Şehirli olmak medeni/uygar olmayı gerektirir. Medeniyet/uygarlık kelimesi de medine/şehir kelimesinden türemiş ve şehirlilik, şehirli olmak ya da şehir hayatı kriterlerine göre yaşamak demektir. Medine/şehir aynı zamanda toplumsal/sosyal halde yaşamakta olan insanların karşılıklı haklarına uymaları, birinin diğerini rahatsız etmemesi, canını tehlikeye atacak davranışta bulunmaması, güven içerisinde yaşamlarına devam etmesi anlamına gelir.
Üzülerek belirtiyorum ki günümüzde medeniyet/ uygarlık/ şehirlilik kurallarını alt üst etmiş; adeta kuralları çiğneme yarışına girmişiz toplum olarak! Bu toplumsal hayatımıza girmiş akrepleri temizlemediğimiz ya da etkisiz hale getiremediğimiz sürece sağlıklı bir toplumsal hayat yaşayamayız! Oysa yaşadığımız yerin/şehrin/semtin güzelliklerle dolu olması bizim de huzurlu olmamız sonucunu doğurur. Yaşadığımız yerde sorunların imkanlar ölçüsünde en aza indirilmiş olması bizi mutlu eder ve yaşama sevincine boğar. Yaşadığımız yerin temiz olması, ulaşımımızın yeterli sayıda klimalı araçlarla yazın serin; kışın sıcak bir ortamda sıkışık ve tıkışık olmadan ferah bir biçimde gerçekleşmesi, yeşil alanlarımızın gözümüze ve gönlümüze ferahlık vermesi, alış veriş yerlerinin/pazarların, kaldırımların düzen içerisinde olması, göze çirkin görünen manzaralardan uzak olması, işgal edilmemiş olması bizi mutlu edecek özelliklerdir.
Çiğnenmekte olan toplumsal kuralları sıralarsak şunlar gözümüze çarpar:
1. Toplu taşıma araçlarına binerken, marketlerde alış veriş yaparken, doktora muayene olurken sıraya girmeden itiş kakışla ileriye atılması,
2. Toplu taşıma araçlarında küçüklerce büyüklere yer vermemek; ebeveynlerce çocukların yanlarındaki boş koltuğa oturtularak büyüklere yer vermemek,
3. Yolda yürürken sokağa, caddeye, kaldırıma tükürmek,
4. Elindeki ambalaj ya da boş kutuyu, poşeti, sigara izmaritini rastgele sağa sola atmak,
5. Sigara içerken dumanını insanların yüzüne doğru üfürerek ya da sigarayı söndürmeden yere atarak karşıdakini rahatsız etmek,
6. Kapalı yerlerde ağzını kapatmayarak insanların yüzüne öksürmek,
7. İnsanların karşısında parmağıyla burnunu karıştırmak,
8. Camiye çıplak ayakla girip başkasının alnını koyduğu belki de ağızlarının temas ettiği, burnunu dayadığı yere; kim bilir belki de nasırlı, bulaşıcı mantarlı, yaralı ayağıyla basıp gezerek namaz kılmak!
Not: Şafii mezhep mensuplarının tavsiyesi olarak bu yapılsa da bugün bu tavsiyeye uymaya gerek kalmamıştır. Çünkü bu tavsiyenin yapıldığı dönemde yaşam koşulları bunu gerektiriyordu. İmam-i Şafii’nin ilk kırk yılı köyde geçmiştir. Köylüler özellikle çamur ve kir pasak içerisinde çalışmak zorunda oldukları için çorapları da kirleniyordu. Bu kirli çoraplarla gelip de camiyi kirletmesinler diye bu tavsiye yapılmıştır. Günümüzde buna gerek kalmadığı gibi tam tersine yapılmaması toplumsal sağlık kuralları açısından önem kazanmıştır.
Toplumsal kurallara uymayı umar, konuya devam edeceğimi anımsatırım! Sağlık ve mutluklar dilerim.
başakşehir escort ,ikitelli escort ,güneşli escort ,kayaşehir escort ,bağcılar escort ,esenler escort ,eyüp escort ,güneşli escort ,kumburgaz escort ,topkapı escort