‌Bu ülkede son 40 yıldır konuşulan konuların başında Kürtler ve HDPKK oldu. Kürtlerin bu ülkedeki sesi Şex Sait kıyamı ile işitilmeye başladı. Takriben 100 yıllık bir proje ile işgalci batı ülkenin bir parçası olan Kürtleri diğer parçası ile düşman edip ülkenin gücünü  yıpratmaktı. Türklerin Anadolu'ya gelişinden bu güne kardeş olan Kürtler ve Türkler bölgemizin tüm yaşayan farklı din ve kavimlerede analık etmiştir. Bu kardeşliğin Anadolu'nun islamlaşmasında ve fetihler de önemli bir rol oynamıştır. Nihayetinde Osmanlı imparatorluğu ile beraber olan Kürt halkı Osmanlı Devleti'nin son nefesine kadar ihanet etmeyen tek kavim olan Kürt halkı ve öncüleridir.  Kürtler işgalci Batı'nın tüm tekliflerini red etmesinden dolayı cumhuriyetin kuruluşundan hemen sonra başlayan eziyet zulüm ve asimilasyon baskıları Kürtlerin ötekileştirilmesinin kapısını aralamıştır. Kürtlere reva görülen bu anlayış hemen tepki vermiştir şex Sait ile başlayan bu itiraz bugüne kadar gelmiştir.

‌Devlet içindeki işgalci Batı'nın eli Kürtlere baskıyı zulmü asimilasyonu reva görerek Kürtleri öz benliğinden uzaklaştırmayı hedeflemiştir.

‌Öz benliğinden uzaklaştıkça Kürt halkı değerlerine muhalif bir karaktere bürünmüştür. Bu karakter Kürt halkını adaletten haktan hukuktan ve kendi olmaktan uzaklaştırıp işgalci Batı'nın güdümüne sokmuştur. Batı'nın güdümüne giren sözde Kürt halkının savunucuları (HDPKK) en büyük düşmanlık ve zararı mazlum Kürt halkına vermiştir. Yüzyıldır her türlü sıkıntıya reva görülen mazlum Kürt halkı içinde bulunduğu psikoloji ile fakirlik ve cehaletinden kaynaklı iyi niyetinin suistimal edilerek hak ve hukuk mücadelesinde Kürtleri yanlış kulvarda sokan HDPKK anlayışı Kürtleri getirdikleri nokta batı emperyalizminin (ABD VE İSRAİLİN) bölgedeki pis işlerinin taşeronluğu olmuştur.   Kürt halkının özetle istediği temel hak ve hürriyetlerin oluşturduğu iklimde yaşamaktır. Bunu da şiddetsiz olarak bir mücadele tarzında istiyorlar. Ölüm şiddet kaos ve terörist davranışlarla sadece emperyal güçlerin kölesi ve çetesi olma durumunu aşmak mümkün değildir. Tarihte Kürtlerin en büyük meziyeti kahramanlık ve adalet savunucusu olma vasfıdır. Yiğitlik

‌ söz kardeşlik vefa misafirperverlik sadakat ilmi kimliği öne çıkarken bu gün eli kanlı kendi halkına düşmanlık eden terörist bir anlayıştan bahsediliyor.

‌Gençlerini değerlerini batı anlayışına peşkeş çeken bir anlayışa evrilen Kürt halkı ne kazanmıştır sorusunu sormak gerekir.  

‌Batı emperyalizminin öncüsü olan katil ABD neden Kürtlere bu kadar yardım ediyor Sorusu bile şu an ki anlayışın kimin hizmetinde olduğunu göstermektedir.

‌O nedenle tarih sayfalarına Kürtlerin yaşadığı bu 40 yıllık HDPKK süreci Kürtlerin utanç duyacağı bir sayfa olarak geçmiştir. Kürtlerin hiçbir değerine anlayışına uymayan bu hareket Kürtlere dayatılarak tüm Kürtler töhmet altında bırakılmıştır.

‌Cumhuriyeti kuran gizli el ile Kürtlerin değerleri ile savaşan bu yapı el ele vererek Kürtleri tarihteki şanlı duruşuna leke düşürmeyi başarmış durumdalar. Kaybedilen bu değerlerle var olan Kürt halkı bu yapının sayesinde kaybeden tek taraf olmuştur. Kürt halkının kaybettiği değerler yanında kazandığını sandığı milletvekili sayısı  belediyeleri yada sayısal gücü veya elindeki silah yada ABD"nin desteği bir kazanım olarak anlam ifade etmiyor.