Halk arasında ünlü  bir deyişimiz vardır:”Bir kişi yedisinde (küçüklüğünde aldığı eğitim ya da yetiştiği ortama göre edindiği ahlak, düşüncesi neyse) eğer kendisini değiştirme niyeti ve çabası yoksa yetmişinde (Yaşlandığında, yaşamı boyunca da) da aynıdır. Bir insan küçükken ya da yetiştiği ortamda bir ahlak edinmişse o kişi o ahlakını kolay kolay terk etmez de doğruluğuna ya da yanlışlığına bakmazsa, sabit bir düşüncede inat edip durup kalırsa Albert Einstein (Aynştayn) dediği gibi: ”Alışkanlıkları değiştirmek atomu parçalamaktan daha zordur.” gerçeğiyle karşı karşıya kalırız.
Biz demokrasiyi yönetim biçimi olarak benimsedik. Buraya kadar iyi. Ancak garip olan demokrasideki çoğulculuğa aykırı bir durum benimsendi. Vatandaş sandığa gidecek ancak tek partiye oy vermek zorunda! Bu nasıl bir seçim ki alternatifi yok! Başka tercih hakkı olmayan bir demokrasi! Demo yani halk oyunu kullanacak ancak bir tek partiyi tercih etmek zorunda! Hatta zorunlu olarak tek partiye oy vermeyenler devletin kolluk kuvvetlerince işkence edilecek, dayak atılacak ve mecbur bırakılacak... Bunu gerçek yaşamdan bir örnekle anlatmak istiyorum: Rahmetli dedem anlattı bana: “Bir gün jandarmalar geldi köye, beni ve bir amcazademizi çağırıp sorguya çektiler ve: ”Siz neden demokratsınız (Demokrat partili) diye bize dayak atmaya başladılar. Bize:” Siz halk partiliyiz demezseniz, dayağa devam edeceğiz. Halk partiliyiz deyin size dayak atmaktan vazgeçelim.” dediler. Biz de aksine onların isteğini yerine getirmedik. Bizi falakaya yatırdılar. Onlar çekip gittikten altı ay sonraya kadar yatalak olduk! Bunun adı da demokrasi olacak! Bu tek partinin (CHP) yaptığı ilk icraatlarından bazılarını örnek olarak verecek olursa:
1. Türkiye’de Kur’an-ı Kerim’in okunması ve öğrenilmesi yasaklandı.2.  Anadolu’da birçok cami ve mescit satıldı ya da kiraya verildi; yıktırılarak  kapatılıp semer, kaşağı, gübre deposu; köpek yuvası ve hela (tuvalet); içkili lokanta ve pavyon, fabrika, at harası, barınak, meyhane, kumarhane yapıldı. CHP’nin Parti il binası, halkevi yapıldı!
3. Çukurçeşme Sokaktaki cami -bugün bile faaliyetine devam etmekte olan- meyhane yapıldı ve Ayasofya Camisi müzeye çevrildi.
4. Türkiye’de tam 17 yıl ezanın orijinal olarak okunması yasaklandı.
5. Tek Parti dönemde ülkedeki camilerin %50'si satıldı; hatta İstanbul Küçüksu Camii üzerine "altı ok" işareti konularak parti teşkilatı binası haline getirildi.
6. Diyarbakır’ın fethinden sonra yarlanan (Fetih Gazisi) ve Diyarbakır’da altı ay valilik yapan,aynı zamanda sahabe olan Hz. Sa’saa’nın (ra) bugünkü Hasan Paşa Hanı’nın karşısındaki eski belediye binasının yanında şimdiki ayakkabı boyacılarının arkasında sonradan Vakıflar bölge Müdürümüz sayın Metin Evsen Bey’in özverili çabaları sonucu yaptırılan yerde mezarı ve küçük bir mescidi vardı. CHP’nin ilk belediye başkanı Nazım Önen tarafından bu mezar ve mescit yıktırılıp başka bilinmeyen bir yere götürülmüştür!
7. Dersim Olayları, (13.160 kişi öldürüldü.) 1937-1938 yılında adı geçen parti yönetimdeydi?
8. Van Özalp’ta Mustafa Muğlalı Olayları, (1943’te 33 kişi kurşuna dizildi.)
9. Zilan Deresi Olayları, (15.000 kadar kişi öldürüldü.) 29 Aralık 1929 tarihinde yapılırken hangi parti yönetimdeydi?
10. Cumhuriyet Gazetesi, 16 Temmuz 1930 tarihinde; “Zilan Deresi ağzına kadar ceset dolmuştur." şeklinde haberi duyururken hangi parti yönetimdeydi.
Tek Parti’nin günümüzdeki yöneticileri! Aynı hataları bugün de yapmakta ısrarcı görünmüyorsunuz! Ortalığı velveleye vermektesiniz. Yazıktır günahtır! Halkın ne günahı var! Boykotu kime uyguluyor ve kimi zarara sokup “İki ayağını bir pabuca sokmaya” çalışıyorsunuz.
İddia ettiğiniz gibi -ki inşallah öyledir- ortada bir suçsuzluk varsa bu er geç ortaya çıkacak ve bu konuda durduk yere kimse kimseyi cezalandıramaz. Siz bahane mi arıyorsunuz? Merak etmeyin, eğer siz suçsuz yere tutuklanmışsanız ve bunun gerçek olmadığı ortaya çıkarsa siz o zaman daha güçlü olarak halkın karşısına çıkarsınız.