الذى جمع مالا وعدده يحسب أن ماله اخلده
O ki mal topladı, saydı da saydı, malının kendisini ebedi kılacağını sandı (Hümeze)
Bir bayramı daha geride bırakırken, daha güzel ve anlam dolu bayramlara ulaşmak umuduyla..
Geçmiş, geleceğe meş’ale olabiliyorsa ancak o zaman bir anlam kazanır.
Bu da şeker tadında küçük bir ders mahiyetinde olsun;
Küçükken köyde şeker toplama yarışına girerdik.
Ninemizin, dedemizin, teyzemizin.. sağ/ölü farketmez aklımıza kim geldiyse, hepsinin payını alır poşetimizi şekerle doldurmaya çalışırdık. Bazen hızımızı almaz, kıyafet değiştirip ikinci kez dolaşırdık. Bize gülümseyerek “Siz gelmemiş miydiniz” diyenlere "herkesin payını aldık kendimizinkini unuttuk" demeyi ihmal etmezdik. Tanınmamak için saçının tarama yönünü bile değiştiren oluyordu.
En güzel şekerler büyüklere verilirdi biz çocuklara ise daima kalitesiz ve ucuz. Onun için bazen büyüklerin gölgesinde çaktırmadan gezdiğimiz oluyordu.
Halbuki mantıken tam tersi olmalıydı. Bir çocuğa şekerin en güzeli verilmeli. Ama şu bir hakikat ki mantık insanı bazen yanıltır, çocukların tükettiği şeker büyüklere oranla kat be kat daha fazla olduğu için bu taksimat hak açısından yanlış olsa da adalet cihetiyle doğruydu, belki de zaruriydi, çocuklara yetecek derecede güzel şeker almak mümkün mü, kim neden o kadar kaliteli şeker alsın?!
“Mijmijok” dediğimiz şekerler markasızdı, Türkçesi bile yoktur anlaşılan. Bu kelimenin tercümesi “emildikçe emilen şeker” anlamında olsa gerek. Ağza zor sığacak kadar büyük, şişik yanağını görenler kabakulak olduğunu sanırdı, çene kemiğini uyuşturup yorunca diğer yanağa kaydırırdın. Üzerinde şeffaf ve yazısız bir poşet vardı. Genellikle üstündeki o şeffaf jelatin poşet, şekerle adeta mezcolup sökülmez vaziyette olduğu için görünmez bir hal alırdı, şeker ağızda bir müddet emildikten sonra ayrışır, tükürür atardın poşeti. Çoğu kez bu şekeri bitiremez ve sonunda güçlükle kıkırdak gibi çiğner yutardık. Ama bunları bile toplamaktan geri durmaz şeker sayımızı arttırırdı sonuçta.
Büyüklere güzel şekerler ikram edilmesi elbette onlara verilen bir değerdi, bir ikramdı. Yoksa büyüklerin şeker yemediğini ya da çok az yediğini pekâlâ bilirlerdi.
Babam eve gelince cebinden tüm kaliteli şekerler yere saçılırdı orda da kardeşler arasında küçük bir yarış olurdu, kim ne kadar kaparsa...
Sonunda sayardık şekerleri kimin daha fazlaysa büyük bir iş başarmış olurdu.
Bunlar çocukluğu güzelleştiren şeylerdi. Ama ilginçtir ki son şekere kadar yediğimi hiç hatırlamıyorum. Şeker torbasını bir kenara atar bazen birkaç tane yedikten sonra bıkardık, bazen de poşet olduğu gibi kaybolur şekerler hebâ olurdu.
Ne kadar da benziyor değil mi?
Dünya malının peşine düşmek de malesef böyledir. İkisi de tatlıdır biri hakiki anlamda diğeri ise manen..
Toplarsın dünya malını tüm cehd ve gayretini bu yönde sarf edersin Ama aradaki fark eninde sonunda sen keseyi değil kese seni bir kenara atar, tüm sülalene tek tek paylarını dağıtır ve kaybolur gider.
Her şeyde ölçülü olmamız gerektiği gibi bu konuda da ölçülü olmalıyız.
Allah bizi, dünya malını amaç değil araç olarak görebilen, dünya malına köle değil aksine dünya malının bizim için musahhar kılınıp kölemiz olduğu farkındalığıyla yaşayanlardan eylesin.
Yüce Allah hepimize hayırlı ve temiz rızıklar ihsan etsin, boğazından haram lokma geçmeyen evlatlara sahip olabilmeyi cümlemize nasip ve müyesser eylesin.
başakşehir escort ,ikitelli escort ,güneşli escort ,kayaşehir escort ,bağcılar escort ,esenler escort ,eyüp escort ,güneşli escort ,kumburgaz escort ,topkapı escort