Okur, ciddî yazılar bekliyor. Mizahla, ironiyle kaleme aldığımız siyasî atmosferi ele almak, yaz mevsiminin yakan sıcaklığıyla çekilir halde değil.
Her cum'a, günün mana ve ehemmiyetine göre yazmak icap ediyor.
İlk cum'a yazısı.
Umuyoruz ki okurlarımız, haftada bir, bu yazıları dünyanın can sıkan ortamından kendi ruhunu sıyırarak manevî iklimin atmosferiyle donatır.
Bismillâh!..
Geçtiğimiz yüzyıl, insanlık açısından çok hareketli bir yüzyıl oldu.
İnsanlığın hayat standardını yükselten birçok gelişme kaydedilmekle birlikte, sonucu tüm insanlık için felaket olan iki büyük dünya savaşı yaşandı.
İlaveten tabiî felâketler, âfetler, sefâlet, bulaşıcı ve salgın hastalıklar her türlü maddî ve teknolojik gelişmeye ilerlemeye rağmen insanlığın yakasını bırakmadı.
Aşırı zenginlik ve refah ile aşırı açlık ve sefâlet yanyana yaşanmak zorunda kaldı.
Zengin daha zenginleşti, fakir daha da sefil hale geldi.
Özellikle, fakir ve gelişmekte olan birçok ülkede, aradaki korkunç servet uçurumlarından dolayı insanlar arasında kin ve nefret duvarları oluştu.
Bu arada, insanoğlunun tatmin olmayan hırsı ve egosu dünyanın ekolojik dengesini de bozdu.
Faylar kırıldı, insanlığı sarsan depremler meydana geldi.
İnsanoğlunun kendi emrine verilen tabiata karşı nasıl bir ihânet içerisinde olduğu rahatça anlaşılabilir.
Bu söylediklerimiz bir felâket tellâllığı yapmaktan çok mevcut vâkıâyı tespittir.
Müslüman, teslim olan insandır; gideceği yolu seçen insandır.
Müslüman, öyle kolay kolay makas değiştirmez, arkadaşını satmaz, yolunu terk etmez.
Müslüman, olaylara îmân nûru ile bakan, ferâsetle ileriyi gören, dostunu düşmanını iyi seçen, dolduruşa gelmeyen ağır insandır.
Olayları iyi okuyan, her şeyi gerçek mânâsı ile anlamlandıran, sık sık fikir değiştirmeyen kararlı insandır.
Çünkü Müslüman’ın bir elinde Kur’ân, bir elinde de Sünnet vardır.
Allah’a kul, Hz. Muhammed’e ümmet olan şahıs, nasıl olur da olayların önünde bir saman çöpü gibi, bir o tarafa bir bu tarafa savrulur?
Kur’ân’dan ve Sünnet’ten beslenen bir Müslüman, nasıl olur da sık sık fikir, makas ve yaşantı değiştirir?
Biz, câmide Müslüman olduğumuz kadar çarşıda da Müslüman olacağız. Evde ibâdetlerimizi yerine getirdiğimiz kadar işyerinde de ibâdetlerimizi yerine getireceğiz.
Eşimizin, çoluk çocuğumuzun hakkını görüp gözettiğimiz kadar öğrencilerimizin hakkını da görüp gözeteceğiz.
Aldığımız maaşın helâl olması için işimize gösterdiğimiz özen kadar çalıştırdığımız insanların hakkını tam mânâsıyla ödemek için de özen göstereceğiz.
Darlıkta nasıl yaşadıysak varlıkta da öyle yaşayacağız.
Bizi tanıyan insanların yanında nasıl yaşıyorsak bizi tanımayanların yanında da öyle yaşayacağız.
Şu yaz aylarında birçok Müslüman kardeşimizin eşleri ve çocukları ile birlikte deniz kenarlarındaki otellerde tâtil yaptıklarını ve bir hayli paralar harcadıklarını duyuyor ve çok üzülüyoruz.
Filistinli Müslümanlar kan ağlarken, Gazze şehrinin tepesinden bombalar yağarken, açlık ve darlık çekerken biz, beş yıldızlı otellerde nasıl tâtil yapabiliriz?
Hadi yaptık diyelim, orda yediklerimiz ve içtiklerimiz boğazımızdan aşağı nasıl gider?
Hadi yediklerimizin ve içtiklerimizin boğazımızdan aşağı gittiğini farz edelim, oradaki hayatı içimize nasıl sindireceğiz?
başakşehir escort,ikitelli escort,güneşli escort,kayaşehir escort,bağcılar escort,esenler escort,eyüp escort,güneşli escort,kumburgaz escort,topkapı escort
deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler
deneme bonusu bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler
halkalı escort,avrupa yakası escort,şişli escort,avcılar escort,esenyurt escort,beylikdüzü escort,mecidiyeköy escort,istanbul escort,şirinevler escort,avcılar escort