100 yıllık hesap ve oyun buzuldu. Büyük Ortadoğu projesi ile islam coğrafyasını işgal etmek isteyen Haçlı zihniyeti adım adım hedefine ilerlerken Türkiye engeline takıldı. Irak’ın işgali ile başlayan Arap baharı ile devam eden ve Suriye işgali ile islam coğrafyasını kan gölüne çeviren işgalci batı anlayışının nihayi hedefi ise Türkiye’yi bölmek etkisizleştirip siyonist anlayışın islam coğrafyasını talan etmesinin zeminini oluşturmaktı. Bununlada siyonist anlayışın Fırat ile Nil arasındaki havzayı işgal edip emellerine ulaşmayı hedeflemektedirler. Bu nihayi hedefe ulaşmak için her yolun meşru olduğu bir anlayışla hareket etmektedirler. Bunun için kimilerini makamla kimilerini güçle kimilerini parayla kimilerini devlet vaad ederek bu coğrafyadaki ülkeleri rahatsız edici oluşum ve örgütlere destek vererek bir kaos ve savaş ortamını oluşturdular. Yüzbinlerle masum insanın ölümüne sebep oldular. Bu alandaki ülkelerde savaşlar çıkardılar. Demokrasi ve özgürlük vaadiyle ülkeleri işgal ettiler. İnsanlığın kabul edemeyeceği zulüm ve baskılarla halkı yerlerinden yurtlarından ettiler. Çoğu zaman bunu din adına ırksal tercihler adına ideoloji adına yaptılar ve bunları destekleyerek aynı toplumun bireylerini savaştırdılar. Türkiye’de bunu PKK ile yaptılar Suriye’de DEAŞ ve PYD ile yaptılar Irak’ta başka örgütlerle islam coğrafyasını mezbahaneye çevirdiler. Bu karmaşa ile bu ülkelerde otorite boşluğu oluşturup kendi emellerine doğru ilerlemenin zeminini oluşturuyor. Bu karmaşa ve savaşın temel sebebi siyonist anlayıştır. İlk kez bu işgalci anlayışa karşı duran bir ülke çıkıyor. Yüzyıllık plan bozuluyor. Doğal olarak savaş kaçınılmaz oluyor. Şunu unutmamak gerekir ki bu oyunun nihayi hedefi Türkiye’de bir iç savaş ve kaos çıkarmaktı. Bugün İDLİP konusu bu savaşın Türkiye’ye ulaşmasının önündeki settir. Eğer Türkiye İDLİP konusunda taviz verirse altından kalkamayacağı bir karmaşa sürecine girer. Eski Türkiye olunsaydı bu oyuna boyun eğen bir anlayış ile hareket edilirdi. Her kesin kendine göre hesabı ve tedbiri vardır unutmamak gerekir ki bu hesapların üstünde Allah’ın takdiri vardır. Güç hiçbir zaman nihayi belirleyici bir sonuç değildir. Güç doğru kullanılmazsa zülüm hayat bulur. Zülüm ile hükmetmeye çalışmak azgın toplumların işidir. Azgın toplumların sonu helak olmaktır. Bu gün yeryüzünü kan gölüne çeviren anlayış bu zülüm anlayışıdır.