Bugun...


Mübin Düzgün

facebook-paylas
Sifil Hocanın Halet-İ Ruhiyesi-(3)
Tarih: 19-02-2021 00:02:00 Güncelleme: 19-02-2021 00:02:00


SİFİLİN TARTIŞMA DIŞI KONUŞMALARI

Her insan münazarada, tartışmada iyi olmayabilir bu çok doğal, allame sandığın kişi bakıyorsun ki çocukça bir soruya cevap veremiyor bu da doğaldır ama eğer kibri, enaniyeti devreye girerse direkt ona kötü söz söyletir. Sifilin Münazarasız konuşmalarında önyargı ve ithamlara şahit olsam da hiç kötü bir söz kullandığını, tekebbür ya da hakaretvari sözler duymadım belki de denk gelmemiş olabilirim. Zaten karşısında kimse yok, kendine hakaret edecek hali yok herhalde. Bu da gösteriyor ki münazara konusunda makul cevap veremediğinde hakarete başvurabilen zayıf ve aciz bir alimimiz. Tabi ki zayıflık ve acizlik de suç değil, günah da değil; ancak ciddi manada kibir ve enaniyet çıkıyor karşımıza, işte tam da sıkıntı burada.

MOLLA SADULLAH ERGÜN İLE ATIŞMALARI

Her ikisinin de bu mevzuyla ilgili bütün konuşmalarını dinledim harf harf, saniye saniye..  seyda molla Sadullahta tek kötü bir söz işitmedim aksine kendisine yakışır şekilde ilim gördüm, edep, dürüstlük ve samimiyet gördüm. Ebubekir Sifile gelince alim mi dinliyorum sokakta geçerken birbirine laf atan iki ergen mi, inanın idrak edemedim, bu bir hakaret değil hakikat…

Yaklaşık 2 buçuk saatlik konuşması boyunca yaptığı hakaret ve sözlerini analiz edecek olursak 4 ana başlık altında değerlendirebiliriz:

İSTİHZA/ALAY

Ebubekir Sifil nerden geldiğini unutmuş gibi, seyda molla Sadullahın ilmi seviyesinin düşük olduğunu işinin sadece sarf/nahiv olabileceğini söylüyor. Halbuki sonradan zengin olan birinin şımarması gibi sonradan ilim ile tanışan kişi de kendini ‘seçilmiş allame’ sanabiliyor, Ebubekir Sifil hocanın ilmi temelinin olduğuna emin değilim sonradan görme bir alim. Kendi alanında literatüre hakim olabilir, olsun o kadar, üniversitede hoca olan birinin kendi alanına çalışmaması düşünülemez, kişi velev para için bile olsa bunu yapmak zorunda, alanının dışına bir adım bile atamayan biri tüm dini ilimleri okuyan/okutan bir alimin ilmiyle alay edebiliyor.

Molla Sadullahın anadili Kürtçe. tedrisini Arapça-Kürtçe yaptığı için elbette bir türk gibi Türkçe konuşması imkansız ve bu beklenemez. Sifil hoca bir yerde kütleye “kotla” deyip bunu bile alay konusu yaptı, gerçekten durum vahim seviye sıfır.

TAHKİR/KÜÇÜK DÜŞÜRME

Konuşma boyunca kaç defa küçük düşürücü ifade kullandığını bilmiyorum sayamadım çünkü, ama en çok kullandığı “molla, yarım molla” ifadesi. Her defasında molla diyor sonra istiğfar çeker gibi yarım molla deyip düzeltiyor, içler acısı bir durum gerçekten. Sadece bunlar değil; adi, alçak vs gibi sözler çok kullanması elbette başının göklere yükselmesine sebep olmuştur umarım.

TEKEBBÜR/BÜYÜKLENME

Kişi ancak acziyetten, çaresizlikten veya kızgınlıktan birine hakaret edip aşağılayıcı ifadeler kullanır. Rezil, alçak, kepaze, donkişot gibi ifadeler karşındakini küçültmektir acziyet ve zillettir ancak Sifil hoca aşağılamanın yanında ayrıca kibir ifade eden sözler de kullandı “elimi öpeceksin, ayakkabı bağımı öpeceksin” gibi bir alimin(!) asla kullanmaması gereken cahilce sözler. Cehaletin yanında bu tür ifadeler kişinin imanını bile zedeler. İlmi tekebbür çok daha ayrı bir konu. Kişi şeytanın tekebbürünü, üsve-i seyyiesini örnek edinmiş olur ve zamanla da ilahlaşabilir bu kötü hasletler neuzu billah.

İTHAM/SUÇLAMA

İthama çok alışık bir milletiz, birini bir yere zorla hapsedip oraya buraya nisbet etmek ne kadar hoşumuza gidiyor, adeta sanki –haşa- Allaha yakınlaştırıyor bu davranış. İtham hem yalan barındırır hem iftira. Her iki haslet de mü’min özelliği değildir. Bu iki haslete sahip kişi için gönül rahatlığıyla “ben bu kişinin diniden değilim” dersek abartmış olmayız. Zira yalan, iftira münafık alametidir. Bu umumi bilgiden sonra sifil hoca “suud menşe’li” derken ya bizzat şahit olmuştur, elinde sağlam deliller var ya da yalan söylüyor, iftira ediyor. Üçüncü şık imkansızdır. Suud menşe’li olmak da ayrıca suç değildir o da başka bir mevzu, tıpkı şamanist bir atadan gelen müslümanların bunda suçsuz ve günahsız olduğu gibi.. Bu tür yakıştırmalar korkak ve paranoyak hastaların işidir, imanından emin olmayan kişilerin özelliğidir. Sadece Sifil için demiyorum genel, herkes için.

Ehl-i sünnet kalesinin hâmileri böyle davranıyorsa o kale çoktan fethedilmiştir. Vahhabi ya da selefiler tarafından değil,  hadid süresinin 14. ayetinde geçen “el ğarûr” ile.

Allah, ehl-i sünneti niteliksiz ve ucuz kişilerin pençesine teslim olmaktan muhafaza etsin.

İslâmı zelil kişilerle aziz etmeye muhtaç etmesin.

-Bitti-

 



Bu yazı 3945 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI