Bir kesim sosyal konulara eğildiği için kendi alanlarına girdiğinden dolayı haz etmez.

Bir kesim şiiri serbest ölçülerde yazdığı için eleştirir. Bunun dışında kalanlar da kendi çizgilerinde olmadığından kendisini ismen anar. Fakat üç kesim de onun şiirdeki ustalığını kabul etmekten uzak değildir, düşüncesinde tutarlılığını, dik duruşunu takdir eder.

Kimi yazarlar, şairler, düşünürler birer üniversitedir, aslında.  Bir kalem, eğer edebiyatın her alanında, sanatın bir çok dalında eser vermiş ise, ısrarla bunu sürdürtüyorsa, fikirleriyle yıllar içinde bir etki halkası oluşturmuşsa, yazanlar ve düşünenlerle birlikte yönetenler kendisinin yazdıklarından etkilenmişse o, bir üniversitedir, o nev’î şahsına münhasır bir insandır.

Bu insan, sadece düşüncelerini yaymak istiyorsa, hayatını buna adamış ise, yazan bazıları gibi kişileri olumsuz düşüncelere yöneltmiyorsa, toplumun değer yargılarının dışına itmiyor, inanca, tarihe, kültüre sahip çıkıyor, çıkmaktaysa kabullenilmemesinin ve etki alanının geniş olmasının tek sebebi vardır:

 O, maddî anlamda kimseler tarafından desteklenmiyor ya da sadece ideal sahibi olarak yalnız bırakılmasına rağmen ayakta ısrarla mücadelesini sürdürüyor.

 Bildiğimiz Sezai Karakoç, söylediği gibi yaşayan bir insandır, ustad ve dünyanın huzursuzluğunu kendi düşünce yapısı içinde huzura dönüştürmeyi hedefleyen Diriliş ekolüyle düşünce dünyamızın yapı taşlarından, yaşayanlar içinde en önemli isimlerin başında gelir.

 Şairdir, hikâyecidir, tiyatrocudur, denemecidir, eleştirmendir, felsefecidir, iman ve aksiyon adamıdır, maddeye önem vermez, kimseye el açmaz, siyaset alanında düşünceyi hakim kılmak isteyen bir parti başkanıdır, ülke siyasetine düşünceleriyle katkı sunan biridir, dergicidir, gazetecidir, köşe yazarıdır, yalnız başına yaşayan, hayatında kimseye yük olmamayı prensip edinen, bu çerçevede halen üretkenliğini sürdüren çağımızın derviş tabiatlı yol gösterendir, Hızırla arkadaş olan, Mecnunla dertleşen, batı medeniyetine kafa tutan, dünyayı değiştirmeye her fırsatta dile getiren, nerede haksızlık varsa onun karşısında olan, her akşamın sessizliğinde gecelere sarkan zaman içinde okumaktan, düşünmekten, insanlığa doğru yolu göstermek için yaşlılığında genç olmayı başaran bir isimdir.

 Hemşehrisi olarak, hakkında birkaç makale kaleme alan, ismine düzenlenen panellere katılan bir kalem olarak, halen kendisiyle yüz yüze gelebilmiş olmaktan uzağım.

Umarız ki bir yazımızda da dile getirdiğimiz gibi, kendi memleketine daveti kabul ettiği zaman, onun yanıbaşında durmak, bizim için mutluluktur.

 Ali Emirî Efendi, karelerde görünmek istemedi, fotoğrafının çekilmesini arzulamadı. Üstad, sohbetlerini başlatalı yüzünü gördük, ondan önce fotoğrafları birkaç kare ile sınırlı idi.  

Sözün özü; Gün Doğmadan,  Karakoç’un şiir külliyatı olarak herkesin şairi ve düşüncesini anlamak için okuması gereken bir eser.

Hayatta iken şiirlerini bir araya toplayan şairin genel düşüncesi Diriliş, İslâm’dır, ümmet anlayışı çerçevesinde hadiselere bakıştır, meselelere çözüm getirme anlayışıdır.

Şair Müslüman olduğunu gizlemez, şiirinde hiçbir zaman. Şiirinde kendi dünyasının temel dinamikleri daima canlıdır ve Yazar-Siyasetçi-Fikir Adamı sıfatıyla daima Diriliş çevresinde toplumu bireylerden topluluğa doğru çalışmalarıyla değişime uğratma, tebliğde bulunma amacıyla çalışır, ömrünü bu gayeye aramıştır.

Kendi sesine cevap olacak ses buldukça varlığını eserleriyle duyurmuş, sessizlik ortamında dergisiyle sessizliği bozmak istemiş, sadece kendi kitaplarını çıkartan yayınevi ile Diriliş Hasretini canlı tutmaya çalışmış.

Bir hikâyeci mi oyun yazarı mı filozof mu, siyasetçi mi, şair mi, gazeteci mi, dergici mi, denemeci mi, eleştirmen mi, seyyah mı? Hiçbiri değil, hepsini bir arada toplayan asrımızın büyük mütefekkirlerinden biri. Yalnız ve kararlı, yaşadığı zamanda değeri anlaşılmayan, zamanı geldiğinde adına destanlar yazılacak bir isim, Sezai Karakoç!.. 

......................

(*)Kitap Kimliği : Sezai Karakoç-,Gün Doğmadan: Toplu Şiirler 10. Baskı Diriliş Yayınları  İstanbul

(**) Bu makalede yer alan şiirlerinden bölümler, Gün Doğmadan'ın 10. Baskısından alınmıştır. Şiirlerin sayfa sayısı bu basıma göre verilmiştir. 

Gün Doğmadan'ın tanıtımı esas alındığından kimi şiirlerden bölümler alınmamıştır.

Şiirlerin bütünlüğünün bozulmamasına dikkat edildiği için, okurun Sezai Karakoç’un şiirlerini özgün haliyle okuması gözetilmiştir.  

 Mehmet Ali ABAKAY)