Arada bir şiir yayınlardık, dergilerde. Şimdiki kimi dergiler, çerçevesi çizilmiş şairlerle sayfalarını tezyin ederken, bir-iki şiir göndermemize kapılarını kapatır oldu.
Şiirin az sattığını çok okunmadığını, yine şairlerin ödül üstüne ödül aldığı ortamda tezat durumlar yaşanmaya devam ediyor.
Farklı bir şiir tekniğiyle yazdım, iki şiir kitabını çıkardım, en son. Fakat daha önce yazdıklarımızın unutulma ihtimali, gönlümüze dokundu. Bu yazımızı şiire ayıralım dedik, kendimizce.
Dörtlükler halinde yazıp defterler arasında kalan kimi kalem çalışmaları… 1980-1985 dönemine baktığımda hatırı sayılır bir çizgi tutturduğumuzu söyleyebilirim. Şimdi birkaç dörtlük sunalım ki mahcubiyet içinde kalmayalım, okura.
SİLMEKTEYİM
Suçumu gizleyemem affımı istemeye yüzüm yok suçluyum ben
Sitemim yok kimseye kendi halimde biriyim izlerimi silmekteyim
Bilmekteyim sorgumu yapsam kendi cezam ah mutlak idamdır
Yaşamam ne ola yaşamadıkça insan olan bu kuralı silmekteyim
BİLMEKTEYİM
Senin adınla başladım yolculuğuma hayatın senin adınla bitecek
Kaç kez suçlu ilan edildim ismine sığındım suçumu bilmekteyim
Seslen su veren yok kalmadı misafir eden insanlık yekten göçtü
Kitaba saygı gitti yaşlı-genç unutuldu istenen hususu bilmekteyim
ŞAŞIRMIŞIM
Şaşsın istemem kimse yolunda yürüsün işler derim şaşırmışım
Kimse bilmez ahvali devr-i devran nasıl işler ahvale şaşırmışım
Elde kalem yazar dururuz güzelliğini çirkinliğiyle yaşantılarımızın
Yazılan kitabı okumaz ahkam keser tiplere bakıp daim şaşırmışım
VURGUNUM
Ne desem beyhude ne söylesem nafile kararını vermişsin sen vurgunum
Ömrüm senin zaman törpüsünde yaşanan güne damgan düşer vurgunum
Bilse gönül sana erişmek için kalan ömründen vaz geçer dünya hayatının
Şiire akseder temayül sensiz olmak ölüme eştir ben bu yüzden vurgunum
ANARIM
Hakkımda söz söylenmiş gücenmedim aynamdın seni anarım
Seninle dostluk güzeldi yokluğunda yalnızım hatıranı anarım
Bakma devrana söz olur iyiliğimiz saklı kalsın izharı kıymetsizdir
İsmine kasem olsun kötülükler beni bulsun o anları daima anarım
Divan şiiri için kimseden ders almadım, sadece bu şiirden nefret babından ders kitaplarında kimi akl-ı evvellerin aldıkları numuneler var. Bu şiirleri okurken, divanî şiirin ne denli güç anlaşıldığına, yabancı kelimelerden mürekkep olduğuna, toplumsallıktan uzak düştüğüne, şarap-kadın-aşk üçgeninde dünyevî arzuların-heveslerin şiirinin okunmaması gerektiğine yer veren dergiler vardı, bunu derste anlatan öğretmenler az değildi.
Bu tarz şiirleri okurken duyduğum mana zenginliğini dile getirmem çok zor. Aslında günümüzün ekâbir şairleri ile o dönemlerin kimi isimleri eşleşir. Şişirilmiş-pohpohlanmış-ulufelerle toplumun benimsemese dahi ismine şair denilenleri bu gün yok mudur? Bunların hormonlu şiirleri ve sadece kendilerinin yazdığı GDO’lu dergileri inkâr mı edilecek?
Aruz vezniyle değil, hece kaygısı ile değil, ilk yazılmış haliyle duran bu ham şiirler, üzerinden otuzu aşkın sene geçtikten sonra olgunlaşmıştır, düşüncesindeyim.
AĞLARIM
Suskunum acımı gömdüm kalbime kimseye yok mihnetim ağlarım
Ahvalim perişan sözüm bana döner aksi yok kendi halime ağlarım
Ne günaha bulaştık suçumuz neydi şehri sevmekti ah kabahatimiz
Geçmişten bu güne neden düşman kesildik ben bir buna ağlarım
Mimarîye taşın can verdiği yapılar gözden düştü her yer betondur
Sengine acem mülkünün feda edildiği şehir hazin ondandır ağlarım
Efkarım dert saçar sevimsiz kılar beni şiirimi yoktur beni anlayan
Kanlı gözyaşı süslerse yanaklarımı istihzaya bakıp ben ağlarım
Gevherin kıymeti na-malûm herkes sanki inci boncuk peşindedir
İstanbul'u sorma bana terk-i diyarındayım ben ahvaline ağlarım
BAKARIM
Acıya ıstırabı katık kederle kardım gamla sarmaladım bakarım
Menzile varmak için yollar uzundur yola rahvan çıktım bakarım
Vaha görsem gölgesinde ağacın geçmiş ömre teessüf ederim
Kalan ömre hayır olsun der hamd eder ilerisine daim bakarım
Gül yaprağına düşen çiğ damlasında görür kendimi ağlarım
Bülbül olmak kolay mı sanır ahvalime düşmana hep bakarım
Devranın çarkında öğütülen buğday danesi ne ruh toz olmuş
Menfaat önünde eğilen gördüm mabud para olmuş bakarım
Kendini yorma endişe duyma doğru ol dürüst yaşa sen şair
Sen çizginden çıkma şaşma tevekkül et daim sana bakarım
SARARIM
Nerede kanayan yara görsem içim incinir ellerimle sararım
Hayata bakışımız budur acıyı içime gömer derdimizi sararım
Ağacın gölgesine sığınır insan dahil canlı ne varsa demde
Dallar ki kuşlara yuvadır dillerini bilmem merhametle sararım
Merhamet çeşmesinde daim damla olmak idealimizdir bizim
Kine öfkeye zulme hevesimiz yok mazlumu daima sararım
Bilmez kendini insan olmayan bize dert üstüne dert verir hep
Acı keder gam üzüntü ömrümüzün rengi oldu söze sararım
Bak etrafına nice devran değişti saltanatlar yerle yeksandır
Tesbihin ipine birer dane acılar söz meclisinde sabır sararım
ARARIM
Mal û mülkü neyleyim sen olmasan yanımda gölgeni ben ararım
Gün ortasında vahada gibiyim senin ayak izini daim ben ararım
Damla misali muhtacım nasıl isterse çatlayan toprak dudağına
Senin dilinden düşene hasretim bağışla beni seni sende ararım
İnsanlık per u perişan ben pejmürdeyim tanınmayacak haldeyim
Bana beni sorma kendimi kaybettim kaybettim ben yitiğimi ararım
Şehre aşina değildir kimliğim bozuldu insicam derde giriftarım ah
İnsan içine çıkamam utanırım insanlıktan çıktı devran seni ararım
Nicedir yazar-söylerim duyulmaz sesim yankısı aksi yok sedamın
Ben sana kurbanım senin yoluna can verenim ben hayalimi ararım
SORARIM
Elimde adressiz mektuplar sahibini arar ben kime sorarım
Boynu bükük ahvalimle gezdiğim yerler bana eldir sorarım
Sevdiğini kaybetmişim deryada balık misali sudan habersiz
Tek başınayım evvel âhirde aşık ne bilir demi seni sorarım
Benim derman arayan derdim var lokmanı belirsizdir deva
Sevgiliye ulaşamam kolum kanadım kırık divanelere sorarım
Fatihteyim Süleymaniyedeyim Beyazıttayım yabancı eller
Bana uzanacak dal lazım gamdayım kederliyim seni sorarım
Ben yaşadım ömrü zaman geçti beklemedeyim son demimi
Artık vuslata hakkım var sitemim sana değil kendime sorarım
KANARIM
Devrana tahammülüm azaldı şiirle hemhalim kanarım
Ben sözüne müştakım bendenim kesildim ben kanarım
Bir dikene tahammül etmeyen gülün kıymetini ne bilsin
Ben o güle ömrümü verdim bağrım hundur dost kanarım
Almış serimi giderim uzaklara yaran habersizdir benden
Seyrine temaşa bana derman endamına daim kanarım
Serimden vazgeçmişim cananım için baş ne ola bedende
Taze yarada bıçak hasretim kan damlar yürekten kanarım
Gel gör eşk ne hale kor ruhu divanesi oldum ey şehr-i rana
İstanbul ruyalarımın beldesidir görmeden gönül ona kanarım
SINANIR
Kalemden damıttığım hüzündür ruhumdan devran sınanır
Ne olmuş ben kulun sıkıntıya düşmüşse ol sabrım sınanır
Nice ehl-i hüner göçmüştür dünyadan kalan tereke kıymetli
Ben deryada damla olamam bak zatına Nuhun baran sınanır
Gülün usaresine kendisini kaptıran bülbül rayihadan serhoş
Bilmez mi ehl-i irfan ıstırab boşuna değil peygamber sınanır
Ger istersüz deyip yazılmış mevludu yeniden yazmak nedir
Çelebi ruhumuza sual etme sen bununla Süleyman sınanır
Edvare bakıver nice saltanat sönmüştür hırsından nefislerin
Bakma ben garibe sual etme ahvalimi her dem şair sınanır
KINANIR
Sevdama hasret libası giydirdim özlemim kınanır
Bilmez kalp ağrısını çekmeyen ruh dilim kınanır
Derdi bilmeyenler derman takdim eder utanmaz
Özüme gariptir söylenenler bak benliğim kınanır
Aşkı bilmez teres yağmurda boşuna ıslanır hep
Gözyaşım çeşme dönüşür ah gözlerim kınanır
Mecnun'a dönüşen kimlik aslını kaybeder sanma
Leyla der Kays'ı tanımayan hep ahvalim kınanır
Ben ne acılar çekerim sancılarım dinmek bilmez
Ruhuma düşer gölgesi aşkın ıstırabım kınanır
İNCİNİR
Söylesem içimdekini kim dinler Züleyha incinir
Derdimi aşikâr kılsam ah bilirim Yusuf incinir
Devrane kul olmak fıtratımda olmamıştır hiç
Köle kalmaya niyetim olmadı ruhum incinir
Söylense hakikat karanlıkta olan itiraza hazır
Demem çok zor değil söylenmezse dil incinir
Dost kapısında gedayım istediğim güzel söz
Avucum açık da yok merhamet sözler incinir
Şehrine bende kıldım bedenimi bu az gelir
Dursam kaldığım noktada bil ki kalem incinir
Şimdi bu şiirleri kitaplaştırmak zor değil. Yayıncılık dünyasında pazarlama-satış-reklâm oldukça önemli. Bu şiirler kitaplaşmaya kitaplaşır da yayınlayacak olan bulunur mu bulunmaz mı? Bu hafta gençlik şiirlerini ilk yazıldıkları gibi paylaşırken, hatasıyla sevabıyla kelimelere karışmadım. Elbette düzeltilecek yönleri vardır, bu şiirlerin. Ben, buna kendimi ehil görmekten uzağım. Şimdi, bu tarz şiirleri yazabilme yeteneğinde görmeye yakın değilim, kalemimi.
mercurecasino poker siteleri slot oyna oleybet
slot siteleri canlı bahis siteleri http://www.tedxmadrid.com/ casino siteleri
başakşehir escort ikitelli escort güneşli escort kayaşehir escort bağcılar escort esenler escort eyüp escort güneşli escort kumburgaz escort topkapı escort
gaziantep escortgaziantep rus escort gaziantep escortseks hikayeleri