Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde kaypak kelimesinin anlamı, “dönek” olarak verilmektedir.  Merak ediyorsunuzdur bu kelimeyi ve anlamını niye buraya aldığımı! Alış amacım insanların bu huyuna dikkat çekerek hem geçmişteki hem de şimdiki toplumlardan örnekler verip kimlerle bu dünyada yaşamak zorunda kaldığımızı anlamaya ve örnekler üzerinde düşündürmeye çalışmaktır. Geçmiş toplumlardan örneği şu dizeleri okuyarak rahatlıkla anlayabiliriz diye düşünüyorum. Bu dizelerdeki olaylar Allah’ın elçisinin; Allah’ın kitabında anlatılan yaşadıklarından esinlenilerek oluşturulmuştur:

“Çıkardık sahile budunu güvenli mavi sularda,

Putçu bir topluluk gördüler denizin maverasında!”

Dediler; bize ilah yap ne olur, tapalım biz de,

Dedik, olmayacakları isteyen kavimsiniz siz de!

“Kuşkusuz, gidişatınız, yok olma nedenidir,

Bizden istedikleriniz çürük ve temelsizdir!”

İnançsızlara üstün kılmışken sizi Allah,

İnsaf edin, aranır mı sizin için başka ilah!

Erkekleri öldürtüp kadınları sağ bırakan,

Zorba işkenceciden kurtardı sizi Yaratan!

Bu anlatılanlarda büyük bir sınav vardır!

Sabır ve içtenliğinizi deneyen Allah’tır!

Denizi yarmış, sizi Rabb’imiz kurtarmıştı,

Diktatör ve ailesini de denizde boğmuştu!

Gördüğünüz gibi Allah’ın elçisi binbir zorlukla onları güvenli kıyıya çıkarıyor, yapılan bu iyiliklere karşılık onlarsa neler istiyorlar! Şimdi diyeceksiniz kimlerdir bu kaypaklar, sabrınızı rica edip söylemeyeceğim izninizle! Çünkü ileride siz de rahatlıkla bulabileceksiniz bu kaypak ve nankör insanları... Bu nedenle devam ediyoruz dizeleri okumaya:

İnsanlara iletmek için Tur’dayken alıp vahyi,

İlah edinmiştiniz haksız yere içi boş buzağıyı!

Kendinize haksızlık etmiştiniz put edinerek,

Bari gelin hevesinizi öldürün tövbe ederek!

Göstermezsen dediler, Rabb’imizi açıkça,

İnanmayacağız ve uymayacağız sana asla!

Çarpmıştı onları yıldırım bakarlarken göğe,

Bilin ki bu karşı çıkmanın cezasıdır Allah’a!

Şimdi de onları zorbaların zulmünden kurtaran Allah ’a ve elçisinin özverilerine verdikleri cevaba bakalım:

Allah’ın bereketli kıldığı kutlu toprağa giriniz,

Geriye dönmeyin dedik, yoksa kaybedersiniz!

“Zorba bir toplum var o toprakta ey elçimiz,

Onlar çıkıncaya kadar biz oraya giremeyiz!”

“Oradan çıkarlarsa biz de seve seve gideriz!

Çıkmadan onlar dediler, bir karış gitmeyiz!”

“Orada oldukları sürece asla girmeyeceğiz!

Rabb’inle gidin, savaşın, burada oturacağız!”                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                    

Evet, bu nankörler; onlara yapılan iyiliğe karşılık yine tehlikeyi göze alamayacaklarını belirtip kaypaklığa yattılar! Çünkü bu toplum geçmişte zorba Firavun’un aşağılamasına alışmışlar ve kişilikleri yerle bir olmuş, aşağılık kompleksine girmişlerdir. Aşağılık kompleksine giren insanlar cesaretleri kırıldığı için artık onurlu davranamazlar:

“Alışmış budunumuz zorbanın aşağılamasına,

Anlamsız geldi savaşmak; değerler uğruna!”

İşte bu kaypaklar bugün başta Filistinlilerin; sonra da dünya Müslümanlarının başına bela olmuşlar!