Bugun...


Mehmet Ali ABAKAY

facebook-paylas
DİYARBAKIR ve HAFIZA MERKEZİ
Tarih: 09-10-2021 00:02:00 Güncelleme: 09-10-2021 00:02:00


İnsan, zamanla çok şey, unutur. Her ne kadar unutmadığını iddia eden olursa da hatırladığında eksiklikler kaçınılmazdır.

Bir şehrin canlı hafızasını kayda geçmiş sesli, görsel ile yazılı doküman oluşturur, mevcut mimarî ve kültürel değerlerle.

Diyarbakır için yola çıkarken hayallerimiz vardı, kendimizce.

Kitap, gazete, dergi, fotoğraf, plâk, kaset, broşür olmak üzere neye ulaşmışsak, imkânımız ölçüsünde bir araya getirdik.

Yetmedi, bu uğraş.

On üç ilçe ve bağlı köylerin çoğunu yerinde görerek, tarihî eserleri yerinde fotoğrafladık, notlar aldık, kaynakları karşılaştırdık. Yerinde yaşlılarla görüştük, giyimden kuşama, dilden folklorik değerlere, mutfağa varıncaya kadar çok yönlü araştırmalar içinde bulunduk.

Şehrin ekonomisinden sanayisine, tarımından hayvancılığa uzayan çizgide ticareti oluşturan her alanla ilgilendik.

Bu şehirde kaç sinema vardı?

Önceleri hangi kıraathaneler mevcuttu?

Medreselerin tarihî geçmişi ve günümüze geliş durumu nedir?

Hali hazırdaki kiliseler ve geçmişte olanlar hakkında kaynaklarda yer alan bilgiler nelerdir?

İslâm ile ibadethanelerin oluşumu nasıl ortaya çıktı?

Medreseden eğitim ve öğretim kurumlarına uzayan tarihî geçmişin günümüze ulaşımının hikâyesi nasıldır?

Şehri mahalle mahalle ve Sokak sokak gezip dolaştık, nadir olarak çekmediğimiz yapıların fotografları olabilir. Bu ya izin alınmadığı içindir ya kapısı kapalı olduğudandı.

Kasabından manavına, sebzecisinden fırıncısına kadar çabamız sürdü.

Salnamelerin/ yıllıkların tümünü temin ettik, gezginlerin seyahat eserlerini temine çalıştık.

Yüzlerce şairin ve yazarın, fikir adamının eserlerine ulaşmayı sağladık.

Ali Emirî de var Süleyman Nazif de... Sezaı Karakoç ile Ahmed Arif bir arada. Cahit Sıtkı ve İhsan Fikret Biçici,  Denizci Tahsin ve Hattat Hamid olmak üzere 2020'ye kadar temini yapılan birçok kaynak eser, bilgi, belge ve doküman...

Nerede bir akarsu varsa köprüsüyle, nerede bir kale varsa tarihiyle, nerede bir konak ya da köşk varsa sahibiyle bir arada ele alındı.

Arkeoloji, Sanat Tarihi, Mimarî, Güzel Sanatlar...

Bu şehrin gazetecilik tarihî.

Kaç dergi yayınlanmış?

Kaç gazete kapanmış?

Basına dair yayınlanan kitaplar nedir?

Ulaşabildiğimiz gazeteciler kimlerdi?

Şehrin fotoğrafçılık tarihî.

Şehri fotoğraflarla albüm şeklinde eksen alan eserler...

Kısacası bu şehrin A'dan Z'ye yayınlanan yazılı kaynakları bir araya getirildi.

Hangi dergide şehirle ilgili makale var?

Ya o dergi satın alınmış ya o makale temin edilmiş.

Bu Şehrin Musıkî Tarihi.

Musıkîye hizmeti geçenler kim?

Ya kitap yazmışız ya makale ta da sempozyumda bildiri sunmuşuz.

.Diyarbakır Kalesi'ni nlarca yıl, burç burç gezmiş ve fotoğraflamışız. " Diyarbakır Kalesi" adıyla kitap çıkarmışız.

Tüm açıklamalar ne için?

Kırk yıla varan zaman diliminde şehrimizin tarihine ve geçmişine yaraşır biçimde bir hafıza merkezi vardı, düşündüğümüz kadarıyla.

Diyarbekir Şehir Araştırmaları Merkezi, bu şehre ait her bilgiye zaman içinde  ulaşılmasının mümkün olacağı merkez olacaktı.

" Olacaktı" diyoruz, olmadı.

Yer verilecekti, bu merkeze, yer neden ve niçin verilmedi, muallakta kaldı.

Madem bu meķan- yer sıkıntısı var, bize düşen yer temini...

Şükür ki yer için de gereken yapılmak üzere, yapıldı.

Bize önerilen, uymamız gereken olarak diktesi mümkün olmayan şuydu:

- Merkezin iş ve işleyişi bize ait olacak...

Bu güne kadar sadece merkezi bir şehirle, Diyarbakır ile sınırlamadık.

Seksen bir ile çıkardık, şehir sayısını.

Her şehre dair kaynak eserler temin edildi. Kimi şehidin kaynak sayısı bine ulaştı, kimi yüzleri geçti. Bazı iller 67 sonrası yeni olduğu için, mevcut kaynakları sağlansa da zamana yayıldı, uğraşımız; Kilis, Batman, Bartın, İğdır gibi...

Diyarbekir Şehir Araştırmaları Merkezi yanında Ülkeyi kuşatan seksen bir şehri kucaklayan Şehir Araştırmaları Merkezi oluştu.

Biz, kırk- elli metrelik mekâna ulaşmaz iken üçüncü bir merkez daha oluşturmaya başladık: Yüz Dünya Şehri & Ülkesi.

Seksen bir şehrin mutfak kaynakları, Gastronomi Müzesi için önemli.

Gazete & Süreli Yayınlar zenginleştikçe, Basın & İletişim Müzesi temeli atıldı.

Ditarbakir'a dair düşünülen ve şimdilik  açıklanmayan birkaç husus daha var, belirtilmeyen. Zamanı geldiğinde elbette açıklanacaktır, düşündüklerimiz.

Bu sıkıntılar içinde aylık dergilerde ve gazetelerde konuyla bağlantılı yazı çalışmalarımız sürüyor. Kimi gazeteler ülke çapında farklı şehirlerde ve okuduğunuz bu gazetemiz.

Bir çok sitede yazmaktayız, sosyal medyada yazı çalışmalarımızı ihmal etmeden.

Bir insanın kendi kendisini methi için söylediği her söz, gözden düşmesi ve şahsını sevmeyen için biliyoruz, iyi malzemedir.

Bu uzun uzadıya yazıda bu şehre canlı bir hafıza merkezi kazandırmak için ömür adamanın sebebi nedir?

Değerli Okur;

Biz, bu şehri ve beraberinde merkezde yer alan şehirleri seviyoruz.

İstedik ki Ali Emirî Efendinin izinde, kendi memleketinde de böyle bir merkez olsun.

Ne yazık ki birçok yazımızda ve toplantıda dile getirdiğimiz yapılması gerekenlerin birkaçı şekilleniyor, bu arada.

Hattat Hamid Müzesi, Gastronomi Müzesi, Ali Emirî Merkezi gibi sadece duyduğumuz haberler var.

Nedir, neyin nesidir, nasıl olacak?

Bu gibi soruları cevaplamak için bilgiye sahip değiliz.

Bizim Diyarbekir Şehir Araştırmaları Merkezi ile seksen bir ili içine alan Şehir Araştırmaları Merkezi, kısa sürede açıldığında rahat edeceğiz.

Bir yıl içinde düzenlenmesi olacak, modern donanımı göz önünde bulundurulacak.

Bunlara ömür adamamızın sebebi, sadece şehrini sevmekten başka neyle açıklanabilir?

Biliyoruz ki ilginin ve alakanın gösterilmediği merkez anlayışımıza dair beklenilen sevginin zamanla persona non- grata'ya dönüştüğünü.

Emin olun biz bu şehri seviyoruz ve sevgimizi herkesle paylaşıyoruz.

Bir insan, kendisini sevimsiz hale nasıl getirebilir?

Efendim, doğduğunuz ve büyüdüğünüz ve de yaşamakta olduğunuz şehri sevmeniz, tanıtma arzunuz, hizmet etme tavrınız karşısında etki- tepki hususu gibi, her gördüğümüz zorluğu mukafaat- ödül biliriz.

Ondan dolayı, sitemimiz yok, kimseye.

Yeterki gölge düşmesin üzerimize.

Şehir Araştırmaları Merkezi'miz hazır. Kaynaklarımız zengin.

Bir gün gelirseniz, yolunuz düşerse, " Hayırlı olsun!" Deseniz, dünyalar bizim olur.



Bu yazı 1984 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI