Diyarbakır siyaset yapma...

Halkın gönlünü kazanma...

Hilesiz ve hurdasız çalışma...

Deveye hendek atlatmayla eş bir durum.

Siyaseten hiçbir şey beklememek...

Belediyede isen aynı...

Mecliste milletvekiliisen...

Ülke yönetiminde iktidara ortak isen...

Seçilmek için çaban yetmez.

Siyaset, gönül işi değil, ekip işi olmalı.

Bizde kişisel hesaplaşma adı.

Seçime katılacak olan önemli iken, parti önemli.

Önce her yer dolaşılırdı, köy köy...

Siyasete girenin gitmediği mahalle kahvesi, sokak olmazdı.

Şimdi gezip dolaşmasına gerek yok.

Nasılsa Belediye seçiminde kazanılırsa yapılacak olan belli.

Alınacak personel sayısı ortada.

Diğer şehirlerde belediye başkan adayı oy sonucunda azalma ya da artma gösterir, genel secimlerde alınan oya göre.

Genel seçimlerde fazla oy da aslında belediyelerde güçlü olmak için...

Bizde genel seçimlerde iktidar uzun zaman değişmediği ve son yıllarda belediyelerin kayyım ile yönetimi, seçimleri sonu belli şekle götürüyor.

İktidar seçimi yerelde almak için  kendince ne akla geliyorsa yapıyor..

Medreselere yardım mı?

Gençlere festival ve etkinlikler mi?

Farklı isimler altında sosyal yardımlar...

Okullardaki aktiviteler...

Olmuyor, bir türlü...

Surdaki olaylar sonrası evi, arsası bulunan hak sahiplerine yapılan ödemeler ve şartlar..

Sur'da yapılan konutların oldukça pahalı hale gelmesi ve kimi vatandaşın TOKİ ile anlaşmadan memnuniyetsizliği...

Kayyım dönemlerinde hesap verebilirlik güveninin ortadan kalkması...

Kimi belli çerçevedeki hareketliliğin sessiz yığınları içine kapanır hale getirme durumu...

Vatandaşın gözünden durum bu.

Elbette oy rengi değişmeyen belli kesim.

Yerelde kazanamayan, genel seçimlerde oy oranı artmayan İktidar, farklı sistemler geliştirmeye uğraşıyor.

Keremke Bülteni uzun zaman çıkıyor.

Yol, asfalt çalışmaları...

 Sosyal yardımlar,..

Esnaf ziyaretleri, ...

Kredilerde teşvikler...

Ne deseniz bültende var.

Tek başına Elektrik dağıtım şirketi, seçimlere bir kaç ay kala yetiyor, kimi sonuçları değiştirmeye.

Hoş, eskisi gibi ideolojik saplantılar da gün yüzüne çıkmıyor, açık açık.

Hayat şartları..

Eflansyon...

Virüs...

Deprem..

Dövız ve altın artışı...

Ekmeğin 15 TL oluşu...

Bir karpuzun fiyatının 100 TL oluşu..

Et fiyatlarının yükselmesi, yakın zamanda fiyatının altı katına çıkması...

Sebze fiyatındaki girdi artışı...

Buğday, arpa, mercimek, nohut, fasulye fiyatının fazla artmayışı, fiyat artışını frenlemek için dış alımların yapılması...

Dış alımlara dövizin yetmeme hali...

Ukrayna problemi...

Akdenizde söz sahibi olma savaşları..

Çin'in önünü kesme, Rusya'yı sıkıştırma hamleleri...

En son Gazze'yi yeni bombaların test merkezi konumuna sokulması...

Irak, Suriye, Yemen, Libya, Mısır belli...

Yazıyı toparlayabilmek güç.

Bir âşure hali.

Yerel seçimlere her şey etki edecek...

Her şehrin kendince beklentileri mevcut.

Emekli maaşlarına gereken zammın verilmemesine sebep EYT kesiminden yüzde yüz..

Onlara emeklilik hakkı verilmeseydi, seçim zora düşerdi.

Yüz bin çalışana zammı çok gören iktidar, milyonlarca emekli oluşturdu.

Bunu yapmasaydı muhalefet ipleri eline alırdı.

Kiralar maaşı geçti.

EYT dışı emekli günde 10-12 Dolara eş gelen maaşla ne yapsın?

Otuz sene emek vermiş bir çalışan günde her gideri dahil ayda 15.000 TL maaş alsa derde çare mi?

Emekli olan memurun maaşı düşüyorsa niçin emekli olsun?

Aldığı ikramiye ile araba zor geliyorsa ne yapmalı?

Çoluk-çocuk nasıl okutulsun, birikim nasıl yapılsın, nasıl evlendirilsinler?

Vatandaş, dört kişilik normal bir öğle yemeğine dışarda 800, evde 500 TL veriyorsa sabah kahvaltısı ve akşam yemeği ne olacak.

Haydi beş kişilik âile her öğün bir susamlı simit yesin.

15 Simit bedeli sadee 7.5 TL'den  107.25 Kuruş yapar.

Bu günlük böyle olsun.

Siyaseti herkes yapamaz.

Sahi AK Parti İl Başkanı  belirlenmedi, henüz.

Dedik ya siyaset zor bir iş.

Sanki ev geçindirme kolay...

Sanki 24 saat yaşam kolay.

Elbette siyaset kolay olmayacak.

Kazasız ve belasız olsun, haftanızın ilk günü.