Uzun süredir İslam coğrafyasından savaş eksik olmamaktadır. Sebebi anlaşılmakta güçlük çekilen sorunlardan kaynaklı bir savaş iklimi kuşatmış mazlum halklarımızı.

Bu kirli savaştan en habersiz olanıda bölge halkıdır.

Emperyalist ve işgalci Batı yerel partnerleri ile İslam coğrafyasını talan etmektedirler. İşgalci Batı dünde böyleydi varlıkları sömürü ve zülüme dayanan bu anlayış gittikleri yeri harebeye çevirmekten geri durmamaktadırlar.

Bunu yüzlerce örnekle anlatabiliriz. Lakin şuan halklarımız bunu anlamakta yada oyunu görmekten uzak hareket etmektedir. Bir hayal ve olmazın peşinde ülkelerini ve halklarını felakete götürmektedirler. Osmanlı devletinide işgalci Batı cephede savaşla yenemeyeceğini anlayınca Osmanlı tebaasındaki halkları etkileyerek (kandırarak) halk içinde oluşturulan nifak sonucunda yenmeyi başarabildiler. Şuanda tarihi ile tanışan ve yeniden diriliş duygusuna yönelen İslam toplumlarını ifsat etmek için sebebi net olarak bilinmekte güçlük çekilen etkenler ile karıştırılmaktadır.

Bir savaş iklimi hakim olan İslam coğrafyası kimin niçin savaştığı yada sonucunun kime yaradığının hesabı yapılmayan bir kargaşanın içinde bulunmaktayız.

Tek devletten onlarca devlet devşirten işgalci Batı şuan bu devletleri saçma nedenlerle karıştırmakta HALKI bölmek ve birbiri ile savaştırarak kendi emellerine ulaşmak için zemin oluşturmaktadır. İslam coğrafyasındaki hiçbir savaş Müslüman halkların iradesi ile alevlenmiş savaşlar değildir. Müslüman halklar savaş anlayışından terörden ve kaos anlayışından uzaktır. Fakat bunlardan uzak olma anlayışına rağmen bu kirli savaşın içinde yer almaktadır.

İslam coğrafyasındaki SAVAŞI isteyen Batılılar

silahı veren Batılılar

sonuç ne olursa olsun kazanan yine Batılılar Olmuştur.

savaşan ve ölenler mazlum halklar. Biz müslümanlar farklı ideoloji ve anlayışlara bölünerek kendimizi tüketmekten öteye bir yere varmamız mümkün değildir. Sonuç ne olursa olsun oyunu Kuran işgalci Batılılar kazanmakta ve bu İslam coğrafyasında mazlum halklara bir şey verme yada daha iyi şartlarda yaşam koşulları sağlamada bir imkan sunması mümkün değildir. Ancak işgalci Batı kendi Emel ve isteklerine hizmet etmek için bölge insanlarını destekleyip Müslüman kişiliğin güç kaybetmesini sağlamaktadır. Çünkü İslam coğrafyasının stratejik konumu zenginlik durumu dini olarak taşıdığı kutsal değer ve verimliliği Batılıların ilgisini ve iştahını kabartmaktadır. İşgalci batının müslümanlarla ilişkisi tarih iyi tetkik edilirse anlaşılacağı üzere hep ikiyüzlü ve ihanet anlayışını geçememiştir. İşgalci Batı tarihi serüveninde bu ANLAYIŞI aşamamıştır. Çünkü batı çıkarcı ve ikiyüzlüdür. Tüm Zaman’larda zülüm ve sömürü ANLAYIŞI onlarda hayat bulmuştur. Şu andada işgalci Batı İslam coğrafyasını kendi çıkarları için karıştırmaktadır. Ölümü ve fakirliği bize kader olarak dayatmaktadır. Ülkelerimizin zenginliklerini çalmaktadır. İlginç olan tüm bunları demokrasi için yaptığını iddia etmektedir. Irak topraklarına Saddam  zalimdir diye girdi koca ülkeyi harebeye çevirdi süriyede aynı şey Afganistan’da aynı şey hükasa işgalci Batı yalancı ikiyüzlü ve sömürgecidir. İşgalci batının İslam alemine vereceği hiç birşey yoktur. Üzücü olan içimizden birilerinin bu işgalci Batılılara inanıp onlara çerecilik yapmasıdır. Halkını felakete götürmesidir. İslam alemi üzerindeki kararlık en koyu tona ulaşmıştır.

Buda şafağa en yakın haldir. Halklarımız uyanıyor oyun görülüyor ve oyun tek tek bozulmaya başlıyor.