İnsanın hayat yürüyüşü yaradılıştan kıyamete değin süregelen bir mücadeledir.

Bu süreçte ki mücadele kazanımları/kayıpları tecrübe olur kişinin hayatında.

İnsan hem etkileyen hemde etkilenen varlıktır.

Her halükarda insan öğrenmeye meyal bir yapıdadır.

Allah Kuran’da defeatla “akletmezmisiniz” der ve akletmeye  davet eder.

Akıl sorumluluğun temel öğesidir.  Sorumluluk ise insanın hayat yürüyüşünün mihenk taşıdır.

Yine Kuran’da Allah “ey iman edenler bilerek iman ediniz bilerek inkar ediniz ” der sorumluluk bilinciyle hareket edilmesine vurgu yapar.

Yine insanlığa en büyük özgürlüğü yaratıcı vermektedir. Yaratılmış bir varlık olan insan yaradanını inkar etme özgürlüğüne sahip bir varlıktır. İnsan kabul ettiği ve yaşadığı değerler ile anlam bulur.

İnsan İman ettiği değerleri yaşadıkça hayatı anlam kazanır. Yaşadığı toplum bu değerlerle buluştukça o kabullerin oluşturduğu pratik saadet toplumu olarak adlandırılır.

İnsanoğlu bu iklimi bu dinin resulü hz Muhammet’le elde etti. Sonrasından bu güne bu iklimden uzaklaşıldı.

Şimdi yeryüzü insanlığı bu iklime kavuşmaya her zamankinden çok ihtiyaç duymaktadır.

İnsanlık kendini tüketecek ve yok olmaya yol aldığı bir sürece girmiştir.

Ölüm kin nefret bencillik hiçbir zaman insanda bu kadar öne çıkmamıştı.

Vahiy düşünce mektebinin dışındaki düşünce merkezleri İslam alemine ektikleri tohumun semeresini almaya başladıkları bir süreçteyiz. Kardeş kardeşe ölümü ve zülümü reva görmekte düşmanlık esintileri akılları alacak dozda etkili olmaktadır.

Tüm bu karmaşa ve kaosun oluşturduğu bıkkınlık ve çaresizlik içinde olan insanlık yeniden vahiy düşüncesine ihtiyaç duymaktadır          

Yeryüzü karmaşadan bıkmış aydınlığa eğilimi artmış durumda. İnsanlık yorgun, huzur ve adalet istiyor.

Bunuda kim gerçekleştirirse ona yönelim olacak.

Bunu gerçekleşmesi ancak vahiy merkezli düşünce mektebi  olacaktır.

Insanoğlu yine böyle bir buhran içindeyken Allah Resulünü ve onunla birlikte Furkan olan kitabını göndererek insanlığa aydınlığa çıkacak meşaleyi tutuşturdu.

Ki o meşale  aşk ateşi  ile tutuşmuştu.

Nur merkezli bir aydınlık yolunu gösteren insanlığı selamete çıkaran aşk ateşi ile yanan bir kurtuluş yoluydu.

Tekrardan buna hasret olan insanlık bu aşk Ateş’inin yaktığı meşale ye ihtiyaç duymaktadır.

Öyleyse “akledip” düşünerek hareket edenlerden olalım….