escort,bağcılar escort,esenler escort,eyüp escort,güneşli escort,kumburgaz escort,topkapı escort
deneme bonusu bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu veren siteler , bonus veren siteler
flyjota.com Deneme bonusu veren siteler Deneme bonusu veren siteler Deneme bonusu