Güzel Diyarbakır’ımızın güzel insanlarının güzel yaşaması için  şehrimizin yaşama koşullarının güzel olması gerekir. İnsan olarak biz çevremizde güzellikleri gördüğümüz ölçüde içimiz de güzel olabiliyor. Dış güzellik yani gözlerimizin gördüğü güzellikleri içimize atıyoruz ve içimizde güzellikler bahçesi oluşuyor ve bu bahçede yetişen güzel kokulu çiçekler, güller, menekşeler, mor sümbüller, çiğdemler, yaseminler ve nilüferler içimizi güzelleştiriyorlar. Dışımızda güzellik yoksa içimiz yıkılmış, yakılmış bir bina durumuna geliyor ve o binanın geleceğinden ümit kesiliyor!

Amacımız insanlarımıza en iyi ve en güzel biçimde hizmet ulaşsın, insanlarımızın sıkıntıları giderilsin ve kendilerini güzel bir şehirde güzel yaşatan bir ortamda bulsunlar... Belediyeciliğin de amacı bu değil mi? Belediyecilik şehirde yaşayan halka hizmet değil midir? Sonra yöneticilerin iş yumağı arasında görmediklerini biz vatandaş olarak görüp söylemeliyiz; söylemezsek sorunlar birike birike aşılmaz ve yaşanmaz dağlar gibi olur. Belediyelerin görevi hizmetse; halkın da görevi sıkıntılarını uygun bir yöntemle dile getirip ilgilileri durumdan haberdar ederek insanlarımıza yapılacak hizmete ortak olmaktır.

Mastfıroş Caddesi’ndeki refüjlerin yeterince sulandığını; daha önce yazdığım yazıda uyarımın dikkate alındığını gördüğüm için halkımız adına ilgililere buradan teşekkür ediyorum. Bizim işimiz “Doğruya doğru; eğriye eğri!” demeye çalışmaktır.

Toplu taşıma araçlarındaki ücretsiz kart sorununu çözdükleri için belediyenin ilgili yetkililerine teşekkür ederim. Ancak özel halk otobüsleri ve özel minibüslerde Diyarbakır’ın bu sıcağında hala klimalarını çalıştırmayanlar var! Bunun nedeni denetimlerin yetersiz olmasıdır. Vatandaş aracın içinde bunalıyor; yolculuk yaptığına pişman oluyor! Halk arasındaki biçimiyle söylersek: “Parasıyla işkence çekiyor!”

Belediye otobüsleri akşam erken saatlerden sonra özellikle Balıkçılarbaşı Güzergahı’nda çalışmıyorlar. Ayrıca nedenini anlayamadığımız bir biçimde adı geçen güzergahta özel halk otobüsleri de çalışmamaktadır. İlginçtir Diyarbakır’daki bütün özel halk otobüsleri Dağkapı güzergahında çalışmakta olup Balıkçılarbaşı güzergahında çalışmamaktadırlar! Oysa şehrin en işlek ve turistik semti Balıçılarbaşı’dır. Tarihsel ve turistik özellikleri olan Dört Ayaklı Minare ve tarihi Camisi, Kiliseler ve tarihsel hamamlar, Diyarbakır evleri burada bulunmaktadır. Burada yeni açılan çarşıdaki iş yerleri akşamdan gece geç saatlere kadar açık olup “İğne atsan yere düşmez!” diyebileceğimiz bir durumda insanlar tarihi yerleri gezip dolaşmaktadır. Gündüz sıcak olduğundan insanlar akşam ve gece saatlerini seçmektedirler. Şehrin ulaşım ve kalkınma planlarını sık sık gelişen ve değişen ihtiyaçlara göre güncellemek gerekir. Kendini kabul ettirmek sözle değil; hizmetle olur. Buna göre şehrin Balıkçılarbaşı ve Dağkapı semtlerine gece 12.00’a kadar Belediye otobüsleri ve halk otobüsleri çalışmalıdır. Diyarbakır büyükşehirdir. Ancak üzülerek belirteyim ki mevcut planlamalar büyük şehir planlamasına uygun değildir! Güzergahlar ve araç sayıları da eski ihtiyaca göre planlanmış olup yeni gelişmelere ve koşullara göre yeniden gözden geçirilmelidir.

Niyetimiz “Bağcıyı dövmek!” değildir. Amacımız; “Üzüm yemektir...” Bundan ötürü tespitlerimizi şehrimizde yaşayan halktan biri olarak yapıp aksaklıkların giderilmesi için katkıda bulunmak niyetindeyiz. “Çorbada bizim de tuzumuz olsun!” diye bu yazıları yazıp gündemde tutmaya çalışıyoruz. Yazacaklarımız daha bitmedi! Ömür biter hizmet bitmez! Allah’a emanet olunuz!