Bugun...


Mehmet Ali ABAKAY

facebook-paylas
ŞAİRE YAZARA ŞEHRE HÜRMET!..
Tarih: 26-01-2023 00:01:00 Güncelleme: 26-01-2023 00:01:00


Şehir Araştırmaları Tespitleri

Gittiğiniz şehirde dinlenme amaçlı bir bahçede,  parkta oturdunuz.

Şehirlerarası bir otogardasınız, bekliyorsunuz. Vaktiniz, bir-iki saat.

Her şehirde hava alanı-limanı var, erken gelmişsiniz.

Bir üniversitedesiniz, konferans ya da sempozyum var.

Artırabiliriz, doğrusu bu seçenekleri.

Bulunduğunuz noktada o şehre dair bir şeyler var mı, akılda iz bırakacak?

Denizli'de Horoz'dan, Malatya'da Mişmiş'ten, Diyarbakır'da Karpuz'dan bahsetmiyorum.

O şehrin ünlü hale gelmiş ya da getirilmiş, çoğu ithal isimlerini hastanelere, stadlara, caddelere bulvarlara isim olarak verme alışkanlığı bir hastalık halini aldı.

Kimi yerel yönetimler, caddeye, bulvara, sokağa verilen ismin niçin verildiğini bilmez.

Kimi eğitim camiasından isimler, okul adlarının bazısının neden verildiğinden habersiz.

Kimi üniversitelerin salonlarına verilen isimler, tabelada kalır.

Bazen verilen isimler, aslına uygun yazılmaz, tabelalarda, parklarda, bahçelerde, iş yerlerine.

İsmi, doğduğu veya yaşadığı evin sokağına verilen kişilerin kim olduğunu bilmez, çevre insanı.

Adını taşıyan caddeden geçmemiş, o şehre uğramamış, kendisi öldükten altmış-yetmiş yıl sonra ismi mahallede, caddede yaşatılan var, sinema ve tiyatro şöhretleri gibi.

Bir hattatın ismini mahalleye verdin de kendisini tanımıyorsa muhtar, ne söylemeli?

Yüzme Havuzu'na Sosyolog ismi verilir mi?

Caddeye şehre gelmemiş şair adı, ne oluyor?

Birçok politikacı-siyasetçi adı, bir şehirde pıtrak gibi her yere veriliyorsa ne demeli?

Bir Karadenizli'nin adını neden taşır, bulvarın biri?

Okulun birine Aydınlı bir ismin adını verseniz, ne olur?

Güneydoğu'dan bir ismi, kalkıp Taksim Meydanı'na açılan sokağa versen gibi.

Mardinli'nin ismini Diyarbakıŕ'da yaşat, Bitlisli'nin adını hakezza...

Her şehrin kendisince değer taşıyan isimlerine şehirde sahip çıkılmalı.

Ali Emirî Efendi, kendi şehrinde Halk Kütüphanesi'nde tabelada görülmüyor.

Bitlis veya Bingöl ya da Mardin'deki kütüphane ismi olursa, uygun mu düşer, Ali Emirî adı?

Bu orantısız, özüyle bağdaşmayan, Fransız kaldığımız " absurd" yaklaşımlar, maalesef bir elin parmak sayısını değil, ayak sayısını da artırmıştır.

Her şehirde yeşil alanlar, bir bir yapılmakta. Çoğunda kapalı alanlar, bulunmakta.

Her parkta, bahçede olmasa da sadece biri şehrin yazarlarına, şairlerine, bilim adamlarına ayrılsa ne olur?

Her yerel yönetim, kendisince ağır basan isimlerine iyi yer ayırsın, diğerleri unutulmamış olur.

30.000 Metrekarelik alanda caddeler, sokaklar oluşturulur, her bir ismin levhası asılır.

Alanın kıraathanesi de olur, toplantı salonu da.

Burada yaşayan isimlerin buluşması da gerçekleşir, konuşmaları da.

Şairler ve yazarlar, kendilerine ayrılmış bölümde okurları ile görüşür, konuşur, eserlerini imzalar.

Müzik alanında olanı, sporcusu, sinemacısı unutulmamalı.

Eğitimcisi, politikacısı es geçilmemeli.

Ne mi olur?

O şehir, değerleri ile bütünleşir.

O şehir, vefat edenine rahmet okur, yaşayanına hürmet gösterir.

Ne yazık ki çoğunlukla futbol takımı sebebiyle küs duran aynı mahallenin çocukları gibi mızıkçılık huyumuzdan vaz geçmiyoruz.

Bu şehir, Diyarbakır olursa ne yapılmalı?

Sezai Karakoç, Ahmed Arif, Hattat Hamid, Ziya Gökalp, Cahit Sıtkı, Sami Hazinses bir arada bulunamaz mı?

Bu sayıyı elliye çıkarmak kolay.

Her yere her isim verilmeyeceğine göre, kalanlar levhalarda, tanıtım kitapçıklarında belirtilerek, eksiklik tamamlanır.

Biz, Şehir Araştırmalari Merkezi'ni 30.000 Metrekarelik alana taşırsak, bunu gerçekleştireceğiz, muhakkak.

Bu işi yapamazsak...

Hayali gerçekleştirmek yerel ve mülkî idarelerin görevidir, özetle.

Tüm şehirlerde bu yolun izlenmesi, birçok çarpıklığı ve ayrımcılığı bıçak sırtı gibi keser.                                                                                                                 

Biz, anlatıyoruz da dinleyen var mı?

Yazıyoruz da okuyan mevcut mu?

Belirtiyoruz da gerçekleştirirken çağıran var mı?

Siz, son soruyu cevapsız bırakın, ilk iki soruyu da cevaplamayın.

Kolay kolay kemikleşmiş ön yargıları ortadan kaldırmak, akl-ı selim ile düşünceye davet etmek kolay değil!...

Şehrimizde ana caddelerden birinin ismi, " CENTO"  Olarak halen resmiyette. Bu pakt, dağılďı, pakta imza koyanların hemen hepsi ortadan kalktı, kaldırıldı, iktidardan düştü, düşürüldü.

Üyesi kalmamış, fiilen olmayan CENTO, halen caddede ismi yaşatılan bir pakt&anlaşma.

Şehirlerde, ilçelerde bir yere isim verildiğinde niçin verildiği yıllar sonra unutulur ya da bilinmezse ne dersiniz?

Herkes, şehrinin değerlerine sahip çıkmalı, kıymetini anlamalı, bilmeli.

Ne yazık ki bu olgunluğa sahip değiliz.

Şehir arastırmalarını yaparken, tespitlerimizi dikkâte alan olur mu olmaz mı?

Biz, şimdilik tarihe not düşüyoruz, hatırlanması için.

Kimi tespitler, Milyonlarca Lira harcanarak yapılan AR-GE Çalışmalarını geride bırakır derecede.

Belki bu birkaç şehirde uygulamaya bırakılır da ruhumuz duymaz...

Fakat sizin haberdar olmanız, bizim için yeterli.

Onun için yazıyoruz.

Anlatabiliyor muyuz?



Bu yazı 1168 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI